Ne hallere düştük!...

A -
A +

Milli Eğitim Bakanlığı'na; Milli Eğitim Bakanlığı'nın sitesindeki açıklamada: Matematikten kuraya giren 708 kişi, atanan 660 kişi, kalan ise 48 kişi idi. İngilizce'de ise kuraya giren 237 kişi, atanan 167 kişi, kalan ise 70 kişi idi. Sebep tercihleri dışında atamayı kabul etmemeleri idi. 2000 Aralığında yapılan 3. atamada 1284 kişi atanmıştı ve siz bize sadece branştan kalanların atandığını söylediniz. Öyleyse Matematik ve İngilizceden kim var ki 3000'lik kadroya atansın, yeni mezun zaten yok, okul uzatan birkaç kişidir. Öyleyse kim atanacak? Ben 69 puanlı, Fen-Edebiyat Tarih mezunu sınıftan başvurmuş biriyim, iki yıldır bekliyorum. Bu arada bir okulda İngilizce derslerine giriyorum, ben İngilizceden atanabilir miyim, şartları ne? Ayrıca adreslerimize kağıt geliyor "atanma başvurunuz işlemden kaldırılmıştır" diye. Bu kâğıt bazı Fen-Edebiyatlılara gelmiş, bana daha gelmedi, kime göndermişler, neden iptal etmişler açıklama yok. Dersler boş İngilizceye girdiğim okulda, ben Sosyalci olduğum halde, Sosyal Bilgiler dersi haftada 28 saat boş geçiyor. Müdür bana, "Bir yolunu bul, atan" diyor, nasıl olacak? Bakan, kimleri, nasıl atayacak? Ayrıca ilçe ve köy okullarında Sınıf Öğretmeni ihtiyacı var. Bazı öğretmenler istifa etmiş, başka kuruma geçmiş (Halk Eğitim gibi), bazıları da Mart'ta askere gidiyor, ayrıca şehir merkezinde sınıf öğretmeni az olduğu için müdürler 60-65 kişilik sınıflar oluşturmuşlar. Sınıftan atama olsa birkaç il hariç kimse boşta kalmaz. İl Milli Eğitim'in İngilizce Kursuna, diğer öğretmenlerle öğrenci olarak gidiyordum, kadrolu olmadığım için beni kurstan attılar. Ama Bilgisayar kursundan atmadılar, insaflılar. Bilgisayar Kursunun sertifikasını verecekler. Bu memlekette dokuz köyden kovuluyoruz, atama olacak diye asker kaçağı da olduk... Lütfen Bakan Beye sorun, benim gibiler ne olacak, Sınıftan mı Sosyalden mi, neden atanacağız? Bari hizmetli olarak atasalar. Boş geçen derslere okul müdürleri beni sokabilirler, çünkü atanan biri bütün derslere girebiliyor. Mesela benim geçen yıl ücretli çalıştığım okulda Beden hocası İngilizce derslerine haftada 28 saat giriyor. Neredeyse kantincileri de derslere sokacaklar... Ben neyim? Son olarak okulun anahtarını aldım müdürden, hafta sonları 18 öğrenciye özel ders veriyorum. Halk Eğitim'de ise akşamları subaylara İngilizce ders veriyorum, kazancım aylık 200 milyon. Alın teriyle sigortasız çalışıyorum, ama atanamıyorum iki yıldır. Ben neyim? Herkes "öğretmen" diyor, ama resmi değilim... Türkiye'nin dört bir yanında benim gibiler var özel sektör ise "tecrübesizsin" diyerek beni çalıştırmıyor, ama Bakanlık saati 1.540.000 liraya büyük bir zevkle beni çalıştırıyor. Çevremdeki Sınıf Öğretmenleri: Hemşirelik, Jeodezi Mühendisliği (karı-koca), Giyim, Heykeltıraşlık, Hindoloji, İletişim, Ziraat, Veterinerlik vb. mezunu. Ben ise 21 kredilik Öğretmenlik Meslek Bilimleri formasyonuna ve 33 kredilik Sınıf Öğretmenliği formasyonuna sahip, Fen-Edebiyatlı'yım. Buna rağmen bir üvey evlat gibi ortada kaldım. Bu nasıl adalet? İşsizlere iş bulma kurumu değiliz diyorlar, öyleyse niçin altı yılımı olmayacak bir öğretmenlik hayaliyle geçirttiler, bunun hesabını kim verecek? Atama komisyoncuları Bıktım artık, öleceksek ölelim. Atanmak için belki 50 kişiye adımı ve numaramı verdim kendileri bana acıyıp, başvuru numaramı istiyorlar, gün say bu iş tamam diye diye iki yıl oldu. Para da kaptırdım ama az, özel bir dersanenin müdürü 6000 marka yaptıracağını söyledi, Aralık ayında. (kendi dersanesine alıp çalıştırmıyor ama Markla atama çıkarttırıyor) 3. atamanın olduğu gün bana telefon açıp parayı Ankara'daki tanıdığının hesabına yatırmamı söyledi, vermedim, çünkü kendiliğinden çıkar diye ümitlenmiştim, ama pişman oldum. Benim yüzümden ortağıyla kavga etti. "Sen bizi aldattın, Ankara'dakinin kontenjanı vardı, bir kişi boşa gitti para kaybettiler, bunlar şebekedirler, para paylaşılır, sana çok kızdılar, hatta işaret koyup seni bir daha atamazlar, sen mahvoldun" dedi. Ben de, "6000 Mark'a evimize annemin istediği kanepeleri alırım da size para vermem" dedim. Bu arada paramız yok, babam 1988 model arabasını satacaktı ona da acıdım aslında, yani anlayacağınız, millet götürüyor... Bir gün berberde tıraş olurken, berber bana Markla kadronu ve atamanı çıkarttırırım dedi, Ankara'da tanıdığı varmış, hemen evet dedim, telefon açtı, adamını sürmüşler, şu anda yapamıyormuş, yine üzüldüm. Akşam kapıcımızı gördüm, o da demez mi "atamanı yaptırırım" diye üzerine saldırıp bağırdım. Memleket ne hale gelmiş... Bu arada babam da resmi bir kurumun şoförüne başvuru numaramı vermiş, sonuç sıfır ama... İsmi mahfuz bir öğretmen adayı

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.