Devlet Bakanı Sayın Çubukçu ile Çalışma Bakanı Sayın Çelik'in dikkatine; Ben 1979 İzmit doğumluyum. 4 yaşında iken merdiverden düşüp, elim bir kaza sonucu hafif travma geçirdim, yüzde 50 zeka özürlü oldum. İlkokulu bitirdim ama mazeretimden dolayı tahsilime devam edemedim. Buna rağmen bedenen sıhhatliyim. Askerliğimi Jandarma Er olarak Bilecik ve Tunceli'de yaptım. Babam elimden tutarak, iş yapmayı, ekmek parası kazanmayı öğretti. 2001 yılında askerlikten terhis oldum. O tarihten bu yana İzmit İşkur şubesine kayıt oldum. Defalarca İşkur tarafından şirketlere gönderildim, ancak halen iş bulamadım. Babam emekli ve başka gelirimiz de yok. Ben de çalışmak, ekmeğimi kazanmak, evlenmek isterim... 7 yıldır aşındırmadık kapı bırakmadım. Madden tükendik. Son çare olarak sizler aklıma geldiniz. Hiçbir sabıkam ve işgücümde hiçbir kaybım yok, ama raporumdan dolayı şirketler işe almıyor... Acaba kamuda Kocaeli ve civar ilçelerde özürlü kadrosuna dahil edilemez miyim? Bu şekilde babamı ve beni büyük bir sıkıntıdan kurtarmış olursunuz. Bizim de bir işimiz, aşımız, yuvamız olsun; bunu sağlayamaz mısınız?... Mesut Aydın-İZMİT >> Sigara yasağı iyi oldu Sigara yasağını getiren düzenleme çok iyi oldu. Özellikle taksilerde sigara içilmesinin yasak olması bizi çok sevindirdi. Ailemizle bindiğimiz taksilerde, 1 metrekarelik alanda bazen sigara dumanından göz gözü görmüyordu. Ricalarımız kâr etmiyor, uzayıp giden tartışmalar yüzünden, bazen arabadan indirilme olayları bile oluyordu. Benzer tartışmalar, dinlenmek veya biraz vakit geçirmek için gittiğimiz kapalı yerlerde de yaşanıyordu. Ve ne yazık ki hiçbir medeni yaklaşım, insanları ikna etme konusunda işe yaramıyordu. Şimdi artık, milleti rahatsız etmekte hiçbir beis görmeyenlerin, bundan sonra yaptıklarının cezasını çekeceklerine inanıyoruz... * Duyarlı bir vatandaş >> Hastanelerdeki performans sistemi sorgulanmalı Hastanelerde uygulanan performans sisteminin sorgulanması gerektiğini düşünmekteyiz. Amaç Doğrudur Her kuruluşta, çalışan ve daha fazla üreten desteklenmeye çalışılır. Performans sistemi de, bu amaçla getirilmiştir. Ancak, performans sistemini dengeli ve adaletli olarak puanlayabilmek ve uygulayabilmek oldukça zordur. Bilindiği gibi, her hizmetin bir puanı (BUT, SUT) bulunmaktadır. Ancak bu hizmet puanları dengeli belirlenmemiştir. Örneğin, kısa süreli bir göz operasyonunun puanı, uzun ve ağır bir cerrahi ameliyattan daha fazla olabilmektedir. Böyle olunca da, bir göz uzmanı günde örneğin 15 işlemden 1500 puan alabilirken, bir cerrah ne yapsa, 4 işlemden 400 puanı geçememektedir. Dahiliye ve laboratuvar branşlarının puanı düşük olduğu için, ne kadar çalışsalar, puanı iyi belirlenmiş bir bölümdeki ortalama çalışan bir uzmanın konumuna ulaşamamaktadırlar. Sonuçta, uçurum niteliğinde adaletsizlikler ortaya çıkmıştır. Diğer bir adaletsizlik de "tam gün" çalışan doktorlar ile, "yarı zamanlı" çalışan doktorlar arasındaki ayırımdır. Tam gün çalışan doktorlar 17:00'ye kadar, yarı zamanlı doktorlar 16:00'ya kadar çalışmaktadırlar. Bu bir saatlik fark, ücrete çok adaletsiz şekilde yansımaktadır. Örneğin, tam gün statüsünde görünen bir doktor performanstan 6000 YTL alırken, ondan bir saat az çalışan doktor, 1800 YTL civarında almaktadır. Burada da büyük bir adaletsizlik bulunmaktadır. Sağlıktaki yapılan temel birtakım doğrular inkâr edilemez. SSK ve devlet hastanelerinin birleştirilmesi, tek sosyal güvenlik sistemine geçiş, vatandaşların özel kuruluşlardan da yararlanmasının yolunun açılması gibi. Bunların tümü doğrudur ve bir memnuniyet oluşturmuş durumdadır. Özellikle vatandaşların, özel kuruluşlara da başvurabilmesi, en büyük memnuniyet kaynağıdır. Performans ödemelerinin, halkın memnuniyetine katkısı da sınırlıdır. Gözlemlerimiz odur ki, kağıt üzerinde iş artışı vardır. Çünkü performans puanını artırmak için, kayıtların artması gerekmektedir. Ancak, gerçekte ise iş artışı sınırlıdır. Tüm dünyada sağlık sigortaları zor durumdadır. İflas üstüne iflas gelmektedir. Çözüm olarak, tüm ülkelerde sağlığın finansmanına halkın daha fazla katılımı sağlanmaya çalışılıyor. Katkı payları ve kapsam dışı işlemler artırılıyor. Ülkemizde de, aslında bugüne kadar daha akılcı bir sistem yürümekteydi. Şimdi ise, ödeme gücü olan halk kesiminin, gönüllü olarak yaptığı bu finansman, doğrudan devletin üzerine yükletiliyor. Dünyadaki gidişin tam tersine bir durum söz konusudur. Kanaatimizce, bir süre sonra finansmana yine halkın katılımının yolları aranacaktır. Katkı payları artırılacak, kapsam dışı işlemler artacaktır. Bu nedenle, mevcut performans sisteminin çeşitli yönlerden sorgulanmasında büyük yarar bulunmaktadır. * Doç. Dr. Paşa Göktaş