Orta Öğrenimde acilen yapılması gerekenler

A -
A +

İlk ve Orta dereceli okullar yarıyıl tatilindeyken, Eğitim sistemimizin tartışılmasında fayda var. Yeniliklere açık bir Milli Eğitim Bakanı'nın bulunması bir şans. Balıkesir'de görev yapan bir Lise Öğretmeninin çok güzel ifade ettiği düşüncelerini, ismini saklı tutarak veriyorum: 1- Öğretmenlere 8.30-17.00 mesai mecburiyeti getirilmeli. (Bu yapılırken öğretmenlere ders dışında oturabilecekleri bir mekanın ve masanın verilmesi gerekir. İlköğretimdeki sınıf öğretmenlerine ek ders konusunda tanınan imkanların orta öğrenimdeki öğretmenlere de tanınması gerekir. Ücret konusunda bu düzeltme yapılırsa öğretmen arkadaşlar da "kuşçuluk, kahvecilik, seyyar satıcılık, müzisyenlik... gibi" ikinci -hatta üçüncü- bir iş yapmak zorunda kalmayacaklardır.) 2- Öğretmenlerin öğrencilere -özellikle dersine girdiği öğrencilere- özel ders vermesinin mutlaka önüne geçilmesi gerekiyor. Dershanelerin yaptığını okullar da yapabilir 3- Okullarda zorunlu olarak yapılması gereken hazırlık ve yetiştirme çalışmaları ile dershanelerin büyük ölçüde önüne geçilebilir. Bu çalışmalar etüt, test ve proje çalışması adı altında haftalık programlar içine alınabilir. Öğretmen ve öğrenciler buna göre hazırlıklı gelirler. Biz test çalışmaları yapmak istiyoruz fakat müfredatlarda olmadığı için okul yönetimleri ile karşı karşıya geliyoruz. Yasak olduğu halde bu çalışmaları öğretmen arkadaşların çoğu yapıyor. Dershaneler muhakkak ki bir şeyler öğretiyor. Fakat büyük paralar dönüyor. 4- Her okulun öğrenci kontenjanı olmalı. Benim okulumda sınıflardaki öğrenci sayısı 55-60 kişi. Fakat, Gazi Osman Paşa veya Adnan Menderes Lisesi'nde 20-25 kişidir. Öğrenci sayısı haddinden fazla olan bu sınıflarda arkadaşlar bir şeyler öğretmek için büyük çaba sarf ediyorlar. Deyim yerindeyse ilim yerine film yapıyorlar. Her okulun kontenjanı belirlenmeli ve bundan fazla öğrenci alınmamalıdır. Bu, ikili öğrenimden tekli öğrenime geçmeyi de büyük ölçüde kolaylaştıracaktır. 5- Öğrencilere okuttuğumuz tüm derslerden ve konulardan ÖSS'de mutlaka soru sorulmalı. Sorulmadığı için öğrencilerimiz: "ÖSS'de soru sorulmayan bu dersleri niye okutuyorsunuz?" diye bizi dinlemiyorlar. 6- Öğrencilerimizle en çok anlaşamadığımız konulardan biri de kılık-kıyafet konusudur. Bu konuda sınırlı serbestlik getirilebilir. Bu konuda Okul-Aile birlikleri ve Öğretmenler Kurulları yetkili kılınabilir. Ek Ders yönetmeliği değiştirilmeli 7- Birçok yönüyle adil olmayan, eşitlik ilkesine aykırı olan ek ders (Ücret) yönetmeliğinin hemen değiştirilmesi gerekiyor. Çünkü bu yönetmelik öğretmenleri birinci sınıf ve ikinci sınıf öğretmenler diye ayırıma tabi tutmuştur. İngilizce ve Fen öğretmenleri has öğretmen, Sosyal Bilgiler ve Edebiyat öğretmenleri üvey öğretmen durumuna konulmuştur. Ayrıca ek ders (ücret) Daire Amirlerinden Şefine kadar herkese verilmektedir. 8- İlköğretimden sonra LGS (Liselere Giriş Sınavı) yapılmalı. Bu sınavda barajı aşanlar liselere alınmalı. Barajı aşamayanlar Meslek Liselerine gönderilmeli. Meslek Lisesi mezunlardan branşlarıyla ilgili bölümlerde yüksek öğrenime devam etmek isteyenlere ilave puanlar verilmeli. 9- Zümre Başkanlıkları yerine Bölüm Şeflikleri olmalıdır. Bölüm Şeflerinin görev ve yetkileri yönetmeliklerle belirlenmelidir. (Müdür Yardımcısı statüsü verilebilir. Az derse girebilirler. Ders programlarının, yıllık planların hazırlanmasında, eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yürütülmesi ve geliştirilmesi... konularında çalışmalar yapmalıdırlar.) Sınıf geçme, öğretmenin insafına bırakılmamalı 10- Öğrencilerin sınıf geçmesi öğretmenlerin insafına veya insafsızlığına bırakılmamalı. (Çünkü bazı öğretmenlerin sınav kağıtlarını okuduklarına inanmıyorum. Dersleri anlatıp geçiyorlar.) Öğretmen müfredata bağlı kalarak dersini anlatmalı. Sınavları okullarda oluşturulacak sınav komisyonları ve dönem sonlarında Bakanlık yapmalı. Dönem sonlarında yapılan sınavlarda iyi not alan öğrenciler başarılı sayılmalı. Öğretmenlere de başarı ve başarısızlık durumuna göre hesap sorulmalı. Gerekirse terfileri de buna göre yapılmalı. 11- 3-5 yıl içerisinde her türlü çağdaş eğitim teknolojisi okullara girmelidir. Kara tahta ve tebeşirle öğrenciliğe başladığımız okullarda kara tahta ve tebeşirle emekli olmak üzereyiz. Hiç olmadı çocuklarımız görmedi ama torunlarımız teknolojiyi görsünler ve çağdaş bir eğitim yapsınlar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.