Tarım Bakanlığı'na; Özel Ağaçlandırma, Erozyon Kontrol ve Orman Seferberlik Kanunu 4222-9 ve değişik 17 tamimine müsteniden, Adıyaman- Gölbaşı Balkar Beldesi'nde özel ağaçlandırma yapıyorum. Ceviz, Badem, Macar Akasyası dikiyorum. Projemizin amacı, bölgemizde en iyi şekilde yetişen badem ve ceviz çeşitlerini belirlemek, bu rakım ve jeofizik yapıya uygun ağaçları tespit etmek; bu yolla bölge insanının gelirini arttırmak ve bilinçli bir şekilde tarım yapmasını sağlamaktır. Aynı zamanda tütün vb. klasik tarıma alternatif geliştirmek. Dere kenarlarına, tarla takımlarına, her eve 10 kök ceviz ağacı diktirerek köylümüze iyi bir gelir yolu kazandırmayı düşünüyoruz. Bu sayede; erozyon önlenir, barajlarımızın toprakla dolmasının önüne geçilir, işsizlik azalır, göç biter, Fakir Fukara Fonu önünde kuyrukta bekleyen vatandaşlarımız azalır... Bu idealden hareketle, 20 çeşit aşılı 2 bin kök ceviz, 8 çeşit 25 bin kök badem dikerek, bölgeyi yemyeşil hale getirdim. Devletime maliyetim, Orman Bakanlığı'ndan yararlandığım 1 milyar 75 milyonluk kredidir. Tabiat şartları çok zor ve çocuklar gibi bakım gerekiyor. Bu bakımdan, gönlüme göre bakım ve imar yapamıyorum. Araziyi Orman Bakanlığı'ndan kiraladığım için, Çiftçi Kayıt Sistemine giremiyor, Doğrudan Gelir Desteğinden faydalanamıyorum. Çiftçilere uygulanan mazot indiriminden de mahrum kalıyorum. Toprağı korumamız, yeşillendirdiğimiz, meyve ağaçlarını geliştirdiğimiz, alternatif tarıma çığır açtığımız için çok iyi bir çiftçilik yaptığıma inanıyorum. Taşlı, bataklık yerlere kanunlar dahilinde ödeme yapılmakta. Ülkemizin istikbali için bunca faydalı işler yapan biz özel ormancıların da bu destekten faydalanması gerekmez mi? Lütfen bunu sağlayın... > Cafer Kara - ADIYAMAN 50 yıl önce edindiğimiz haklar zayi edilmesin Orman Bakanlığı'na; 15.05.2003 tarihinde, orman vasfını kaybetmiş arazilerin satışı ile ilgili, Orman Bakanı Sayın Osman Pepe'nin köşenizdeki yazısını okuduk. Zaten işgal altında bulunan ve hiçbir şekilde ormanla ilişkisi kalmamış bulunan yerlerin satılması ve bu yolla devletimizin bir gelir elde etmesi çok güzel. Buraların daha başka bir şekilde değerlendirilemeyeceği ve üstünde bulunan yüzbinlerce bina yıkılamayacağı için, yapılacak en güzel şey, bu tür yerleri şu anda tasarrufu altında bulunduranlara satmaktır. Ancak bu yasa çıkarılırken, daha önceden tapusu bulunanlara bir hak verilmesi lazım.40-50 yıl önce tapusu verilen ve bu tapuya güvenerek buraları alan, sonradan imar planlarına uygun olarak belediyelerden inşaat ruhsatı almak suretiyle bu arsaların üzerine bina yapan bizler, bugün hazinenin bizlere açmış bulunduğu davalarla karşı karşıya bulunmaktayız. Hazine, orman dışına çıkarılan yerlere daha önceden verilen tapuların geçersiz olduğunu, bu yerlerin hazineye ait olduğunu iddia ederek, bu bölgedeki insanlara dava açmıştır. Bu bölgede bulunan insanlar, devletin 40-50 yıl önceden verdiği müstakil tapulara güvenmiş ve hayatları boyunca elde ettikleri birikimlerini buraya yatırmışlardır. Bildiğimiz kadarıyla, Türkiye'nin birçok yerinde bu şekilde hazinenin açmış olduğu tapu iptal davaları bulunmaktadır. Yapılacak Anayasa değişikliğinde, bizim gibi tapusu olanların durumlarının gözetilmesi ve bir zarara uğratılmaması gerektiği kanaatindeyiz. > Ihlamurkuyu Sakinleri Ümraniye/İSTANBUL