Vatandaşın sesine kulak vermek lâzım. Nasıl ki vücutta ortaya çıkan ağrılar bazı ciddi rahatsızlıkların habercisi ise, bunların ciddiye alınıp gereken tetkiklerle problemi teşhis etmek gerekiyor ise; değişik yörelerde yaşayan vatandaşların uyarılarını da ciddi bir şekilde değerlendirmek gerekir. Buna dikkat etmeyen partiler bir müddet sonra bedelini çok ağır öder. Geçmişte kaç siyasi partimizin tarihe karıştığını hatırlatmama gerek yok... İşte Konya'dan yazan Ekrem Hortu böyle bir uyarıda bulunuyor. Umarım ilgililer bu uyarıları ciddiye alır... "Ülkemizde yıllarca koalisyon hükümetlerini, azınlık hükümetlerini gördük; bunların sebep oldukları krizleri, tahribatları bizzat yaşadık. O bakımdan, AK Parti iktidarı gibi güçlü bir hükümetin ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Birçok problemimizin ancak böyle güçlü bir iktidar eliyle çözülebileceğinin farkındayız. Bu şansın tehlikeye atılmasına gönlümüz razı olmaz... Türk siyasi tarihini inceleyenler bilir, partiler hep kendi hataları yüzünden gittiler. CHP, DP, AP, MSP 1980 öncesi partiler; belki gençler o zamanki olayları bilmez. Ama 1980'den sonra kurulan ANAP, DYP, FP ve SHP gibi partilerin ne hale geldiği herkesçe biliniyor. Bunun tek sebebi var; siyasi parti kimliğini kullanarak, devletle ticaret yaptılar; halkımız da bunu affetmedi. Halkımızın gazete okumadığını, haber seyretmediğini, olayları bilmediğini söylerler, bunların hepsi yalan. Kimin ne yaptığını vatandaş gayet iyi bilir, takip eder ve gereğini yapar. En yüksek tirajlı gazetenin "fısıltı gazetesi" olduğu sakın unutulmasın. Parti kimliği ile o tür işler yapanın, çok dürüst biri dahi olsa düşmanı çok olur. Dost acı söyler; ne olur bu hatalara düşerek, AK Parti'yi, Türkiye'nin bu şansını heba etmeyin. Her vatandaş ticaret yapma hakkına sahiptir; ama bu iş iktidar partisi kimliğiyle yapılınca affedilmiyor..." Bu haksızlığa hep beraber son verelim Ben, Gebze Huzurkent Siteleri mağdurlarından sadece biriyim.1998 yılından bu yana adı "Huzur" olan bu siteler, maalesef ben ve benim gibi birçok vatandaşımıza huzursuzluktan başka birşey getirmemiştir. Gebze Belediyesi bu huzursuzluğu devam ettirmeye devam etmektedir. Bir belediyenin asli görevleri arasında bulunan altyapı ve çevre düzenlemesi ile ilgili çalışmaları ödenek yetersizliği nedeniyle durdurmak ve bu maliyeti site sakinlerine çıkartmaya çalışmak, sözkonusu olan 2.5 milyar Türk Lirasının verilmemesi durumunda tapuların ve evlerin anahtarlarının verilmeyeceğini açıklamak doğru mu? Aylar önce çekilişlerimiz yapıldı, şerefiye bedellerini bile ödedik biz bu evlerin. Kapılar kilitli ve karşılığında 2.5 milyar ödemeden anahtarlar verilmeyecek. Seçimi kazanmakla iş bitmiyor, önemli olan insanları kazanmak... Dişleri ve tırnaklarıyla bugüne gelen, ev sahibi olmak için çırpınan bu insanların gözyaşları karşısında kimse kararsız kalma hakkına sahip değildir. Hilmi-Esin Üstünel-GEBZE Hacı Bayram Camii'nde tedbir alın! 31 Temmuz günü ikindi ve akşam namazlarımı Ankara'daki Hacı Bayram-ı Veli Camii'nde kıldım. Akşam namazında iki vatandaşın ayakkabıları çalındı. Sonraki akşam yine bir başka vatandaşın ayakkabıları... Böyle mübarek bir zatın ismini taşıyan kutsal bir camide bunlar yapılır mı? Millet infial içinde. Yetkililer tedbir alamaz mı? Gerekirse buraya bir "güvenlik noktası" ya da devriye konamaz mı? Mahmut Hantal