Norm Kadro uygulaması "Teknik Eğitim"i öldürüyor

A -
A +

Milli Eğitim Bakanlığı'na; Milli Eğitim Bakanlığı'nca 10 Ağustos 1999 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe konulan yönetmelik, Teknik Liseler'de ve Endüstri Meslek Liseleri'nin bazı bölümlerinde akıl, mantık ve bilim dışı uygulamalara neden olmuştur. Bu yönetmelik ve Milli Eğitim Bakanlığı'nca onaylanan norm kadrolar 18.02.2000 tarih ve 181942 sayılı genelge ekinde illere gönderilmiş ve problem bu noktadan başlamıştır. Bu genelgeye göre; Harita ve Kadastro sektörüne ara eleman yetiştiren Harita ve Kadastro Bölümü, "Yapı Bölümü" içinde değerlendirilerek, Yapı Bölümü'nde görev yapan öğretmenlerce ders verilmesi öngörülmektedir. Oysa Endüstri Meslek Liseleri'nde Harita ve Kadastro Bölümü açıldıktan sonra, bu bölüme konunun uzmanı eğitmenler ve Harita Mühendisleri istihdam edilerek güçlendirilmiştir. Yeni uygulama ile Harita ve Kadastro Bölümü'nde görev yapan konunun uzmanı Harita Mühendisleri başta olmak üzere, uzman eğitmenler tamamen devre dışı bırakılmış; konuyla ilgisi olmayan kişilerce bu bölümde dersler verilmeye başlanmıştır. Aynı durum, Harita ve Kadastro dışında birçok meslek eğitiminde de mevcuttur. Bu durumda, kalitesiz ve niteliksiz eleman yetiştirmenin beraberinde getireceği sonuçları şimdiden görüyoruz ve ilgilileri tedbir almaya çağırıyoruz. Öncelikle bir eğitim kurumunda, özellikle teknik eğitim veren bir kurumda, elemanın en iyi şekilde yetişmesini sağlamak için uzman kişileri istihdam etmek ana kural olmalıdır. Elimizde uzman öğretmenler varken, onları norm kadro genelgesi yoluyla kadro dışı bırakmak, en hafifinden akıl, mantık ve çağdışı bir davranıştır. Bu genelgeyi böyle düzenleyenler yanlıştan dönmelidir. Aksi taktirde burada eğitim gören gençlere yazık olacaktır. Ülkeye yazık olacaktır... > Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Bari mübarek ayda bu illet bırakılsın! Hemen hemen her tarafta, ara sokaklarda, kuytu köşelerde kahvehaneler bulunmakta. Bunların bir kısmı kumar illetine mekan olmuş. Mübarek ay geldi, yine durumun değişmediği görülüyor. İnsanlar doluşuyor, kesif bir sigara dumanı altında sabahlara kadar oynanıyor, zor şartlar altında kazanılmış çoluk-çocuğun rızkı bu masalarda bırakılıyor... Bunun sonucu olarak da yıkılan onca yuva, dağılan aileler... Yetkililer bu işin üstüne kararlılıkla gitmeli, toplumumuz bu illet tarafından daha fazla çökertilmeden tedbir alınmalıdır. > Ayla Öztürk - İSTANBUL Çok kötü durumdayım Milli Eğitim Bakanlığı'na; Çok kötü durumdayım. Sınıf Öğretmenliği'ni bitirdim ve atamam yapılmadı. İlk atamada tamam dedim, puanım yetmedi. (1.5 puanla kaçırdım) 2. atamada atanırım diye umutlarımı tüketmemeye çalıştım. Ama 2. atamada Fen-Edebiyatlılar ve Eğitim Fakültesi çıkışlı olup, Sınıf Öğretmeni Sertifikası olanlar atanacak. Benim hiçbir hakkım hukukum kalmadı. Zaten Sınıf Öğretmenliği'ne ilk atamada 65.746'ya kadar aldılar. Ben 64.185 puanla atanamadım. Onların da atanmasını istiyorum. Ama bir sorunu çözerken diğer taraftan başka bir sorunla bizi başbaşa koymaları ağırıma gidiyor. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. 4 sene boşu boşuna Sınıf Öğretmenliği'nde okumuşum. Ben de puanı düşük Fen Edebiyat Fakültesi'ne gider, Sınıf Öğretmenliği Sertifikası alır, "Sınıf Öğretmeniyim" diye dikilirdim. Ama ben Sınıf Öğretmenliğini birtirdim ve açıktayım. 9 bin kişi atadılar sınıf öğretmeni olarak. 12.291 kişi başvurdu. Peki bu atanamayan 3 bin civarında Sınıf Öğretmeni ne olacak? Sayın Bakan Fen-Edebiyatlıların sertifika alarak ailelerine yük olduklarını, onların atanması gerektiğini söylüyor. Soruyorum, ben 4 sene aileme yük olmadım mı, bu ülkede okumak suç mu? Elimiz kolumuz bağlı. Ne olacak bizim halimiz? Beni anlamanız zor, ama başka çarem yok. Nereye gittiysem bir sonuç alamadım. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Asıl benim atanmam gerekirken, benim yerime sertifikalıları atayan zihniyeti kınıyorum. Benim gibiler ne yapacak? > Sınıf öğretmeni işsiz - MANİSA Siz de mi kapıları bize kapadınız? Diyanet İşleri Başkanlığı'na; Biz İmam Hatip Lisesi mezunu iki arkadaşız. Devlet Personel Başkanlığı'nın yaptığı sınavı kazandık. Birçok kamu kurum ve kuruluşuna girme hakkımız elimizden alındı. Tek umudumuz olan "Diyanet" de adeta bize kapıları kapattı. Ataması yapılacak 1249 kadroya İlahiyat mezunlarının alınacağı belirtildi. İmam Hatip mezunlarının bu kurumca da dışlandığını öğrendik. Bize kontenjan tanınmayacak mı? Biz bunu hak etmedik mi? Diyanet'in bizi de görmesini, bize de kontenjan ayrılmasını istiyoruz... > İ. Balaban, H. Kurt BALIKESİR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.