Kamuda çalışan doktorların özel muayenehanelerini kapatmaları yönündeki karar, büyük bir kesimi tedirgin etti. Serbest Hekimler Girişimi, bu kararın bir daha düşünülmesi gerektiğini belirterek, özel muayenehanelerin faydalarını sıralıyor: Bu sayede hekimlerin çalışma saatleri uzamakta. Hastanelerdeki yığılmalar ve kuyruklar azalmakta, hekime daha kolay erişim sağlanmakta, hastalara daha fazla zaman ayrılabilmekte, daha kaliteli sağlık hizmeti sunulabilmekte, önemli sayıda kişiye istihdam sağlanmakta, önemli miktarda vergi verilmektedir. Muayenehanelerde çalışan hekimlerin, fazladan özveri gösteren, kendisine ve bilgisine güven duyan, ülkeye ek olarak fazladan katkı sağlayan çalışkan hekimler olduğunu belirten Serbest Hekimler Girişimi, sağlık sistemimizin bu önemli katkıdan mahrum bırakılmamasını istiyor: "Hekimlerin yarım gün çalışmasından söz ediliyor. Bugün için yarım gün (part-time) çalışan hekim, hastanelerde 08:00-16:00 arasında, yani günde 8 saat çalışıyor. Tam gün (full-time) çalışan hekim ise, 08:00-17:00 arasında, yani günde 9 saat çalışıyor. Arada resmi olarak sadece 1 saat fark bulunuyor. Ancak pratikte herkes biliyor ki, tam gün çalışan hekimlerin de çoğunluğu, part-time çalışanlardan 10-15 dakika sonra ayrılıyorlar. Buna karşılık, aldıkları döner sermaye ücretleri arasında büyük fark var. Part-time çalışmayı yasaklamak, işletmecilik yönünden, ülke çıkarları yönünden hiç de akılcı görünmüyor. Muayenehaneler sayesinde, ek bir motivasyonla, hekimler hergün 4-8 saat arasında fazladan sağlık hizmeti üretiyorlar. Genelde Cumartesi tam gün, bazıları Pazar günü bile muayenehanelerinde sağlık hizmeti üretimine devam ediyorlar. Sağlık hizmeti üretiminin nerede yapıldığı çok mu önemli ? Muayenehanelerde Türk halkına hizmet verilmiyor mu? Doktor açığından söz ediyorsunuz. Bu sayede doktor açığının kapatılmasına katkı sağlanmıyor mu? Şu anda 40.000'den fazla muayenehanede, en az 100.000 üzerinde insan çalışıyor. Vergi ödeyen 40.000 civarında mükellefi azaltmak ve devreden çıkarmak ne ölçüde akılcıdır? Sayıları 40.000 civarında olan muayenehane, bir anlamda hastalar için 40.000 farklı noktadaki başvuru merkezi anlamına gelmektedir. Bu durum, hastanın hekime erişimini de kolaylaştırmaktadır. Bu erişimi zorlaştırmanın ve bürokratlaştırmanın akılcı yönü var mıdır? Doktorlar, muayenehanesinde kendi emeğiyle, daha fazla çalışarak para kazandığı zaman, buna kimse bir şey diyemez. Toplum bu durumu doğal ve hoşgörüyle karşılar. Ama devlet eliyle doktorlara ayda 5000-6000 YTL dağıtırsanız, bu defa diğer toplum kesimlerini tutamazsınız. Muayenehanelerin yasaklanmasıyla, doktorlara, 17.00'den sonra gidin kahvehaneye veya balık tutmaya mı demek isteniyor?" Özel muayenehanelerde çalıştıklarını belirten çok sayıda bay ve bayan sekreter de bu uygulamayla işsiz kalacaklarını, kendilerinin de aile geçindirdiklerini söylüyorlar. İstihdama ve sağlığa büyük katkıları bulunan muayenehaneleri kapatmakla ülkeye zarar verileceğini ifade eden özel muayenehane çalışanları, yetkililerin bu karar üzerinde biraz daha düşünmelerini istiyorlar. Bazı hastaların haklı şikayetleri, hastane yolunun bu muayenehanelerden geçtiği iddiaları da yok değil. Her bakımdan büyük bir kesimi, istihdamı, sağlığı ilgilendiren bu kararın iyi düşünülmesi gerekir? Bu nasıl adalet? Diyanet İşleri Başkanlığı'na; Bizler, 657 sayılı devlet memurları kanununun 4/C maddesine tabi olarak görev yapan sözleşmeli kısmi zamanlı Kur'an-ı Kerim Kursu öğreticisi olarak görev yapmaktayız. Aynı işi yaptığımız halde, kadrolu öğreticiler 950-1050 YTL maaş ve buna ilave olarak 200 - 250 YTL ek ders ücreti ile toplam 1.250 - 1.300 YTL maaş alıyorlarken, bizler 100 - 500 YTL arasında maaş almaktayız ve yılda 10 ay kadar çalışabilmekteyiz. Bu son derece haksız ve adaletsiz bir