Piknik alanlarında bunlar da düşünülmeli

A -
A +

Şehir hayatında bunalan veya daha iyi bir hayatı tatmak isteyen insanlarımız, imkân buldukları zamanlarda yaylalara, kırlara veya deniz manzaralı yerlere giderler. Kaynak suları da bulunan yayla ve kırlara gidip, oraların temiz havasını almak, insanların daha sağlıklı olmasını sağlar. Onun için, dinimizin, özellikle piknik yapılabilen ağaçlı yerlerin korunması konusunda kesin emirleri bulunmakta. Ne var ki, bazıları bu güzel havayı ve ortamı aldıkları alkolle zehirlemekte, aldıkları alkol sebebiyle, oraların temiz havasını derinden teneffüs edememektedirler. Bazıları da başka gayri ahlaki tavırlarıyla buraların havasını bozmakta... Böyleleri, piknik yaptık deseler de, gerçekten piknik yapamamakta, temiz havadan gereği kadar faydalanmadan dönmektedirler. Halbuki Müslüman bir insan, alkollü içkilerden ve her türlü gayri ahlaki davranışlardan uzak durmalı, bunlarla cemiyetin huzurunu kaçırmamalı, kendisi de bu zararlardan korunmalıdır. Aslında kültürlü insanlar, piknik yerlerinde daha dindar bir hale gelmelidirler. Çünkü ormanlarda, yaylalarda ağaçların ve su pınarlarının durumu, onların biyoloji, jeoloji veya Fen Bilgisi kitaplarında okudukları enteresan olguları hatırlatmalıdır. Orada ağaçların kökleri, yaprakları, çiçekleri ve onların harika yapısının hikmeti ve ne büyük nimet oldukları hatırlanmalı, bu konuda bir nebze tefekkür yapılmalıdır. Mesela, ağaç yapraklarının üst derileri biteviye değil, evlerimizin üstlerindeki kiremitler gibi plakalar halindedir. Fakat kiremitler hem arka ve hem de uçlarından sabitleştirildiği halde yaprakların üst derileri uçları serbest plakalar halindedir. Bu yapının gayesi aşırı sıcaklarda bu plakaların genleşerek ileriye (aşağıya) doğru uzamasına imkan sağlayıp, birbirlerinin üzerlerini örterek, sıcak dolayısıyla ağaçların terleyerek sularının dışarı çıkmasını önlemektir. Bu gaye hiçbir zaman ağacın işi olamaz. O ancak yüce Allah'ın işidir. Şu halde, sıcak havalarda ağaçların, terleyip su kaybına uğramasını ve dolayısıyla da kurumasını engelleyecek şekilde bu düzeni yaratan Cenabı Hakk'a, bu ağaçların altında veya çevresinde daha fazla ibadet etmek, saygılı olmak gerekir. Yayla ve kırlarda oluşmuş pınarların harika yapısına temas etmeden de geçmek istemiyorum. Jeolojinin tesbitlerine göre, yüksek arazilerdeki pınarlar bol yağmurlu mevsimlerde toprağın aldığı suyu muhafaza eden çömlek veya taslar gibidir. Çelik veya başka bir madenden değildirler. Ama buna rağmen haşerat tarafından bozulup suları akıp gitmiyor. Sanki bir nöbetçi onların delinmesini önlüyor. Hatta bazı pınarların aralarında özlerin bulunduğu diğer tepelerde bulunan sular ile dengelendiği, âdeta bir su terazisi gibi yan yana veya karşı karşıya bulunan tepelerin arasında tabii kil borularıyla birbirine bağlı olarak yıllarca yükseklerde su ihtiyacını sağladıkları ve depremlerde bile aralarındaki hatların bozulmadan süregeldiği bilinmektedir. Öyleyse, pınarların bu durumunu düşünürsek, o pınarların başında veya çevrelerinde Allah'ın yasak ettiği bir davranış içine giremez, saygısızlık yapamayız. Buna karşılık da pikniklerden gereği gibi faydalanabiliriz. M. Hamdi Güner (Emekli Müftü) Bir türlü açılamayan Beylikdüzü Metrobüs Hattı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş'ın dikkatine; Beylikdüzü Metrobüs Hattının ne zaman açılacağı hakkında, hiçbir yetkiliden bilgi alamıyoruz. İBB'den çıt çıkmıyor. 1.5 yıldır yolun rezilliğini çekiyoruz. Beylikdüzü halkı olarak perişan olduk. Şimdi de, kanalizasyonlar zarar gördüğünden, asfalt yapılan metrobüs yolunu tekrar kazıyorlar. Olaya şaşırdık kaldık, yapboz tahtasına döndü. Bu devletin parası bu kadar bol mu? Yetkililerden bu konularda açıklama bekliyoruz. Ufuk Demirhan İlaç gerekli ise neden verilmiyor, gereksiz ise neden doktorlar yazıyor? Sağlık Bakanlığı'na Ben, emekli maaşıyla zar-zor geçinen bir vatandaşım. Birçok vatandaş gibi ben de grip hastalığına yakalanınca mecburen doktora gittim. İlaçlar yazıldı. Eczaneden ilaç alırken bir sürprizle karşılaştım. Devletin hastanesinde çalışan uzman doktorun yazdığı reçetede bulunan balgam söktürücü ilacı devlet vermiyormuş, bu ilacı emekli bir vatandaş olarak paramla almam gerekiyormuş. Bu ilaç gereksiz mi? Gerekli ise neden ödenmiyor? Bir emekli-İstanbul Mesai saatleri yeniden ayarlanamaz mı? İstanbul Valiliği'ne; Yaz saati uygulamasına geçildiğinde, kamu kurumlarının mesai saati başlangıcı, İstanbul Valiliği tarafından her yıl 8:00'den 8:30'a alınmakta. İşyerim Karaköy'de ve servisle gidip gelmekteyim. Mesai saatimiz yarım saat ötelenince, biz de servis saatinde 15-20 dakikalık bir oynama yapıyoruz. Ama bu durumda, kendimizi trafiğin en yoğun olduğu saatin içinde buluyoruz. Normalde bir saatimizi alan yol (Beylikdüzü-Karaköy), 1.5 saatimizi alır hale geliyor. Gidiş-gelişi hesaplarsak, trafikte geçen zamanımız 3-3.5 saati bulmakta. Trafiğin bu derece sıkıntısını yaşamak bizleri oldukça hırpalıyor. Okulların tatil olduğu birkaç aylık dönem hariç, bu çile devam etmekte. İstanbul'daki kamu çalışanları olarak, mesai saatlerinin kış dönemindeki gibi yürümesi en büyük ricamız. İstanbul'da, işe gidiş-dönüşlerde yaşanan trafik sıkıntısı düşünülerek, mesai başlangıç saatlerinin yeniden ayarlanmasının çok büyük faydası olacaktır. Bir Grup Kamu Çalışanı > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.