Özel sektörün eğitimdeki payı artmalı

A -
A +

Yıllardır bu köşeden velilerin, öğrencilerin, öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının şikayetlerine yer veriyorum. Veliler, çocuklarının elverişli olmayan şartlarda, çok kalabalık sınıflarda okumak zorunda bırakıldıklarını, öğretmen eksiğinin bulunduğunu söylerken; öğrenciler, yeterince kaliteli bir eğitim alamadıklarını ve uygun şartlarda okuyamadıklarını belirtiyordu. Öğretmenlar, aldıkları ücretin komikliğinden dem vururken; öğretmen olmak için yıllarca dirsek çürütüp üniversite mezunu olmuş binlerce genç de, iş bulamamaktan yakınıyordu. Eğitim sistemimizden kimse memnun değildi, ama gereken neşteri de atacak biri çıkmıyordu. Un, şeker, yağ vardı; ama kimse helva yapma dirayet ve cesaretini gösteremiyordu. Günü kurtarıcı hamasi nutuklarla vakit geçiriliyordu. Eğitim parasızdı, ama devletin gücü bu maliyeti karşılamaya yetmiyordu. Çoğu devlet okulunu zaten gayri resmi olarak vatandaşlar ayakta tutuyordu. Bu durum da "bağış" suçlamalarına, kavgalarına, istismarlarına yolaçıyordu. Yasak savma babından açılmış özel okullar da mevzuat ve vergi baskısıyla hareket edemez hale getiriyordu. Hükümet yeni bir kanun tasarısı hazırladı. Buna göre, özel okullar teşvik edilerek, devletin üzerindeki ağır eğitim yükü hafifletilecek. Bu tasarının kanunlaşıp yürürlüğe girmesi halinde, Özel okullardaki öğrenci sayısının 260 binden 1.3 milyona çıkacağı; yüzde 1.9 olan oranın, ilk etapta yüzde 5'e, sonra da yüzde 10'a çıkacağı belirtiliyor. 1629 olduğu belirtilen özel okul sayısı katlanarak artacak, okul ücretleri düşecek. Özel okullara verilen her 100 liradan 33 liranın vergiye gittiği belirtilirken, bu okullar üzerindeki vergi yükünü azaltıcı bir iyileştirmenin tasarıda bulunmaması da tamamlanması gereken eksiklik olarak görülüyor. İlk etapta olumlu bir adım olan bu tasarıya beklenen tepkiler de gecikmedi. Yine birileri bu olumlu işi engellemeye çalışacak. "Bu öğrencilerin bursu hangi parayla verilecekmiş(!)"; bütçeden eğitime 17 katrilyona yakın para ayrılmış, bu para nereden geliyor. Hepsi vatandaşın verdiği vergiden değil mi? Vatandaşın ödediği vergi, "parasız eğitim" adına verimsizce kullanılınca buna itirazları olmuyor. Şimdi bu yük azalacak, artan paranın bir kısmı da asıl sahiplerinin eğitimi için aktarılacak. Parası olan vatandaş da eğitim için para ödeyecek, elini taşın altına koyacak. Yillardır iş bulamayan öğretmenler iş bulacak, çağdaş eğitim yuvaları kurulacak... Bunu engellemenin eğitimcilikle, vatanperverlikle bağdaşır yanı var mı? Zaten hepsi Milli Eğitim Bakanlığı'nın kontrolünde olmayacak mı? Bu yersiz vehimlerle daha ne kadar oyalanacağız? > Anadolu Lisesi'ne öğretmen seçimi ODTÜ Fizik mezunuyum. Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne İngilizce Öğretmeni olarak 1992 yılında atandım. Bir süre ilköğretimde çalıştıktan sonra, Yabancı Dil Ağırlıklı Bölümü olan bir liseye isteğim üzerine atandım.Yaptığım işten tatmin duymaktaydım, taki Yabancı Dil Ağırlıklı Liseler, Anadolu Lisesine dönüştürülene kadar. Şu an nereye gönderileceğimizi bilmeksizin endişe içinde beklemekteyiz. Kimi arkadaşlarımız hiç istemedikleri yerlere, istekleri dışında gönderilmekte. Bu liseleri başarılı kılan bu öğretmenlerin tüm hakları gasbedilmiştir. Buralarda çalışan öğretmenler öncelikli olarak bu okullara yerleştirilmeyip, atamalarda çok büyük haksızlıklar yapılmıştır. Benim başvurum dahi kabul edilmedi. Yıllarca bu branşta çalışmama rağmen, "sen mezun olduğun alanda çalışmıyorsun" denildi. > İsmi mahfuz > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.