Neyi bekliyorsunuz?

A -
A +

Milli Eğitim Bakanlığı'na; Ben yıllarını mesleğe vermiş bir öğretmenim. Milli Eğitim Bakanımız'ın dinamikliği, reformcu yapısı, ataklığı hoşuma gidiyor. Ama artık bunların sözde kalmaması, birşeylerin yapılması gerekiyor. 100 günü geride bıraktık, neredeyse öğretim yılı bitecek. Birşeyler yapmak, yanlışları düzeltmek için neyi bekliyorsunuz? Bazı odakların çığırtkanlığı sizi bu kadar kolay mı yıldıracaktı? Birçok okulda Din Dersi boş geçiyor; benim bulunduğum okul dahil, bazılarında da dinle, imanla ilgisi olmayan öğretmenler kasıtlı olarak bu derse sokuluyor. Öbür tarafta, İlahiyat Fakültesini bitirmiş, Öğretmenlik Sertifikası bulunan gençler de sokaklarda duruyor. Bu çarpıklık ne zaman düzeltilecek? Bir başka kanayan yara da, Meslek Liselilerin durumu. Bunların üniversiteye girişleri adeta imkansız hale getirilmiş. Vakit geçirilmeden bu gençlerin önü de açılmalı. Gelecek eğitim öğretim yılına mutlaka bu ve benzeri ayıplardan arınmış olarak girmemiz gerekir. > İsmi mahfuz Vatana faydalı gençler böyle mi yetiştirilir? Milli Eğitim Bakanlığı'na; Oğlum İletişim Meslek Lisesi'nin Hazırlık sınıfında okuyor. Çocuğum hiperaktif. Aslında çok zeki, fakat bu özelliğini bilmeyen öğretmenlerin elinde adeta geri zekalı muamelesi görüyor. Hergün okula gitmesine rağmen, 6.5 gün devamsız olduğu belirtilmiş. Kazara bir derse geç kalınsa, öğrenci sınıfta olsa bile yok yazılıyor. 10 günden fazla devamsızlığı olan da sınıfta kalıyor. Bu ne biçim yönetmelik? Biraz geç kalmayla nasıl yok yazılır? Bu çocuklar okuldan atılsın diye mi uğraşılıyor. Asıl amaç bunları kazanmak, iyi yetiştirmek değil mi? Bir dersten karneye sıfır (0) yazılmış. Böyle mantık olur mu? Öğrenciyi peşinen kaybetmek üzerine kurulu bir eğitim olur mu? Bu çocuğun sınıfını geçmesi neden bu kadar zorlaştırılıyor? Pedagoji bilmek, eğitimci olmak bu mudur? Neden öğretmenlerimizin çoğu bu konulardan habersiz? Mademki bunlar bilinmiyor; hiperaktif çocuklar için neden bir sınıf açılmıyor, bir okul kurulmuyor? Tarihte bu tür insanlar arasında dahiler yetiştiği bilinmiyor mu? İnsanlarımız bu kadar mı değersiz? > Nurgün D. - İSTANBUL Kamuda personel adaletsizliği İçişleri Bakanlığı'na; Kamuda bazı birimlerde anormal yığılma varken, bazı birimlerde personel sıkıntısı çekilmektedir. Acaba Nüfus Müdürlükleri'ne yolunuz hiç düştü mü, bilemiyorum. Sanırım bu daireye işi düşenler, o memurların başlarını hiç kaldırmadan nasıl çalıştıklarını görmüşlerdir... Sokakta üniversite mezunları boş gezerken, Nüfus Müdürlükleri'nde yarı kadro ile hizmet verilmektedir. Devlet yeni memur alamıyorsa, Ziraat Bankası, Halk Bankası gibi kuruluşlardan diğer kuruluşlara memur aktarılırken, acaba hiç Vatandaşlık ve Nüfus Müdürlükleri düşünülmedi mi? Yoksa adı geçen kurumun Genel Müdürlüğü personel ihtiyacını mı bildirmedi? Çok merak ediyorum... > Yalçın Melikoğlu - ORDU İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden açıklama 20 Şubat 2003 tarihli gazetenizdeki köşenizde "İzsu derdimize derman olmadı" başlığı altında, Gaziemir'de ikamet eden bir müşterimizin şikayetine yer verilmiştir. Konu ile ilgili bir araştırma yapan İzmir Su Kanalizasyon Genel Müdürlüğü yetkililerinin verdikleri bilgiye göre; söz konusu adreste yaklaşık 3 yıldan bu yana inceleme yapıldığı, kaçağın bulunması amacıyla sürekli olarak dinleme işinin yapıldığı, benzer şikayetlerde bu yolla kaynağı tespit edilen kaçakların da önlendiği; bu vatandaşımızın şikayetinin de kendilerine ulaştığı, ilgilenilmemesi gibi bir durumun olmadığı, bu problemin de giderilmesi için çaba sarfedildiği anlaşılmıştır. > Basın Danışmanlığı

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.