2001 yılında başlayan Doğrudan Gelir Desteği uygulamasıyla, başlangıçta çiftçiye dekar başına 10 YTL ödeniyordu. 2004 yılında dekar başına 16 YTL ödenecek şekilde hesap yapıldı, 10 YTL ödendi, 6 YTL'lik kısmı hâlâ ödenmedi, bu paranın 2006''da ödeneceği söyleniyor. 2001'de Doğrudan Gelir Desteği başladığı zaman, o günkü yetkililer bu uygulamanın 5 yıl süreceğini ve dekara 10 YTL ile başlanıp, 2005 yılında dekara 50 YTL olacağını belirtmişlerdi. Halbuki, 2005 yılı müracaatları başladığı halde, dekara kaç lira ödeneceği hâlâ belli değil. Bugünlerde sıkıntılı olan çiftçimize, hiç olmazsa 2004 yılından kalan 6 YTL'lik kısımlar ödense ne olurdu? Buna karşılık, yetkililer belki de, "desteklemeler ödendi, üründe kilo başı 30 yeni kuruş ödenecek, mazot desteği ödenecek, 2004 yılı teşvik primleri ödenecek, tohuma indirim yapıldı, daha ne istiyorsunuz?" denecek. Hatta "gözünüzü toprak doyursun" diyenler bile çıkabilir... Ama bir de çiftçi cephesinden hesaba bakalım da ne istediğimiz iyi anlaşılsın. 2005 yılı harmanında, 140 dekar alan için elde edilen hasılatla yapılan masrafları karşılaştırmakta fayda var. Masraflar: 140 dekarlık tarla yapımı için 500 YTL, 1000 kilogramlık buğday tohumu 550 YTL, 2500 kilogram arpa tohumu 575 YTL, ekim parası 700 YTL, gübre ve ilaç parası 1000 YTL, baharda yaprak gübresi ve ot ilacı 700 YTL, biçerdöver hasat parası 500 YTL, nakliye parası da 100 YTL olmak üzere toplam 4625 YTL masraf olmakta. Hasılata gelince; 1500 kilogram buğday, 32 kuruştan 480 YTL, 1800 kilogram arpa 23 kuruştan 414 YTL, 140 dekar doğrudan gelir desteği 1400 YTL, mazot desteği 336 YTL, buğday tohum desteği 50 YTL, ürün desteği 100 YTL olmak üzere toplam 2780 YTL'dir. Çiftçinin zararı 1845 YTL olmaktadır. Bu durumda çiftçi ne yapsın? Destek parasını istemekte, yetkililerden yardım istemekte haklı mı, haksız mı? > İbrahim Uğur-KONYA Sosyal güvenlik kurumları neden zarar ediyor? Bir kişi 25-30 yıl prim ödüyor, emekli aylığının da ortalama olarak en fazla 10 yıl alındığını düşününce, sosyal güvenlik kurumlarının neden zarar ettiklerini anlamak mümkün olmuyor. Bu zararın asıl sebebi suiistimaller ve kaçak işçi çalıştırılması. Kaçak işçi çalıştırılarak, birçok denge gibi sosyal güvenlikteki denge de bozuluyor. Hele maaş almak için çevrilen entrikalar!.. Maaş için anlaşmalı bir şekilde yapılan sahte boşanmalar, usulsüz bir şekilde haksızca alınan birden fazla maaşlar ve daha akla hayale gelmeyecek entrikalar... Bir tarafta 350-400 milyon maaşla hayatını idame ettirmek zorunda bırakılan emekliler, öbür taraftan haksız bir şekilde birden fazla maaş alan sahtekarlar... Yetkililerin o sahtekarları ayıklayıp, hak sahiplerini insanca yaşatacak bir maaş için gece gündüz çalışmaları gerekmektedir. > Ayla Öztürk-İSTANBUL