Neden işsizlik çözülemiyor?

A -
A +

Ekonominin birçok alanında başarılar gösterildi. Bazı ekonomik rakamlar beklentileri bile aşacak güzellikte. Ama istihdamda istenen başarı gösterilemiyor, işsiz sayısı azaltılamıyor. İşsiz insanlarımızın çokluğu birçok başarıyı gölgeliyor... Üretim artıyor, ihracat patlıyor, milli gelir katlanıyor, yeni fabrikalar açılıyor da bunların yansımaları istihdamda neden görülmez? Krizden sonra firmalar verimliliğe odaklandı; daha önce fazla işçiyle yapılan iş, şimdi daha az sayıda işçiyle yapılır oldu. Bunun en çarpıcı örneği de Karabük Demir Çelik Tesislerinde görülüyor. Daha önce 18 bin civarında çalışan varken, şimdi 4 bine inmiş. Genel Müdürün açıklamasına göre hâlâ fazlalık var. Üretim de azalmamış, katlanmış. Daha önce zarardan dolayı kapanma noktasına gelmiş bu dev sanayi kuruluşu, şimdi kâr ediyor, yeni yatırımlar yapıyor, eski borçlarını kapatıyor. Şimdi de 70 metre uzunluğundaki rayları üreterek, Türkiye'nin bu alandaki ihtiyacını karşılıyor. Her geçen gün yenileme çalışmalarına devam ediyor, daha modern ve verimli bir kuruluş olma yoluna giriyor. Çevre için de milyon dolarlık yatırımlar yapılıyor... Bütün bu adımlar özelleştirmeden sonra yapılabilmiş. Dev sanayi kuruluşu, politikacıların oy avcılığı için yaptıkları sorumsuz atamalardan, birilerinin nemalandığı yemlik olmaktan kurtarılınca tekrar dirilmiş. Hatırlanacağı gibi, bu tesis kapatılma noktasına gelmiş, bir TL sembolik bedelle sendikaya devredilmişti, bugünkü borsa değeri ise 500 milyon dolar... Diğer kuruluşlar da verimliliğe yönelince, ekonomideki parıltılı gelişme kendini istihdamda gösteremiyor. Ama istihdama, işsizliğe de acilen bir çözüm bulunmalı. İşsizler arttıkça suç oranı da patlar, huzur kalmaz, iç barış zedelenir, diğer gelişmeler gölgelenir... Firmalar verimli çalışsın, az personelle çok iş yapsın; ama işsiz vatandaşlara da iş bulunsun... > Bu bürokrasi ile nereye kadar? Sayın Başbakanımızın dikkatine; Ben kamuda çalışan bir personelim. 28 yıllık hizmetim var, emekli olmayı düşünüyorum. Çocuklarım üniversite tahsiline devam ediyor. Çok zor şartlarda bir arsa aldım, emekli ikramiyemle, bu arsa üzerine, başımızı sokabileceğimiz bir ev yapmak istiyorum. Arsamızın imar durumu, bodrum üstü 4 kat müsaadeliymiş. Bunu olduğu gibi yapmam mümkün değil. İnşaat için ne masraf yapmam gerektiği hususunda araştırma yaptığımda, acı gerçekle yüzleştim. 120 metrekare büyüklüğünde daire yaparsam; proje bedeli olarak 10 bin YTL, denetim şirketine 8 bin YTL, zemin etüdü için 2 bin 500 YTL ödemem gerekiyor. Hiç arabam olmadı, olması da mümkün değil, buna rağmen 5 araçlık park yeri istenmekte. Bodrum, yer seviyesinden 2,5 metre aşağıda olduğundan, sadece bir araçlık garaj yapma imkanımız var. Kalan 4 araçlık park ücreti olarak da belediyeye 8 bin YTL ödemem gerekiyormuş. İki kat yapabiliyorum, bunun için de 7 bin 500 YTL sigorta primi tutuyor. Daha inşaata kazma vurmadan ödenecek para 36 bin 500 YTL'yi buluyor. Alacağım emekli ikramiyem ise 24 bin YTL... Belediye tarafından herhangi bir araç park yeri tahsis edilmediği halde, bu park parası neden isteniyor? Yine evimizin önünde park edemeyeceğiz, çekiciyle çekerler. Bürokrasinin bu kadar olması gerekli mi, daha basitleştirilemez mi, bu bedeller düşürülemez mi? Bu şartlarda bizim gibi dar gelirliler ev yapabilir mi? Hep kiralarda mı sürünelim? Aldığımız emekli maaşı kiraya yetmeyeceğine göre, ne yapalım? Tahir Durmuş - BALIKESİR > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.