Okullar susuz mu kalsın?

A -
A +

Su parasını ödemeyen bazı okulların suyunun kesildiği basına yansımıştı. Özellikle okulların açıldığı ilk günlerde bu tür olaylar daha çok dikkat çeker. Okulların susuz kalması aslında fazla olağandışı değil. Birçok okulun başına gelen bu tür olaylardan kimsenin ruhu bile duymaz. Eğitimi bedava yapacağını taahhüt eden devlet, okulların diğer ihtiyaçlarını karşılamadığı gibi, su paralarını da ödemiyor. Astronomik rakamlar tutan bu miktarı da bazı okullar ödeyebilecek mali güce sahip değil. Sular İderisi de gözünü kırpmadan vanayı kapatıyor. İsminin saklı tutulmasını isteyen Sarıyer'deki bir İlköğretim Okulu Müdürü'nün belirttiği gibi, ondan sonra gelsin bulaşıcı hastalıklar, usulsüzlükler... "Bazı okullar yasal olmayan şekilde suyu kullanıyorlar. Ben okulumda yasalara uyarak suyu kullanmak istiyorum. Okulumda kontörlü su sayacı bulunmaktadır. Fakat bir haftada 100 kontör (262 milyon) hancanmaktadır. Haliyle bir ayda 400 kontör (1 milyar lira) gibi ağır bir yük olmaktadır. Her okulda su problemi, buna bağlı olarak temizlik meselesi ortaya çıkmaktadır. Temizlik, telefon vb. masraflar aylık 3-3.5 milyarı bulmaktadır. Yıllık masrafımızın 30-35 milyar olduğu kolayca anlaşılır. Okulumuzda 1200 civarında öğrenci bulunmakta, bunlardan 1000 kişi 15 milyonluk katkı payını ödese de, yıllık masrafımızın ancak yarısını bulabiliyor. Yetkililer bize yardımcı olmazsa, ya yasal olmayan yollara başvurmak zorunda kalırız, ya da susuzluktan bulaşıcı hastalıklar ortaya çıkacaktır. Bunun vebali biz okul müdürlerinin mi olacak, yoksa diğer yetkililerin mi?" Müdür beyin belirttiği gibi bu işin bir sorumlusu bulunmalı; eğitim hizmetini bedava vereceğini taahhüt eden devlet yetkilileri mi, suyu sağlayan yetkililer mi, okul idarecileri mi, yoksa halk mı? Sağlık Bakanlığı'ndan açıklama 9 Eylül 2003 tarihli gazetemizin bu köşesinde, "Böyle sorumsuzluk olur mu" başlığı altında bir şikayete yer vermiştim. Konuyla ilgili olarak, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ali İhsan Taşçı imzasıyla gelen açıklama şöyle: "Hastanemiz E-5 karayolu üzerinde, 8 ilçeye hizmet veren oldukça yoğun hasta potansiyeline sahip bir konumdadır. Otopark hizmetlerimiz, gerek kendi görevlilerimiz, gerekse polis ekipleri tarafından denetlenip gözetlenmesine rağmen, özellikle hastanemize yakın bir yerde bulunan "Umut Evi"nde bulunmakta olan tinerci tabir ettiğimiz insanların sebep olduğu böyle münferit olaylar zaman zaman yaşanmaktadır. Bu gibi konulara daha titizlikle yaklaşılmakta olup, güvenlik tedbirlerimizi artırma çabası içindeyiz."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.