Ne yapalım?

A -
A +

Ben 28 yaşında, askerliğini yapmış, 2 çocuğu olan bir lise mezunu olup da şu anda bir kamu kuruluşunda temizlik şirketinde yeni düzenleme ile 122 milyon maaş alan bir "Asgari Ücretli"zedeyim. Ben de diğer lise mezunu arkadaşlar gibi, lise mezununu ilgilendiren bütün sınavlara girdim. 1. Polislik Sınavı, 2. Ziraat Bankası Sınavı, 3. Adliye Memurluğu Sınavı, 4. Gardiyanlık Sınavı, 5. TEDAŞ Güv. Görv. Sınavı, 6. Tütün Fabrikası Sınavı, 7. Devlet Demiryolları, 8. Kasabamızın Belediyesinin Memurluk Sınavı, 9. DMS, 10. dis, vs... Kimini kazandık, kimini de kaybettik; ama kazandıklarımızı da torpil denen o illetin elinden alamadık. Bir de askerdeyken kaçırmış olduğum sınavlar. Şu anda benim aldığım 122 milyon maaş ve 20 milyon yemek parası. Şimdi dikkat edin! Ben hergün kasabamdan Amasya'ya 35 Km. geliş-gidiş yapıyorum. Her insan gibi ben de elektrik, telefon, su parası, mutfak masrafı, sağlık harcamaları yapıyorum. Yol masrafı 60 milyon, telefon parası 15 milyon, elektrik parası 20 milyon, su parası 10 milyon, mutfak masrafı da 40 milyon olmak üzere 145 milyon ayırmaya çalışıyorum. Şimdi soruyorum size; 4 kişilik bir ailenin mutfak masrafı yüz milyonları bulurken, ben 40 milyonla 4 kişi ne yer, ne içerim? Benim bayramlarda çocuğuma, eşime bir ayakkabı, bir elbise almaya hakkım yok mu? Her bayrama yamalı elbise, yırtık ayakkabı ile girmeye ne mecburiyetimiz var? Biz insan değil miyiz? Dolar ve Markların havalarda uçuştuğu, tabakların kırıldığı, şampanya ile duş alındığı, çeket ve cüzdanların yakıldığı, Amerika gibi yerlerde çocuklarla birlikte tatil yapıldığı, çocuklara hediye olarak altın tabanca verildiği bir ülkede; ben ise, yolumu gözleyen, "babacığım bana ne aldın" diye soran çocuğuma, kaçamak cevaplar verip "yarın sana simit ve çikolata alacağım" dediğim bu devirde, söyleyin siz, ne yapalım? ¥ İbrahim Aydın - AMASYA Kazıklı Yol'un aşınmış kazıkları... Sarıyer'deki kazıklı yolu bilmeyen yok sanırım. Büyükdere'den itibaren, Boğazın eşsiz güzelliğine nazır bir şekilde uzanır. Ama civardaki tekneler bu kazıklara bağlanıyor. Bu şekilde kazıklar da aşınmış durumda. Üstelik belediyenin tam önünde... Burada zevkle gezinti yapan bir vatandaş olarak bu aşınmadan tedirginlik duyuyorum. Acaba hiçbir yetkili bunu farketmiyor mu? ¥ İsmi Mahfuz - SARIYER Üniversite mezunuyuz öğretmen olamıyoruz YÖK'e açık mektup 1999 senesinde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olduk. Mezun olduğumuzda "filolog" olduğumuzu belirten bir diploma aldık. Halbuki biz liselerde Arapça öğretmeni ya da ilkokullarda sınıf öğretmeni olmak istiyorduk. Tam da o sene bir karar çıktı ve öğretmen olma hakkımız elimizden alındı. Neymiş efendim, sadece eğitim fakültelerinden mezun olanlar öğretmen olabilirmiş. Peki biz ve bizim gibi Edebiyat Fakültesi mezunları ne yapacak? Bu ülkede filologlar nerede çalışır, ne yaparlar, nerede iş bulabilirler. Biz şimdi öğretmenlik yapamıyoruz ama bizden bir yıl önce mezun olanlar öğretmen olabildiler. Bir de DMS çıktı başımıza... Daha önce böyle bir sınav yoktu. Harıl harıl çalışarak kazandığımız üniversite imtihanı ve ardından üniversitemizdeki sınavlar, DMS'den daha mı kolay ki bir de DMS şartı aranıyor? Hiç olmazsa üniversite mezunlarını DMS'yi muaf tutun. Peki biz niçin okuduk o okulu? Şu anda hiçbir mesleğimiz yok. Tüm samimiyetimizle öğretmen olmak, insanlara faydalı olmak istiyoruz ama devlet buna engel oluyor. Buradan yetkililere sesleniyoruz. Lütfen buna bir çare bulun. Bu saçmalığı ortadan kaldırın. Lütfen! ¥ Bir grup işsiz üniversite mezunu

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.