Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ve Kosova... Ne alaka, diyeceksiniz!.. Rumeli Lehçesi ile sesleyiniz; "dinleyiniz". Malumlarınız, ODTÜ bugün ülkemizin güzide üniversitelerinden biridir. ABD tarafından finanse edilmiş, Fullbright Komisyonu'nda şekillenmiş, kontrollü sol veya Cumhuriyetçi yetiştirmeye yönelik programlanmış... Üretilen malzeme, kendi okuluna İngilizce "Middle East Technical University" (METU) diyebilecek kadar Amerikancıdır. Mis gibi ODTÜ markası dururken METU bir özenti veya kompleks değil de nedir? Biz Yıldızlılar, şimdi Star Üniversity'li mi olduk? Lâ havle çektirir bunlar... Neyse, 4 yıl önce kurulan genç Kosova Cumhuriyeti'nin başkenti Priştine'nin en güzel yerlerinden birinde, Türkiye'ye üniversite kurulmak üzere bir arazi tahsis edilir; Hükümet de burayı yapmak üzere ODTÜ'yü görevlendirir. O günlerde Priştine vilâyetinde 3 dilde eğitim yapılabilmektedir: Arnavutça, Türkçe, Sırpça. METU'lu kardeşlerimiz 4 yıldır ne yapacaklarını konuşurken, yere bir tabela, bir çivi, bir kazık çakmayı unutmuşlar, ama birileri uyumamış çalışmış, bizimkileri belki de aynı hedefte sabotaj unsuru olarak kullanmış (bizimkiler kullanıldıklarının farkına dahi varmamışlardır) sessiz sakin Priştine'de eğitim ve bürokrasi lisanı olarak kullanılan güzel dilimizin, Türkçemizin kaldırılmasına çanak tutmuşlar. Şimdi eğitim lisanı Arnavutça ve Sırpça. Ve de tabii sizin emperyal lisanınız İngilizce. Adama sormazlar mı zannediyorsun; be hey adam, sizi yetiştiren, METU'yu kuran ABD'de, üniversiteler kendi kaynaklarını kendileri mi üretiyor, devlet kesesinden mi finanse ediliyor? Üniversitelerin ardındaki vakıflarla ve o vakıflarla kiliselerin organik bağlarına hiç mi nazar etmediler? ABD'de laiklik mi elden gitmişti?.. Üniversitelerin üniversal kurumlar olduğunu görmeyenler, bu kadar yıl Cumhuriyetimizin bilimsel başarı boyunun kısalığından, İngilizcenin bizim üzerimizde dünya lisanı olarak konuşulmasından 1. derecede sorumlu ve suçludurlar. İşte, kaleleri böyle kaybediyoruz. Yeni hedefler, vizyonsuz adamların elinde yok oluyor. Elinde ODTÜ gibi bir marka olana devlet daha 5 kuruş vermemeli, kendi kaynağını bulabilecek olan yiğit, Rektör olarak ortaya çıkmalı. Hatırla, torpille senden, benden tercihleriyle o koltuklara liyakatsizler oturtulmamalı... Yalçın Koçak (18. Dönem Sakarya Milletvekili) SGK, muayenehanelerden de hizmet almalıdır Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, diş hekimlerinin de SGK'nın sözleşmeli kurumlar kapsamına alınmasının, kamu kurumlarından hizmet alınmasını da olumlu etkileyeceğini ve rekabetin kaliteyi artıracağını belirtmiştir. Bu tespit, son derece yerindedir. Çelik, ortak çalışmaya başlanması için SGK Sağlık Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Ufuk Akdıkan'ı görevlendirmiştir. Ve bu amaçla, çalışmalara başlamak üzere bir komisyon oluşturulmuştur. Sayın Bakan'ı bu doğru bakışı sebebiyle kutlamak gerekir. Bugüne kadar, çok geç kalınmış bir yanlış düzeltilmektedir ve GSS'nin (Genel Sağlık Sigortası) gerektirdiği, vatandaşın istediği hekimi seçebilmesinin önündeki engeller yavaş yavaş kalkmaya başlayacaktır. Muayenehanelerle Sözleşme Neden Gereklidir? 1.GSS'nın temel amacı, vatandaşın istediği hekimi ve sağlık kuruluşunu seçebilmesine imkan sağlanmasıdır. Bu amaç yerine getirilecektir. 2. Sağlığa erişim kolaylaşacak, vatandaşın seçenekleri artacaktır. 3. Şu anda, genelde hastanelerle sözleşme yapılması sebebiyle, vatandaş kuyruklara mahkum olmuş durumdadır. Vatandaş, kuyruklardan ve hastane kargaşasından kurtulacaktır. 4. Sağlık kuruluşları arasındaki haksız rekabet ortadan kalkacaktır. 5. Rekabet, kalite getirecektir. 6. Sağlık giderleri, sanılanın aksine artmayacak, azalacaktır. Organizasyon ve teknik yeterlilik olarak, SGK'nın artık buna benzer yükleri taşıyabileceği gözlenmektedir. Çünkü şu anda SGK, 20.000'den fazla eczane, yine 20.000 civarında aile hekimi, 500 civarında özel hastane, 700'den fazla tıp merkezi, 900 civarında devlet ve üniversite hastanesi ile doğrudan veya dolaylı sözleşmeli durumdadır. Bu kuruluşlarda yazılan ilaçlardan, reçeteyi yazan hekime kadar, yüz binlerce kişiyi ve işlemi izleyebilecek durumdadır. Mevcut yapıya eklenecek 14 bin diş hekimi ile birlikte, 3-4 bin doktor muayenehanesi ve birkaç yüz tıp laboratuvarı, SGK'ya teknik olarak fazla bir yük getirmeyecektir. Ekonomik olarak da önemli bir ek yük oluşmayacaktır. Çünkü, zaten bu hizmetler şu anda yürümektedir. Ancak, daha eziyetli, daha kalitesiz ve kuyruklarda beklenerek alınmaktadır. Bedeli de, fazlasıyla SGK tarafından ödenmektedir. Nelere Dikkat Edilmelidir? 1. SGK'nın sözleşmeli olduğu kuruluşların, fark alabilmesi serbest bırakılmalıdır. SGK, kendi ödeyeceği miktarı belirlemeli, gerisini vatandaşın tercihine bırakmalıdır. Vatandaş, fark ödeme yönünden, kendi imkanlarına göre, gönüllü olarak hangi kuruluşu seçerse, oraya gitmelidir. Zorlamaya gerek yoktur. Bu yaklaşım, SGK' yı rahatlatacaktır ve giderlerini azaltacaktır. Vatandaşı rahatlatacaktır . 2. Kalite standartları iyi belirlenmelidir. Bu konuda SGK'nın yapması gereken, hizmet alacağı kuruluşların standartlarını iyi belirlemektir. Asgari şartlar belirlenmeli, gerisi vatandaşın tercihine bırakılmalıdır. Denetim iyi yapılmalıdır. SGK'nın bu yönden halen çok organize ve yeterli olduğunu söylemek zordur. Ancak, gördüğümüz kadarıyla, teknik altyapı kurulmuş görünmektedir. Gerisi de adım adım iyileşecektir. Dr. Funda Koçdoğan (Tıp Laboratuvarları Derneği Genel Sekreteri) > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00