Neden kadrolu olmamız gerekir?

A -
A +

Biz belediye sözleşmelilerinin sıkıntılarını ve neden kadrolu olmamız gerektiğini bir defa daha ilgililerin dikkatine sunmak istiyorum. 4B'li olduğumuzun ispatını yapmayacağım, çünkü 657 sayılı kanunun 4. maddesinde bize uyan sadece "B" bendidir ve farklı şekillerde çalışan personelin olmayacağı da 5. maddeyle bağlanmıştır. 1-) Bizim maaş ya da tayin olamama gibi bir sıkıntımız yok, ancak yıl sonları bizim için kâbus oluyor. Çünkü belediyeler birçok konuda denetim mekanizmasının içinde yer almakta ve bu işleyişte, "sözleşmeli personelin yıl sonu sözleşmesinin yenilenmeyeceği" gibi tehditkâr konular da dillendirilmektedir. Birçok arkadaşımız, denetlediği meclis üyelerinden (birçoğu fenni mesullük ya da müteahhitlik yapmakta) tehdit almakta ve yıl sonu iş akdi bu sebeplerle feshedilmektedir. Şimdiye kadar 1 tane bile sözleşmeli öğretmenin, sözleşmesi feshedilmemişken onlar kadro aldı. Bizler siyasi bir yerde her yıl ya da her dönem risk altındayız. Başbakanımız, mahalli idarelerden herhangi bir talep gelmedi demişti kadro konusunda, açıkçası gelmesi de beklenemez çünkü hiçbir belediye kölesini azat etmek istemez. Kadrolu memur uygunsuz gördüğü işlerde ben buna imza atmam diyebilir fakat sözleşmeli derse yıl sonunda kendini kapının önünde bulur. 2-) Belediyede çalışırken, 4B'li olarak atanmış olmamıza rağmen, Devlet Personel Dairesi Başkanlığı atanmamıza, 4B'li olduğumuz gerekçesi ile engel olmuştur. Madem 4B'li değildik neden o zaman atamalarımız gerçekleşmedi ya da 4B'liysek neden 632 sayılı KHK ile kadroya geçmedik? 3-) KHK da 4924'lüler yer aldığı için, biz 5393 sayılı Belediye Kanunun 49. maddesinde yer alanlar da yazılmalıydı ama "siz yazılı olmadığınız için kadro verilmedi" denilmektedir. Ancak 4924 sayılı kanun tamamıyla sağlık personelinin sözleşmeli olarak çalıştırılma esaslarını ihtiva eden bir kanundur. Oysa ki 5393 sayılı kanun Belediye kanunudur ve bu kanun içinde 49. maddede sözleşmeli personel ile ilgili kısa şekilde bilgiler vardır. Ayrıca bu madde genel olarak çalıştırılma esaslarından bahsetmez, direkt olarak 657 sayılı Devlet Memurlar Kanundaki 4B maddesine atıfta bulunur. Bu madde içinde, "Bu personel hakkında bu Kanunla düzenlenmeyen hususlarda vize şartı aranmaksızın 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4'üncü maddesinin (B) fıkrasına göre istihdam edilenler hakkındaki hükümler uygulanır. Bu personele ait sözleşme örnekleri sözleşmenin imzalanmasını izleyen 30 gün içinde İçişleri Bakanlığına gönderilir" ibaresi yer alır. Bu sebeple, KHK içinde ayrıca 4924 sayılı kanunun belirtilip diğerlerinin belirtilmemesi normaldir. Bu sebeple Öğretmen ve Bakanlıklardaki sözleşmeli personel de 4B kapsamında kabul edilerek, KHK'da ayrıca yazılmamıştır. 4-) Son olarak, "Belediye sözleşmelileri KPSS puanı olmadan çalıştırıldıkları için atanamazlar" fikri vardır. Ancak 28 Haziran 2007 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan "Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar" incelendiğinde, Ek Madde 2'nin son paragrafında, Belediye Sözleşmelilerinde; "3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 49'uncu maddesi ve bu maddeye yapılan atıflara istinaden istihdam edilecek sözleşmeli personelin hizmete alınmasında bu madde hükümleri uygulanmaz" denilerek, KPSS şartı aranmayacağı açıkça belirtilmiştir. Kaldı ki, 4924 sayılı kanunla çalışanlar da KPSS'siz çalışmaktadırlar. Kâmil İpek Bu yapılan düpedüz dolandırıcılık değil mi? İstanbul'daki bir vakıf Üniversitesinde, bu üniversite ve Konuşma Engelliler Federasyonu iş birliğiyle, ekim 2010 tarihinde açılan Dil ve Konuşma Bozuklukları Sertifika Programına 150 civarında Psikolog, Pedagog, Psikolojik danışman, Fizyoterapist, Sınıf öğretmeni, Çocuk gelişimi öğretmeni, Türkçe ve Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenlerinden oluşan öğretmen ve uzmanlar katılmış; bunun için kişi başına 2500 ile 3500 TL arası ödeme yapılmış. Süre sonunda kursiyerlere Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanlık Sertifikaları verilmiştir. Sağlık Bakanlığı'nın ilgili yönetmelikleri gösterilerek, Sağlık Bakanlığı tarafından sertifikaların onaylanacağı gerek yazılı, gerek defalarca sözlü olarak belirtilmiş ve hatta sertifikaların arkasında Sağlık Bakanlığı'nın ismi dahi kullanılarak, bu konuda şüpheleri olan kursiyerler ikna edilmiştir. Kurs bitiminde sertifikaları Sağlık Bakanlığı'na onay için gönderen kursiyerler şok bir kararla mağdur olmuştur. Sağlık Bakanlığı, böyle bir program kendilerinin onayından geçmediği için, asla bu sertifikaların onaylanmayacağını yazılı ve sözlü olarak belirtmiştir. İlgili Üniversite, bunun üzerine kursiyerlere, bu sertifikaları kullanamayacaklarını ve bu alanda serbest meslek icra edemeyeceklerini belirten noterden ihtar göndermiştir. Ayrıca ödedikleri ücreti geri isteyen kursiyerlere ödeme yapmayacağını belirtmiştir. Burada sorulması gereken şudur: Kullanılmayan onaysız sertifika ne işe yarayacaktır? Madem bu sertifika geçersizdir, ödemeler neden geri verilmemektedir. Bu düpedüz dolandırıcılıktır. Bir grup kursiyer Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.