Orman oluşturdum da ne oldu?

A -
A +

Ülkenin en yoksul bir köyünde dünyaya gelmişim. 47 yıl çeşitli eğitim müesseslerinde canla başla çalışıp üç kuruş kazandım "Güzel ülkemde kazandım yine bu güzel ülkemde kalsın; aynı zamanda insanımıza bir örnek model sunmuş olurum. Bu güzel ülkenin yücelmesi birtakım mevki sahibi kişilerin tekelinde değil, bizim de yapacağımız bir şeyler olmalı" diye düşünüp orman oluşturma işine giriştim. Peki, ne oldu!.. Büyük şehirlerde yaşayanlar pek farkında değiller, güzel ülkemiz giderek çölleşiyor. Bir taraftan da, ormanların bir kısmı kuraklıktan, bir kısmı yangınla, bir kısmı da insanların katli ile yok oluyor. Bundan 50 yıl önce çevre nasıldı, kimse farkında değil. Köyler boşalıyor, şehirlerin şehir mi, köy mü olduğu belli değil. Ben işin farkındayım, ne yapılacağını da biliyorum. 14 yılı geçiyor, Rahim Demirbaş olarak, her gün gözümün önünde erozyonun erittiği topraklarımızda tek başıma ağaçsızlaşmaya karşı savaş açtım. 47 yıllık öğretmenliğimde biriktirdiğimi, -bir öğretmen ne biriktirebilirse o kadar- bu işe yönelttim. Kuyular açtım, borular döşedim, hayvan sırtında su taşıdım, Konya'nın Karacadağ'ında, çölleşen araziyi yeşertmeye çalıştım. 500 dekarlık arazide 32.000 fidan yetiştirerek, yeşil bir kuşak oluşturdum. Çevreciliğin, yeşili korumanın, yaşatmanın ve genişletmenin, kısaca orman sevgisinin masa başında oturarak kazanılamayacağını, bu iş için sahada çalışmak gerektiğini göstermiş oldum. Çölleşen araziden hayatını kazanamayıp, köyü terk etmekte olan birkaç kişi orman oluşturmada çalışarak ve ormanın getirdiği imkanları kullanarak iş sahibi oldular. Onları büyük şehirlerde horlanmaktan korumuş oldum. Orman yetiştirmek için fidan dikmek gerek. Fidanlıktan fidan alarak ekonomiye katkıda bulundum. Para dönmüş oldu. Ülkem yararına çaba sarf ederken sıkıntıya düşünce sabretmesini, yaptığım iş ülke yararına olduğu için, devletin yardım edip etmeyeceğini öğrendim. İyi gün dostu olanlar yanımdan uzaklaştılar, birçok aziz duygulu ve yüksek karakterli, yiğit insan ile tanıştım, böylece kötü günde beni yalnız bırakmayan dostlarım oldu. Kazancımı ve emeklilik dönemindeki bütün birikim ve gücümü; Peygamberimizin emrettiği, atalarımızın önem verdiği bir işe, ağaç yetiştirmeye harcamış oldum. Bu çabamla birkaç kişinin sevap kazanmasına vesile oldum. Kişisel olarak kahve köşelerinde pineklemek yerine, ormanda vakit geçirerek zinde oldum, dinç kaldım, sağlığıma kazanç oldu. Yetiştirdiğim ormanı çok sayıda hayvan ve kuş kendine mesken tuttu. Tabiatın dengesi bir nebze düzeltilmiş, korunmuş oldu. Sevmek fedakârlık ister, bütün bu sıkıntılar ve güzel şeyler ülkemi sevmemden dolayı olduğu için, mutlu oldum. Sizlere bu sebeple sesleniyorum. Beni duyun. Dilerseniz, internette adımı yazınız, TRT Haber'in yaptığı Güzel Ülke programını izleyiniz, diğer haber ve resimlere bakınız. Benim çabam, kişisel amaçlı değil. Kişisel bir çıkarım yok. Olmayacak. Çabam, ülkemi, torunlarımıza, bulduğum gibi bırakmak. Ağaçlı buldum, çorak ve kurak bırakmak olmaz. Sesimin duyulması İç Anadolu boz kırının ağaçlandırılması ve orman halkasının genişletilmesini sağlamak için yazılı ve görsel basın aracılığı ile "ben de varım" diyen insanları bir araya getirmekte, destek vermenizi diliyorum... Rahim Demirbaş

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.