uygulamadır. Aynı iş ama farklı ücret. SSK'lı olarak çalıştırılıyoruz. Ama yıllık sigortalı çalıştığımız gün sayısı ortalama 90 - 100 arasındadır. Bu primlerle yaklaşık 100 yıl çalışacağız ki emekli olabilelim. Buna insan ömrü kifayet etmez. Tazminat hakkımız yok, emekli ikramiyesi yok, tam rapor hakkımız yok, doğum iznimiz yok, tayin hakkımız yok. Bu nasıl adalet? Ülke genelinde sözleşmeli birçok personelin kadroya alındıklarını duyuyor ve takip ediyoruz. Bizler de bu haktan istifade edip, vekil imam-hatiplerin kadroya alındıkları gibi, kadroya alınmamızı istiyoruz. Bu olamaz ise, hakkımız olan 4 B Statüsüne geçmek istiyoruz. > Kısmi zamanlı geçici Kur'an-ı Kerim Kursu öğreticileri 5 aydır işitme cihazı bekliyorum Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na; Ben emekli bir vatandaşım. İşitme cihazı almak için gerekli bütün evrakları hazırlayıp ilgili kurumun İstanbul/Fındıklı'daki birimine gönderdim. 5 ay geçti, ses seda çıkmadı. Telefon açıyorum, ya meşgul çıkıyor, ya da cevap veren olmuyor. Lütfen benim için acil olan bu cihazın biran önce gönderilmesini sağlayın... > Şefket Karaca (25943010) - İSTANBUL Fazla minibüsler başka duraklara verilsin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na; Bizler, Ankara Topraklık Durağı minibüsçüler esnafıyız. Topraklık, semt olarak merkezlere çok yakın bulunmaktadır. Buradaki vatandaşlar da çoğunlukla Kızılay'a, Ulus'a, Cebeci'ye ve diğer yerlere yürüyerek gitmektedirler. Bu yüzden iş yapamıyoruz. Zaten 20 dolmuşun yapabileceği işi 60 dolmuş yapıyor. Sıkıntılarımız her geçen gün artmaktadır. Durağımızdaki bir kısım minibüslerin, ihtiyaç duyulan başka duraklara dağıtılmasını istiyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Melih Gökçek'in bu sıkıntımızı çözeceğine inanıyoruz... > Minibüsçüler Esnafı - ANKARA Kamu avukatları mağdur ediliyor Ben halen bir üniversitede memur-avukat olarak görev yapmakta olan ve mesleğinde 15 senesine girmiş, evli 2 çocuklu, 5 senelik serbest avukatlık dışında devamlı olarak kamu kurumlarında görev yapmış bir memurum. Avukat sınıfı kadromda 2. derecenin 1. kademesindeyim. Şu an elime geçen net ücret 1.289 YTL. İnanın kapıda duran ve özelleştirilmiş KİT'lerden gelen güvenlik görevlisi, şoför, evrak memuru gibi çalışanların hepsi bizden ortalama 900-1000 YTL fazla ücret almaktadır. Hukuk Müşaviri kadrosunda bulunan 1. derece 3. kademedeki amirimiz 1.550 YTL gibi bir ücret almakta iken, Türk Telekom'dan özelleştirme sonucu gelen memuru durumundaki diğer avukat arkadaş 2.550 YTL ücret almaktadır. Bu durum bizi rencide ediyor. Hazine avukatlarına özel düzenlemeler yapılmaktadır. Pek çok zaman diğer kurum avukatları yok sayılmaktadır. Kamu hizmeti olarak kabul edilen Avukatlık mesleğini; Kamu adına yapan biz Kamu Avukatları; ne yazık ki bu ulvi görevin ne manevi ne de maddi karşılığını bulamıyoruz. Değeri milyarlarca YTL'yi bulan davalarda devletini savunan; yolsuzlukların üzerine cesaretle giden ve bu güne kadar adları hiçbir yolsuzluk olayıyla anılmamış bulunan biz Kamu Avukatlarının problemleri şimdi değil de ne zaman çözülecek? 1989 yılına kadar İddia Makamında bulunan bir Savcı ile aynı mali haklara sahip olan bir Kamu Avukatı; son 20 yıllık süreçte unutulmuştur. Özlük haklarımız ise daha da içler acısı bir durumdadır. Keşif ücretlerimiz, Hakim-Savcılara verilen keşif ücretleriyle eşitlenmelidir. Özel Hizmet Tazminatlarımızın oranı %215 olarak belirlenmelidir. Özel Hizmet Tazminatımızla aynı oranda Temsil Tazminatı verilmelidir. Görev Tazminatı'ndan Kamu Avukatları da yararlandırılmalıdır. 1.derecedeki bir Kamu Avukatının Ek Göstergesi; Anayasa Mahkemesi Kararı uyarınca en az 3600 olmalı ve 1.derecedeki Kamu Avukatına Makam Tazminatı verilmelidir. Limite bağlanan Vekalet Ücretleri'nden bu limit kaldırılmalıdır. > İsmi mahfuz