Demokrasi, kurallar rejimidir. Kurallar önceden konur. Anayasa, yasalar, yönetmelikler... Bütün kurallar halkın yetki verdiği kişiler ve mercilerce usulüne uygun şekilde yazılır. Bu kuralların evrensel değerlere de uygun olması gerekir. Bütün vatandaşların bu kurallara uyması, sorumluluk duyması gerekir. Bu hususta her vatandaş eşittir. Kimsenin kurallara uymama lüksü, iltiması yoktur. Bu konmuş kurallar çağa uymazsa, yenilenmeleri gereği duyulursa, halkın yetkilendirdiği merciler yine kurallar çerçevesinde bu yenilemeyi yapar. Kurallar ihlal edilirse, kurallara uyulmazsa bunun bedeli, cezai müeyyideleri olmalı. Aksi halde anarşi çıkar, düzen bozulur. Bu kurallar çerçevesinde seçim yapıldı, milletvekilleri seçildi. Bunların içinden de ülkeyi yönetmek üzere Hükümet kuruldu. Yeni ekip belli bir süre için halk tarafından görevlendirildi. Süreleri dolunca yine halka gidilir, onlardan memnun kalınmazsa emanet başkalarına verilir. Öncekilere verilen acı ders bütün seçilmişlerin tepesinde sallanan bir kılıç gibi duruyor. Bu kurallara uyulursa sıkıntı çıkmaz, vatandaş olarak bizler yorulmayız. Ama birileri zamansız şekilde ortaya çıkıp, "biz bunları istemiyoruz, derhal gitsinler" derse, o zaman "siz kimsiniz, o cüreti nereden alıyorsunuz" diye sorma hakkımız doğar. Yasalara konan o sürelere uyulması gerekmez mi? Süre uzun ise, o zaman değişikliğe gidilir ama yeni seçilenler için geçerli olur. Maç devam ederken, mağlup olan tarafın talebiyle kurallar değiştirilir mi? Baştan konmuş kurallar maç sonuna kadar geçerlidir. Değiştirilen kurallar bir sonraki oyun için olabilir. İki taraf da yeni kurallar için anlaşır, yeni bir maç başlar... Bazı siyaset eskilerinin "şimdiye kadar 4 yıldan fazla gidilmedi, derhal erken seçim yapılmalı" gibi sözlerle eski huylarını depreştirmeleri de kimseyi yanıltmasın. Eskiden sadece 4 yılda bir erken seçimler değil, krizler, darbeler ve vekil pazarları da olurdu. Başımız hep beladaydı. Şimdi de öyle mi olsun? Türkiye'nin değiştiğini göstermek için konulmuş kurallara sonuna kadar sadık kalınmalı, sesi yüksek çıkan bir azınlık istedi diye erken seçime de gidilmemeli. Eğer Türkiye için bu süre uzun ise, usulüne uygun şekilde değişiklik yapılmalı, ama bu kurallar da yeni seçilenler için geçerli olmalıdır. Türkiye artık yormayan, normal ve çağdaş bir ülke olmalı... >>> Orman sevdalısı Rahim Hoca'dan haber var Sizlerin, benim yapmaya çalıştığım ormanla ilgilenmeniz neticesinde DSİ Genel Müdürü ilgilendi ki, bazı mühendisler geldi. Çalışmaları yerinde gördüler. Dün Bölge Müdürü'ne neticeyi sordum. "Sahaya 2 km mesafede bulunan kooperatif kuyularından su alabilirsin. O da Özel İdarenin işi" dediler. Böylece herkes görevini yapmış oldu... Benim mesire yerim yok. Maddi durumum hiç yok. Herhalde boyumdan büyük işe kalkışmışım. Esasında ben orman dikmeye başladığımda hiç kimseden bir şey beklemiyordum. Son zamanlarda sıkıntıya girince, çevremden, devletime başvurmamı önerdiler. Yoksa bu işe başladığımda Allah rızasını ve de örnek olabileceğimi düşünmüştüm. Yine de ne kadar şükretsem azdır. Pek çok insanımız Türkiye'nin en az yağış alan ve en çok erozyona maruz kalan bölgesinde bile imkânsızlıklara rağmen bir şeyler yapılabileceği fikrine vardı. Çalışmalarıma ara verecek değilim. Geçen cumartesi bir grup öğrencimle gidip 225 tane sedir, sarıçam ve mavi selvi diktik. Ümitsizlik bize yakışmaz... > Rahim Demirbaş-KONYA ------------ Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00