Türkiye'nin her tarafında vatandaşı mağdur eden bir uygulama bulunuyor. Mağdur vatandaşların çığlıkları zaman zaman basına da yansıyor ama yetkililer bu mağduriyeti gidermek için bir teşebbüste bulunmuyor. Yapılan kadastro çalışmaları sırasında, birçok vatandaşın tapulu arazisi, "Orman arazisi" diye tescil edilmiş. İşin vahametinden habersiz oldukları için zamanında yasal mücadele ve itirazda bulunamamış vatandaşlar şimdi ne yapacaklarını bilmez haldeler. Tapulu arazisine ağaç diken, arazideki ağaçları koruyan, çoğaltan insanlar şimdi büyük bir pişmanlık yaşıyor. Bu ağaçlar sebebiyle, atalarından intikal etmiş tapulu arazileri ellerinden alınmış. Tapu'nun, mülkiyet hakkının hiç mi hükmü ok? Bir tapu, bir memurun çalışmasıyla yok sayılabilir mi? Özellikle arazisi az olan Karadeniz köylüsü büyük mağduriyet yaşıyor. Yıllarca arazisi bildiği, ekip-biçtiği, geçimini sağladığı tapulu arazisine, şimdi adımını atması suç? Nasıl geçineceğine mi yansın, baba yadigârı tapulu arazisinin bir anda elinden alınmasına mı, ilgililerin duyarsızlığına mı? Sadece Karadeniz'de değil, diğer bölgelerde de bu haksız uygulama yapıldı. Mesela, Çatalca'nın Çiftlik köyünde besicilik yapan bir vatandaşın, bir televizyon kanalında haber konusu yapılan sıkıntısını ben de seyrettim. Bu vatandaşımız, daha önce hayvanlarını otlattıkları arazilerin orman arazisi sınırları içine alındığını, şimdi hayvanlarını oralarda otlatamadıklarını, para vererek yem aldıklarını, bunun da pahalıya mal olduğunu, bu işi sürdüremeyeceklerini söylüyor... Köylünün geçim kaynağı bu şekilde haksızca elinden alınır mı? Sonra da hayvancılığın bitme noktasına geldiği, köylünün geçim sıkıntısı çektiği ortada. Bu uygulamanın vatandaşı ne kadar mağdur ettiği, ülke ekonomisine ne büyük zararlar verdiği düşünülüyor mu? Köylümüzün bulundukları yerlerde üretim yapabilmeleri, geçinebilmeleri, oraları terk etmemeleri için, ellerinden alınan araziler geri verilmeli. Zaten Anayasa'ya, yasalara, hak ve hukuka uygun uygulama da bu değil mi? Tapu devletin güvencesinde değil mi? Vatandaş artık kendi toprağında ağaç dikmekten korkar hale geldi. Hayvancılığı, tarımı, hatta ormanı korumak için bu yanlış uygulamaya derhal son verilmeli, mağduriyetler giderilmelidir. Hüseyin Aksu Sağlık sistemimizde hâlâ bazı tedbirlere ihtiyaç var Özel veya devlet hastanelerine her gittiğimde, hastanede sadece randevulu hastalar bulunmasına rağmen, yine kalabalık, yine hasta sayısı oldukça fazla. Keşke stressiz bir ortam olsa, insanlar dengeli beslense, aç ve açıkta kalmasa; keşke insanlarımız kendilerine uygun sporu yapsa, keşke hastalar havası, suyu temiz, doğal ortam içindeki kamu tesislerinde ilaçsız tedavi olabilse... Bu keşkeler çoğaltılabilir, ama hasta olmamak için önceden tedbirler alınırsa, hasta sayısının en az yarı yarıya azalabileceği ortada. Şimdiki iktidarın yaptığı sağlık reformu, özel hastaneleri de Sosyal Güvenlik Kurumu mensuplarına açması uygulaması, her iktidarın cesaret edemeyeceği bir icraat. Bu yüzden bütçeye ciddi yükler binmekte. Sağlık sektörüne ciddi şekilde çekidüzen vermek lazım. Bununla ilgili bazı hususlara değinmek istiyorum: 1. Devlet hastanelerinde eskiye oranla ilişkilerde düzelmeler oldu, ama bazı yanlışlar hâlâ devam etmektedir. Bazı doktorlar, hasta sayısının fazla olmasından mıdır, gelirlerini az mı buluyor, bilmediğimiz bir sebeple hâlâ hastalara sert ve ilgisiz davranıyor. Ciddi vakalar dışında, ilgi gösterilmiyor, olur olmaz ilaçlar yazılıp hasta gönderiliyor. Sadece Sağlık Müdürlükleri'nin açabileceği şikayet kutuları konmalı, ilgililer nezdinde daha çok istişarelerde bulunulmalıdır. 2. Özel hastanelerde ilgi fazla ama gereksiz tetkikler, tahliller yapılıyor. Bazı hastalıkların belirtileri muayene esnasında görülürken, gereksizce röntgen vb. cihazlara hastaların sokulması, hem devlete hem de vatandaşa ilave yükler getirmekte. Hastaların gereksiz tetkikler yüzünden maruz bırakıldığı radyasyon vb. zararlı şualar da cabası. Bazı gereksiz ameliyatların yapıldığı da herkesin malumu. 3. Aşırı ilaç yazılmaması ve ilaçların daha sıkı takibe alınması gerekir. 4. Yine özel ve kamu hastanelerinin muayene, tahlil ve tetkik bedellerinin ilgililerce ince eleyip sık dokunması gerekir. Aşırı rakamları, suistimallere her zaman açık uygulamaları sık sık duyuyoruz. Mutlaka ihtiyaca yetecek kadar denetleme elemanı alınmalı, kaçaklar ve suistimaller bitirilmelidir. Bu durumda bütçemizde de büyük bir rahatlama olur. İsmi mahfuz Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00