Psikologlar için yeni bir düzenleme yapılsın

A -
A +

Sağlık Bakanı Sayın Prof. Dr. Recep Akdağ'ın dikkatine; Lisans ve Y. Lisans yapmış "Psikolog" olarak Sağlık Bakanlığı'nın değişik birimlerinde görev yapan personeliz. Konumuzla ilgili yeterli bilgi ve beceriye sahibiz. Kişilik, uyum, zeka testleri vb. tarafımızdan uygulanmakta, değerlendirmeye alınıp yorumlanmaktadır. Mesleğimiz başlı başına bir eğitim gerektirmektedir. Ancak, meslek grubumuza ait bir "yasanın" olmaması nedeniyle serbest çalışma, Ek Gösterge uygulamaları, verilen Özel Hizmet Tazminat oranları vb. konularda hem sıkıntılar yaşamakta hem de mağdur olmaktayız. Hemen her grup yaş ve cinsiyetten olan inanların ruhsal tedavilerinde aktif görev almakta, ancak mesleğimizi serbest icra edememekteyiz. Yine lisansiyer olan Diyetisyenler mesleklerini serbest olarak icra edebilmektedir. "Psikologlarla eşdeğer", lisansiyer grubu içerisindeki Kimyager ve Biyologlar 1. derecede iken, bunlara 3600 Ek Gösterge verilirken; Psikologlarda bu 2200 olarak uygulanmaktadır. Özel Hizmet Tazminatlarında da psikologlara daha düşük oran uygulanmaktadır. Daha önceleri defalarca bu sıkıntılarımız iletildiği halde, mağduriyetimiz giderilmemiştir. Sayın Bakanımız Prof. Dr. Recep Akdağ'ın, Sağlık konusundaki yeni ve geniş kapsamlı çalışmalarını görerek ve duyarak Psikologların sıkıntılarına da bir çözüm getireceğine olan inancımızla, durumumuzu bir kez de kendilerine iletmekte yarar gördük. Psikologların serbest çalışmaları için yeni bir düzenlemenin yapılması ile, Ek Gösterge ve Tazminat uygulamalarında da yeniden bir düzenlemenin yapılmasını istiyoruz. > Psikolog Meliha A. Telekom'dan açıklama 16 Ocak tarihli gazetemizin bu köşesinde, "Yıl sonunda açıklar bizimle mi kapatılıyor" başlığı altında Ali Metin'in şikayetine yer verilmişti. Konu ile ilgili olarak, Telekom'dan gelen açıklama şöyle: "Yapılan incelemede, Ali Metin'in dosyasında herhangi bir ayrıntı talep dilekçesi olmadığı, sadece 10 Mayıs 2002 tarihinde hat kontrolü için talebi bulunduğu görülmüştür. Bu talep üzerine gerekli işlem yapılmış ve herhangi bir arızaya rastlanılmamıştır. Anılan santralin ayrıntı verebilme özelliği bulunmasına rağmen, teknik nedenlerle, her ay ayrıntı gönderilmesi mümkün olmamaktadır. Müşterimizin şikayetine şirketimizin cevap vermemesi sözkonusu değildir. Şirketimizin müşteri odaklı pazarlama anlayışı çerçevesinde, bütün birimlerimiz her tür talebe en kısa sürede cevap vermek durumundadır. Yüksek ücret şikayetlerinde anında anılan köye teknik ekip gönderilerek, veya Adıyaman Kambs'tan (iki nokta arasındaki ağ sistemi) ayrıntı faturalarının çıkarılması sağlanmaktadır. 16.01.2003 tarihinde Kasım ve Aralık-2002 ayına ait yüksek ücret şikayeti üzerine, Kambs'tan ayrıntı faturası çıkarılmak istenmiş, ancak Kesecik ile Adıyaman arası kanalda bir arıza sözkonusu olduğundan irtibat sağlanamamış ve ekip gönderilerek ayrıntının çıkartılması istenmiştir. Telefon detayında, müşterimizin sıklıkla internete bağlandığı, görüşmelerin çoğunluğunun bundan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Ayrıca; Aralık 2002 ayı faturası 20.11.2002-31.12.2002 tarihleri arasını kapsayan 40 günlük ücret olduğundan, diğer aylara göre farklı görülmektedir. 40 günlük fark, 2003 yılı telefon faturalarının tahakkuk dönemlerinin değişmesinden kaynaklanmıştır." Hukuk kurallarına önce büyüklerimiz uymalı Sayın Başbakanımıza sorularım var; Ben de binlerce genç gibi, 2002 yılı Temmuz ayının 6'sında yapılan KPSS'na girdim. Sonuçlar geldi, 94 puan aldığımı öğrendim. Doğal olarak sevindim. Çünkü yine 1999 yılında yapılan DMS'nda 84 puan alan ve benimle aynı okuldan mezun olan arkadaşım daha ilk yerleştirmede atanmıştı. Kendi kendime "galiba başardım" dedim, ama yanılmışım... Umudum kırılmadı, çünkü kendimce sebeblerim vardı. Birincisi; daha önce yapılan DMS'nda tam 5 kere yerleştirme yapılmıştı. KPSS'nda ise yapılan birinci yerleştirmeydi. İkincisi; puanım iyiydi. Bu sebeblerin, daha doğrusu ''umutların'', geçen gün internette okuduğum bir haberle yıkıldı. Haber, 2003 yılının Temmuz ayında yeni bir KPSS'nın yapılacağı yönündeydi. ÖSYM'nin sınav takviminde gözükmeyen bu sınavın yapılacağının en büyük ispatı ise, 27.1 trilyonluk sınav kitapçıklarının basımı ve sınav merkezlerine ulaşımını ihtiva eden ihalesinin yapılmış olmasıydı. Herkesin aklına şu soru gelmiyor mu acaba? Madem devlette devamlılık esas, niye başka bir Hükümetin yaptığı sınavı yeni Hükümet onaylamıyor? Bu sene 65 bin kişilik boş kadro olduğu açıklandı. Daha sonra tasarruf tedbirleri çerçevesinde bu sayı 35 binle sınırlandı. Peki daha az sayıda memur alınacaksa, geçerliliği 2 yıl olan sınavda yenilenme ihtiyacı neden hissediliyor? Zaten yasal olarak böyle bir sınavın olması çok zor, nedeni ise yönetmeliklerde açıkça ifade ediliyor. Mademki hukuk devletiyiz, hukuk kurallarına ilk önce büyüklerimiz uysun ki, biz de onları örnek alalım. Her sene başında belirlenecek olan memur alım sayısı, mesela bu sene 35 bin ise, sınavı kazanan ilk 35 bin kişi kazanır mantığı bence çok güzel. Ama neden bu yapılmış sınavda uygulanmıyor? 2002 KPSS'nı ÖSYM hazırladı ve yaptı; yapılırsa 2003 KPSS'nı da ÖSYM yapacak. Aradaki fark ne acaba? Bu sorularımızı, AKP'ye gönül veren başta ben olmak üzere, Ankara'da dayısı olmayan binlerce vatan evladı merak ediyor. İnşallah cevapsız kalmaz... > İsmi mahfuz

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.