Öğretmen olmamız için engel mi var?

A -
A +

Milli Eğitim Bakanı'nın dikkatine; Sayın Bostancıoğlu, bu mektubumu belki de dikkate almayacaksınız. Ama ben yine de size ve kamuoyuna durumumu açıklayacağım. Açıköğretim Fakültesi İktisat Lisans mezunuyum. Bugün Türkiye'de, bazı fakülteler dışında her ne kadar 2547 Sayılı YÖK Kakunu'na göre diğer fakültelerle eşit olarak kabul edilse de, uygulamada bu geçerli değildir. Öğretmenlik müracaatlarında, eşit olmadığımız Bakanlığınız'ca da ispatlandı. Yukarıda belirttiğim fakülteden mezun olmakla birlikte, Pedagojik Formasyon belgesine de sahibim. Ayrıca DMS- 1999, KMS-2001 sınavlarına girdim. 12 yıl İlköğretim, 2 yıl da Ortaöğretimde olmak üzere MEB'ye bağlı okullarda toplam 14 yıl vekil öğretmen olarak çalıştım. Öğretmenlik mesleği bir ihtisas gerektiriyorsa, yeterince ihtisas kazandım. Fakat 2001 yılı ikinci dönem öğretmenlik atamalarında da müracaatım kabul edilmedi (Muhasebe ve Sınıf Öğretmenliği). Çocuklarımın da öğretmen olarak yetişmelerine çalışıyorum. Dört çocuğumdan birisi Türkçe Öğretmenliği'nde, birisi A. Öğretmen Lisesi son sınıfında, bir diğeri Genel Lise 1. sınıfta, sonuncusu da İlköğretimde okumaktadır. Bu mesleği çok seviyorum. Bakanlığınızdan başka hiçbir kurumda çalışmadım. Şimdi de başka hiçbir işte çalışamıyorum. İşsizim ve sonumun ne olacağını merak ediyorum. Lütfen bana yardımcı olunuz. Sonuç olarak; belirli bir fakülteden mezun olmuş, pedagojik formasyon belgesine sahip, ayrıca belirli bir süre öğretmenlik yapmış olan bizler; Bakanlığınızca alınacak bir kararla öğretmen olarak değerlendirilemez miyiz? Üstelik Misak-ı Milli Sınırları içinde, her okulda çalışmaya hazırım... * V. Hakkı Bardak - KONYA Yüksekokul mezunu olmak suç mu? Ben, Daimi İşçilik Sınavı'nı kazanmış 16 bin Meslek Yüksekokulu mezunundan biriyim. Bizler yüksekokulu okuduğumuz için mağdur ediliyoruz.TEAŞ ve TEDAŞ kurumlarına alınan işçiler hep "Meslek Lisesi" mezunu. Biz yüksekokul mezunları elektrik kurumlarına neden alınmıyoruz? 16 bin iyi okumuş, tazecik Türk genci, sadece 2 yıl yüksekokul, M.Y.O. okudukları için heba ediliyor. Sayın yetkililer, ilgili Bakanlar, Genel Müdürler, Başbakan ve Başbakan Yardımcıları, lütfen sesimizi duyun!.. Alınacak elemanlarda aranan niteliklere bizleri de ilave etmek bu kadar zor mu? Biz 16 bin kişi nereye alınacağız? Mademki alınmayacaktık, neden sınava alınıp da bu kadar masraf yaptırdınız? * Murat Han - AKŞEHİR Evdekilere ne diyeceğim? Milli Eğitim Bakanlığı'na; Açık lisede okuyup da, üniversite kazanan tek dersten kalan öğrencilere bir sınav hakkı daha verildiğine dair bir haber okudum. Bu hak, normal liselerde okuyan bu durumdaki öğrencilere de verilemez mi? Bunu ne için çok istediğimi bir bilseniz... Benim dersaneye gidecek imkanım yok. Bir muhasebecinin yanında çalışıyorum. Hem çalışıp, hem de okumak zorundayım. Açıköğretim Fakültesi'ni kazandım. Bu okulların kayıtları için daha vakit var (15-26 Ekim). Evdekiler tek dersten kaldığımı bilmiyor. Kazanmam, evde bayram havası estirdi. Şimdi ben ne yapacağım, bu durumu nasıl anlatacağım? Beni ve benim durumumda olanların halini düşünün, bir daha karar verin, lütfen... * L.Ö. - BURSA Otogar çıkışı mı, yoksa Bulgar sınır kapısı mı? 25.09.2001 günü Otogar'a yolcumu karşılamak için gittim. Otogar girişlerine bir hafta önce biletli bariyer sistemi kurulmuş. Ben bunu farketmedim, bariyerler açıktı, geçiş yaptım; güvenlik de beni uyarmadı. Çıkış yapmak için döndüğümde, eski sistem üzerine iki milyon çıkış parası vererek çıkmak istedim. Görevli bileti sordu, ben de biletimin olmadığını ve sebeblerini anlattım. Biletsiz çıkılamayacağı söylendi. Çıkan uzun tartışmalar sonucu, 25 milyon ceza ödeyip, öyle çıkış yapabileceğim belirtildi. "Madem bilet uygulaması var, öyleyse biletsiz geçtiğimde neden beni uyarmadınız" diye yaptığım itirazları da anlamak istemediler. 4 güvenlik görevlisi etrafımı sardı, sert tartışmalar yaşandı. Bu arada kuyruk da uzadı; ancak üzerimde bulunan bütün param olan 10 milyonu makbuzsuz bir şekilde haraç vererek canımı kurtardım. Otogar ve belediye yetkililerine sormak istiyorum; bu durumda biletsiz geçen bir vatandaşın zamanında uyarılması gerekmez mi? Bu nasıl bir bariyer sistemidir ki, bilet almayana geçiş izni veriyor? Ayrıca, insanları her an dövmeye hazır bu tür güvenlik görevlilerini o kapıya yerleştirmek için çok mu aradınız? * Kemal Yavuz - İSTANBUL Tütün Yılandaki zehir gibi Afet yapan nehir gibi Bombalanmış şehir gibi Harap etti tütün beni. Nişanlıma ağzım koktu Dedi bana talih çoktu Hayırlı işe nifak soktu Harap etti tütün beni. Doktorlar boşa mı söyler İçmen deyip telkin eyler Duyun ey hanımlar beyler Harap etti tütün beni. Ne dersiniz gençler buna, Yol giderim kona kona, Sanki esir olduk ona, Harap etti tütün beni. Yüz binde bir terk eden mert, Tiryakilik onulmaz dert, İnanın darbesi çok sert, Harap etti tütün beni. Ben bunu böyle bilmezdim, Bileydim ele kanmazdım, Babam derdi inanmazdım, Harap etti tütün beni. Söylesin, her kim gördüyse, Faydası neymiş herkese, Gitti sıhhat ile kese, Harap etti tütün beni... .......... Hani bunu kim önlüyor, Öğüt versen kim dinliyor, Çoğu yatakta inliyor, Harap etti tütün beni. En tez tütünü seçerdim, Günde dört paket içerdim, İçmezle dalga geçerdim, Harap etti tütün beni. Sağlam idim oldum çürük, Sinem oldu sanki körük, Uykuda bile öksürük, Harap etti tütün beni. Hastalığı seri seri, Nefes darlığı kanseri, Hele midede ülseri, Harap etti tütün ben.i ............ Talat der ki vaziyetim, Kendimeymiş eziyetim, İçenlere vasiyetim, Harap etti tütün beni...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.