Polisin sıkıntıları

A -
A +

Biz polis memurlarının o kadar çok problemi var ki, hangisinden başlayalım diye düşünüyoruz. Atama ve taltiflerde yapılan haksızlıklar, hak edenin hak ettiği birimde olmaması, hak etmeyenin oralara gelmesi, keyfi uygulama ve çalıştırmalar, ağır ve yorucu çalışma şartları, ilgililerin haklarımızı yeterince savunmaması... Daha sayamadığımız birçok problemimizin yanında, özlük haklarımızdaki sıkıntılarımız önemli yer tutar. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na göre, yüksekokul veya üniversite mezunu bir memur, 1/4 dereceye gelebiliyor, bu dereceden emekli maaşı alabiliyor, dolayısıyla ek göstergesi de 3600 oluyor. Gereken yasal düzenleme yapılmadığı için, polis memuru üniversiteyi bitirse bile, emekli olduğunda diğer memurlar gibi 1/4 dereceden değil, 3/1 dereceden emekli maaşı alıyor, dolayısıyla ek göstergesi de 3200 oluyor. Bu da emekli maaşımızın düşük olmasına yol açıyor. Bu durum, Anayasa'nın eşitlik ilkesine ve insan haklarına aykırıdır. Yetkililerden ricamız, kangren halini alan bu durumu bir an önce düzeltmeleridir. Polisin yüzde 70-80'i yüksekokul veya üniversite mezunu olduğu halde, emekli olduğunda bu haktan mahrum kalmaktadır. Biz yıllardır taşrada yani ilçede çalışıyoruz. Taşrada çalışanların yüzde 60'ı isteyerek, severek oraya gelmemiştir. Ulaşım, sağlık, sosyal faaliyet gibi olmazsa olmazlardan faydalanamazsınız. Görevdir diyerek mahrumiyetlere katlanıyorsunuz. Batıda da, doğudaki ilçelerden daha kötü yerler var, neden buralarda çalışan polislere ek bir ödeme yapılmaz? İllerde 10-15 yıl çalışan polis memurları bulunmakta, ilçelerde uzun süre çalışan bazı polis memurları istedikleri, tayin talebinde bulundukları halde, neden il'e tayin edilmiyor? Hakkaniyet gereği, neden rotasyon yapılmıyor? İlçede çalışan polislerin en büyük sıkıntılarından biri de personel yetersizliğidir. nüfusu 50 binin altındaki ilçelerin genel problemidir. Mesela bir karakol ekibinde 7-8 personel çalışması gerekirken, buralarda 2-3 kişi çalışıyor. 7-8 kişinin yapması gereken iş 2-3 kişinin sırtına yükleniyor, nöbet ve ekip işlerinden dinlenmeye vakit kalmıyor. Bu durum bizim psikolojimizi bozuyor, fiziki olarak da yıpranıyoruz. Teşkilattaki intiharların bir sebebi de budur. Yetkililerin bu problemlerimize bir an önce el atmasını bekliyoruz. Taşrada çalışan polis memurları >> Öğrencilere yardımcı olabiliyor muyuz? Artvin'in yıllardır hayal ettiği üniversite, 2007 yılında kuruldu ve Artvinlilerin hayali gerçek oldu. Bu tarihten önce, ilimizde bir Orman Fakültesi vardı, o da Kafkas Üniversitesi'ne bağlı idi. Bugün bakıyoruz, fakülteleri, ilçelerimizde yükselokulları, akademisyenleri, öğrencileri ve yurtları ile, ilimizi her anlamda besleyen 5.000 mevcudu ile büyük bir kurum, Artvin Çoruh Üniversitesi oluştu. El üstünde tutmamız gereken bu kurumu, ne derece destekliyoruz, burası tartışılır. Barınma konusunda öğrencilere ne derece destek oluyoruz? Ev kiralamak isteyen öğrencileri, acaba kendi evladımız gibi görüp, onlara ev kiralamada ve fiyatlarda kolaylık sağlayabiliyor muyuz? Lokantalarda ve diğer iş yerlerinde öğrencilere ne derece yardımcı olabiliyoruz? Fakir öğrencilere yardımcı olabiliyor muyuz? Seyitler Kampüsünden, il merkezine gelmek isteyen öğrencileri, kurum ve kuruluşlar olarak, iki dolmuşla gelmek zorunda kimler bırakıyor? Hani ilimizdeki üniversite öğrencileri fahri turizm elçileri idi? Turizm elçilerine yaptığımız zorluklar ve kolaylıklar, Artvin'e nasıl yansıyacak? Her şeyi üniversite ve devlet yetkililerinden beklemek ve onların çözmesini istemek, herhalde haksızlık olur. Biz Artvinliler olarak, artık bu olumsuzları bertaraf etmek ve öğrencilere sahip çıkmak zorundayız. Unutmayalım ki onlar bizlere emanettir ve emanete sahip çıkmak bizlerin görevidir. Zaman, öğrencilere sahip çıkma zamanıdır. Yüksel Kantar >> "Deprem Dede"nin misyonunu devam ettireceğiz Deprem Dede olarak hafızalarda yer eden Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara'nın kurucusu olduğu Türkiye'nin ilk ve tek Afete Hazırlık ve Deprem Eğitimi Derneği (AHDER) çalışmalarına devam ediyor. 71 yaşında vefat eden Işıkara'nın 14'yıl önce Türkiye'deki afet bilincini artırmak amacıyla kurduğu AHDER, onursal başkanının vefatının ardından, "Depreme Hazır 1 Milyon Çocuk 1 Milyon Aile" kampanyasını hızlandırma kararı aldı. Daha önce "Depreme Hazır 1 Milyon Çocuk 1 Milyon Aile" kampanyası ile 790 bin çocuğa ulaşan Afete Hazırlık ve Deprem Eğitimi Derneği, Işıkara'nın vefatının ardından çalışmalarına hız vererek yıl sonuna kadar bir milyonuncu çocuğa ve aileye ulaşmak istiyor. Misyonumuz, artık dünden daha ağır bu alanda öncü olan Işıkara Hocamızın başlattığı ve son derece değer verdiği "Depreme Hazır 1 Milyon Çocuk 1 Milyon Aile" kampanyasına hız verdik. Işıkara ile planladığımız yeni eğitim projeleri ile, Türkiye'yi tehdit eden, başta deprem olmak üzere, diğer afetlere karşı hazırlanmak için, Işıkara'nın bize bıraktığı misyonu sürdüreceğiz. "Depreme Hazır 1 Milyon Çocuk 1 Milyon Aile" kampanyasının yanı sıra derneğin vizyonu çerçevesinde, Afet ve acil durum Planlama, İş ve Hizmet Sürekliliği, İlkyardım, Çevre Bilinci, Küresel Isınma ve İklim değişikliği konusunda da bilinç oluşturmak amacıyla, yeni projelerle Türk halkına hizmet etmeye devam edeceğiz. Özel sektörü, bu projeleri desteklemeye davet ediyoruz. Olcayto Satı (AHDER Yönetim Kurulu Üyesi) > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.