Okullarda son ders gününde karneler ne zaman verilmeli?

A -
A +

Milli Eğitim Bakanlığı'na; Ülkemizde ilk ve ortaöğretim kurumlarında yaklaşık 13 milyon öğrenci eğitim görmekte ve bu öğrencilere 1. ve 2. yarıyılda son ders gününde karne verilmektedir. Çalışma takvimine göre son ders günü (karne günü) de ders günü olarak görülür, yani o gün de son derse kadar resmi olarak ders devam ediyor görünür. Bu nedenle son gün için de ders yapılmış gibi ek ders ücretleri tahakkuk ettirilir. Ancak ülkemizde son gün genelde sabahtan 10.00, 11.00 sularında karneler verilir, öğrenciler evlerine gönderilir. Bu gayri resmi uygulama legal değildir ama kimse (milli eğitim müdürleri, müfettişler vs.) de ses çıkarmaz. Hatta Milli Eğitim Bakanımız bile son ders günü gittiği bir okulda saat 10.'larda karne verme işlemini bizzat başlatmıştır. Kimsenin ses çıkarmadığı bu illegal uygulama, işler yolunda giderken mesele olmaz. Ancak, okuldan erken ayrılan öğrencilerin başına bir kaza geldiğinde, okul idareci ve öğretmenleri sorumlu tutulur ve yıllarca ceza mahkemelerinde süründürülürler. (Bunun birçok örneği mevcuttur) Son gün ülkemizde hiçbir okulda ders yapılmadığı malumdur, son gün çalışma takviminde ders günü olmaktan çıkartılmalı, "karne günü, okul idaresince uygun bulunan saate karneler verilir" düzenlemesi yapılmalıdır. Son gün akşama kadar çocukları okulda tutmak ve karneyi son derste vermek de (psikolojik olarak ders yapılamadığı için) çocuklara işkence etmek manasına gelmektedir. Halihazırdaki illegal uygulama (karnelerin erken verilmesi ve o gün ders yapılıyormuş gibi gösterilmesi) okul idarecilerini büyük bir riske sokmakta, karneleri son derse kadar vermeyen idarecilerle veliler arasında (diğer okullarda genelde erken verildiğinden) tartışmalar yaşanmaktadır. Y. Şen (Okul Müdürü) > Bizim orada konuşanı değil, bağıranı dinlerler Milli Eğitim Bakanlığı'na; Başlığa, Sayın Bakanımızın da, edebi kalitesini takdir ettiğini bildiğim Cenap Şahabettin'in, günümüze hepten hitap eden sözünü aldım. 1985 yılında öğretmenliğe başladım. 1996 yılında istifa edip, özel bir kolejde öğretmenliğe devam ettim. 2004 yılında açıktan atama ile tekrar Milli Eğitim Bakanlığı'na döndüm. Yeni görevime 3. bölgede başladım. 2000 yılından önce göreve başladığım için, mecburi hizmet yükümlüsü değilim. Ama bilgilerimde "mecburi hizmet yükümlüsü" ibaresi var. Yeni atama kararnamesine göre, 3. bölgede 2 yıl görev yapanlar 2. bölgeye tayin isteyebiliyorlar. Diğer atama şekilleri ile, beraber geldiğim öğretmen arkadaşlar, 2. yıllarını üçüncü bölgede tamamladıkları için, ikinci bölgeye tayin isteyebiliyorlar. Ben 2000 yılından önce göreve başladığım için, üçüncü bölgede 2 yılımı doldurduğum halde, ikinci bölgeye tayin isteyemiyorum. Çağın gereği olan atılımlarını büyük bir heyecanla takip ettiğim bakanımızın, gözden kaçtığına inandığım bu teferruatı da dikkate alacağına inanıyorum. Yoksa; yine Cenap Şahabettin'in, "Küçükken perdenin arkasındaki Hacivat ve Karagöz'ü canlı zannederdim. Büyüyünce anladım ki, meğer perdenin önündeki herkes Hacivat ve Karagöz imiş" sözlerini nakletmek zorunda kalacağım... Bir öğretmen > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.