Okul telaşı başladı

A -
A +

Yeri geldikçe, gençlerimizin, istikbalimizin teminatı olduğunu söyleriz. Yetkililer de bu gerçeği süslü cümlelerle sık sık hatırlatırlar. Peki buna uygun hareket ediliyor mu? Nüfusunun büyük bir bölümü gençlerden oluşan bir ülkeyiz. Bunu da zenginliğimiz ve avantajımız olarak sayıyoruz. Ama gençlerden gelen mesajlar, hiç de mutlu bir gençlik yetiştirmediğimizi gösteriyor. Gelecek hafta okullar açılacak. Çoğu dökülen, bakımsız, tıkış tıkış sınıflardan nasıl bir verim alınır, o da ayrı bir mesele. Hele bu ekonomik kriz sebebiyle kıyafet, hatta defter-kalem bile alınmadan okula gönderilecek çocuklar... Bereket, son yıllarda yavaş da olsa özel okulların sayısı arttı. Devletin yükü hafifledi. Duyarlı işadamları eğitim işine eğiliyor, gücü yetenler de çocuklarını buralara gönderiyor. Bu şekilde devletten ağır bir yük alınmış oluyor. Bunu teşvik edip, daha çok özel okulun açılmasını sağlamak, velilerin katkısını arttırmak gerekmez mi? Böylece devlet de kalan okulları bir nebzecik toparlama gücüne kavuşur, işsiz olan öğretmen adaylarından büyük bir kısmı da iş sahibi olur... İhlas Kolejleri'nin başarısı Müesseseler kökleştikçe bunların başarılarının artması gerekir. Devlet okulları ne hikmetse yıllar geçtikçe yerinde saydığı, hatta geriye gittiği halde özel okullar başarıyı arttırıyor. Bu kuruluşlardan biri olan İhlas Kolejleri 1996'da açılmış, 2001'de de ikinci mezunlarını üniversiteye göndermiştir. Daha ilk mezunlarıyla, Türkiye genelindeki resmi ve özel 7 bin emsal okul arasında başarı sıralaması itibariyle, 252. sıraya yükselme başarısını göstermiştir. Hatta geçen seneki Türkiye birincisi ile İhlas Koleji birincisi şu anda aynı fakültenin aynı bölümünde okumakta, aynı sırada oturmaktalar (Bilkent Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü). İhlas Okullarının başarı grafiği bu sene daha da yükselmiş, sayısalda %100, toplamda %91,8'lik bir başarı oranına ulaşılmıştır. İhlas'ın İlköğretim okullarının yanısıra, Anadolu Lisesi statüsündeki kolejleri ve Türkiye'nin ilk Özel Çok Programlı Lisesi, giderek bu başarıyı arttıracağa benziyor. Bu tür bir özelleşmeyi, böyle özel okulları kim istemez; bunların sayılarının daha çok artması, gençlerimizin geleceği, ülkemizin istikbali için elzemdir. Eğitimi güzelleştirmenin, kaliteyi arttırmanın yolu bundan geçer... Aksi halde ne çocuklarımıza çağdaş bir okul, ne öğretmenlerimize iş, ne de ileriye yönelik donanımlı bir gençlik bulabiliriz... "Şartlı Abonelik" mahrum bırakıyor İGDAŞ Genel Müdürlüğü'ne; Bulunduğumuz sokağın çevresindeki diğer cadde ve sokaklarda, doğalgaz bulunmasına rağmen, bizim sokağımıza doğalgaz hattı döşenmemektedir. İGDAŞ yetkilileri ise gerekçe olarak "Şartlı abonelik" denilen bir sisteme geçtiklerini, dolayısı ile sokağı metre cinsinden boyunun yarısı kadar dairenin abone olmasını istemektedir. Yani yaptıkları hesaplara göre sokağımızdan 30 kişi abone olursa, gidip 200 küsur milyonu yatırırsa hat çekilebilirmiş. Bu sokağa taşınalı 2 yıl oldu. 15 senelik öğretmenim ve eşimle birlikte 10 senedir çalışarak 70 metrekarelik bir evi yeni alabildik. Soba yanmıyor, yansa bile çekmiyor. İki defa zehirlenme tehlikesi atlattık. Baca deliğini kapatmak zorunda kaldım. Ayrıca benimki 10 aylık olmak üzere bu binada 4 bebek var ve kış geliyor. Bunlar sadece bu bina için geçerli ve işin ilginç tarafı bu sokakta fazla sayıda bina yok. 3 boş arsa ve işhanı var, bütün binalar tek tek dolaşılarak bütün ısrarlara rağmen yeterli sayıda kişiyi bulamadık. 20 civarı sözleştiğimiz kişi olmasına rağmen, söz verilen gün 3 kişi ancak geldi. Şimdi sizden bu haksızlığı karşı yetkililere sormanızı istediğim sorularım şunlar: 1- Şimdiye kadar "Şartlı Abonelik" diye bir kavram yok iken her tarafa hatlar çekilirken, bize yapılan adaletsizlik değil mi? 2- Önce para değil hizmet olması gerekmez mi? 3- Bulunduğum sokakta hiç kimse abone olmak istemese dahi, onların günahını ben senelerce çekecek miyim? Ya hiçbir zaman onların istediği sayıya ulaşamazsak? 4- Şu anda "Şartlı Abonelik" dışında, hiç kimseye şart koşmadan hat çekilen semtler var? (Kirazlı, Fevzi Çakmak gibi...) Bunun anlamı nedir? 5- Şu anda içinde bulunduğum şartlara göre, ya katalitik soba, ya da elektrikli soba ile ısınmak zorunda kalacağım. Geçtiğimiz kış Yeni doğan (4 aylıktı) çocuğum 5 gün bronşit yüzünden Çapa'da yatmak zorunda kaldı. Bu kış tekrarı halinde bunun hesabını kim verecek? Sonuç olarak ben bir vatandaş (hem de hiç vergi kaçırmamış, devleti hortumlamamış) olarak hizmet istiyorum. ¥ Sedat Güneş -Kocasinan Merkez Mah. Balabanlı Sokak / Bahçelievler - İSTANBUL

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.