Namuslu vatandaşın hakkını kim koruyacak?

A -
A +

Türkiye'de bulunan bürokratik çarklar, sıradan vatandaşın haklarını koruyacak yapıda değil. Problemi erteleme, süreyi uzatma, oyalama; kısacası vatandaşı çileden çıkarma ve pes ettirme anlayışı... Halbuki haklı ile haksızı en kısa zamanda ayırma, haksızdan haklının hakkını süratle alma, suçluyu cezalandırma, masum vatandaşı koruma devletin öncelikli görevlerindendir. Devlet bu görevlerinde zaaf gösterince, boşluğu doldurmak da sağda solda boy gösteren, "mafya" tabir edilen suç çetelerine kalıyor... İlgili kurumlar, İzmitli vatandaş Y. Ziya Kocaman'a aşağıda anlatılan çileyi yaşatmamalıydı. Bu mağduriyeti en kısa zamanda gidermek, kamu görevinin ve vatandaşa karşı mükellefiyetin gereğidir: "43 sene ticaretle uğraştım, vergimi verdim. Hiçbir kötü alışkanlığım olmadan arttırdığım parayla 3 büro, 1 dükkan edindim. Bütün maksadım, yaşlılığımda kimseye muhtaç olmadan, hayatımı rahat bir şekilde geçirmekti. Bir kiracım aylarca kira ödemedi. Avukata verdim, 13 ay sonra ancak anahtarı alabildim. Avukat, alacağımı icra yoluyla tahsil edebileceğini söyledi; 3 sene oldu, elime birşey geçmedi. Üstelik kiracılardan kalan elektrik ve su borçlarını ödemek de bana kaldı. Bu borçları da büyük gecikme zamlarıyla ödedim. Merak ediyorum, elektrik ve su idareleri depozitoyu aşan borç durumlarında elektrik ve suyu neden kesmiyor? Borçları böyle biriktirerek, yüksek oranda gecikme zamlarını almayı mı hedefliyorlar? Bir diğer kiracım 25.01.2003 tarihinde kontrat yaptıktan sonra 2 ay kira verdi, sonra da büroyu kilitleyip gitti. Noterden ihtar yolladım, büroya gelmediği için ev adresine yolladım, o adreste öyle bininin oturmadığı ibaresi yazılarak geri geldi. Savcılıktan bilgi alma yoluna gittim, görevli polis memuru dilekçe ile müracaat etmemi söyledi, öyle yaptım. Ama o makamdan da, "biz öyle işlere bakmayız, kiraya verirken bize mi sordun ne yaparsan yap" denerek adeta kovuldum... Ne avukat, ne de savcılık yoluyla bir sonuca varamıyorum. Büromu açıp giremiyorum. Ne tarafa başvursam çözüm bulamıyorum..." Şimdi bu vatandaş ne yapsın? Devletin ilgili kurumları bu tür problemleri çözemiyorsa, kim çözer? Bu tür boşluklar ve zaaflar çetecilerin ekmeğine yağ sürmez mi? Turizm bölgesinin kanayan yarası: "Herşey Dahil" "Herşey Dahil" uygulaması, turizm bölgesinin kanayan yarasıdır. Bu uygulama, "hep bana, hep bana" anlayışı, turisti hapsetme, çarşıyı bitirme fiilidir. Bunda, ençok devlet olmak üzere herkes zarar görür. Binlerce esnaf iş yapamaz, iflas eder; devlet çok büyük vergi kaybına uğrar, işsizlik artar. Bu sistemle, o vergilerin binde biri alınamaz. Alanya'yı örnek olarak verecek olursar, bu esnaf turizm esnafı sayılır; bu esnafın verdiği toplam vergi hesaplansın ve bu vergi getirilen sistemden karşılansın bakalım... Birkaç kişi turizmin kaymağını yiyecek diye, esnaf iflasa, insanlarımız işsizliğe sürüklenir mi? Bu yanlıştan biran önce dönülmelidir... > Alanya'dan bir vatandaş Adres: Türkiye Gazetesi Serbest Kürsü Köşesi 29 Ekim Caddesi No: 23 34197 Yenibosna /İSTANBUL Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 30 31

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.