Randevu sistemi bezdiriyor

A -
A +

Sayın Yaşar Okuyan, göreve geldiği günden beri bazı şeyleri değiştirmek için mücadele veriyor. Basına yansıyan her şikayetle yakından ilgileniyor, Basın Danışmanı Kayhan Ünal vasıtasıyla ilgililere cevap veriyor. Bazı bakanlıklardaki duyarsızlığın aksine, halkı bilgilendirmek için azami gayreti gösteriyor. Belli ki Sayın Okuyan, kendisine bağlı olan kurumlardaki çarpıklıkları da iyi biliyor, bu hususta sesli düşünüyor. Köhne çarkları kırmak için gayret gösteriyor... SSK Hastanelerindeki randevu sistemi de yapılan yeniliklerden biri; her SSK'lının sevinçle karşıladığı, olumlu bulduğu bir uygulama. Artık gönül rahatlığıyla hastanelere gidilecek, bir gece önceden kuyruğa girilmeyecekti. Her vatandaşa eşit muamele yapılacak, iltimas bitecek, sağlam gidilip hasta gelinmeyecekti... Kısacası beklentiler büyüktü... Ama okuyuculardan gelen mesajlara bakılırsa, bu uygulama bekleneni veremedi; bir neştere daha ihtiyaç var. Beylikdüzü'nden arayan bir vatandaş, göz şikayeti için Büyükçekmece SSK Dispanserinden randevu alarak buraya gittiğini, rahatsızlığının ciddi bulunmasıyla Bakırköy SSK Hastanesi'ne sevkinin yapıldığını; fazla gecikmemesi yönünde uyarıda da bulunulduğunu; bütün bunlara rağmen neredeyse bir aylık bir süre geçmesine rağmen bir türlü randevu alamadığını söylüyor. Randevu almak için bütün dostlarını seferber etmesine rağmen neticeye varamıyorlar. Ya düşmüyor, düştükçe de kontenjanın dolduğu söyleniyor... Vatandaş soruyor; "böyle acil bir sağlık problemim için aylarca bekleyeceksem ve netice alamazsam ne yapabilirim?" Üstelik, parasız tedavi olalım derken, harcadıkları telefon parası da hayli kabarık imiş... *** Fatih'ten arayan SSK emeklisi Nermin Ertürk de aynı sıkıntıyı dile getiriyor: "Ben Cerrapaşa Tıp Fakültesi Romatoloji Laboratuarı'nda denetim altındayım. Burada tahlillerim, tedavim yapılıyor. Ama her 6 ayda bir, SSK Samatya veya Vakıf Gureba Hastaneleri Dahiliye Servisleri'nden sevk yaptırmam gerekiyor. Ama bir türlü randevu alamıyorum. Günün her saatini denedim, bütün akrabalarım seferber oldu, onlar da aradı, ama bir türlü olmadı. Ya telefon meşgul çalıyor, düşmüyor; düşünce de dolduğunu söylüyorlar. Bu iş böyle gitmiyor. O gün dolmuşsa, sonraki günler için randevu versinler. Randevu almak için açtığımız telefonların bedeli, özel tedavi bedelini yakalayacak neredeyse..." Bunlar sadece iki kişinin şikayeti... Sayın Okuyan bu sıkıntıya başka çare bulmalı, hasta vatandaşların köhne çarkların arasında ezilmesine müsaade etmemeli. Eğer bu hastanelerin kapasiteleri yetmiyorsa, başka hastaneler de devreye sokulmalı... Çocuk okutan emeklilere "Eğitim Yardımı" verilemez mi? Maliye Bakanı'nın dikkatine; Ben emekli bir memur eşiyim. Beyim, ülkesini ve insanları seven biridir. "Ülkemde bu kadar işsiz var iken, teknik bunca ilerlemiş ve işler sanal ortamda halledilirken, 53 yaşımdan sonra kurumuma ne verebilirim?" diye emekli oldu. Tazminatıyla borç-harç zemin kat bir ev aldık. Ancak, 3 kızımdan ikisini okutmak zorundayım. Çocuklarımdan birisi ilköğretime, öteki de liseye gitmekte. Zorunlu eğitimi 11 yıla çıkarmak isteyen eğitimcilere teessüf eder iken, mutlaka okumak isteyen 13 yaşındaki yürüme özürlü çocuğumu, her gün sırtımda okula götürüp-getirme perişanlığım ile artık psikolojik hali bozulmuş bir annenin durumunu anlayın. Söz konusu olan hastalığım değil sayın Bakanım; eğitimi bitmemiş emekli çocukları için, "eğitim yardımı" adı altında maaşlarımıza bir ek yapılamaz mı? Maaşlarımız ve hayat pahalılığı malumunuzdur... ¥ Suna Ertürk - MALATYA Bize daha fazla eziyet çektirmeyin Sağlık Bakanlığı'nın dikkatine; Ben kalp hastasıyım, eşim de şeker ve romatizma hastası. Devamlı kullandığımız ilaçlarımızı Kasımpaşa Kızılay Dispanseri'nde yazdırıp, alıyorduk. Şimdi ise, buradaki doktorlar artık bize ilaç yazmıyorlar. Bize en yakın hastaneler, Taksim İlk Yardım ile Şişli Etfal hastaneleri; biz zaten hastalığımızdan dolayı uzun mesafe yürüyemiyoruz. Gitsek de, oradaki hasta yoğunluğundan, sıra bir günde zor geliyor. Bizlere bu kolaylığı çok gören yetkililere seslenmek istiyorum; lütfen biz ve bizim gibi emeklilere daha fazla eziyet çektirmeyin. Oralara gitmeye ne gücümüz, ne de paramız yetiyor... ¥ Necati Topçu - KASIMPAŞA Nedir bu sepetli motorlardan çektiğimiz Elazığ'da son yıllarda artan sepetli motorlar bazı problemleri de beraberinde getirdi. Bunların artmasına karşı değiliz, ama bunların çoğunun egzozuna susturucu takılmamış. Dolayısıyla rahatsız edici, büyük bir gürültü çıkıyor. Gürültünün insan sağlığı üzerinde na kadar zararlı olduğu, gürültülü ortamlarda strese girildiği herkesin malumudur. Yetkililerden isteğimiz, bu motorların egzozlarına susturucu taktırmaları. Bu sayede şehrimiz daha gürültüsüz ve sakin olacaktır... ¥ Ahmet Gençtoy - ELAZIĞ Acilen bunlar yapılmalı Ülkemiz çok kötü günlerden geçiyor. Ekonomi felç oldu. İşsizlik çığ gibi büyüyor. İnsanlarımız mücadele edemez hale geldi. Her gün her şeye zam geliyor ve geçinmek adeta imkansız hale geldi. Gidişatımız hiç iyi değil... Zamdan ve vergiden başka çare düşünememek ne acı. Başka çareler düşünülmeli. Bakanlık sayısı en kısa zamanda 20'ye düşürülmeli. 1980 öncesi bakanlık sayısı çok azdı. Giderek bu sayı yükseldi, neredeyse 40'a dayandı. Buna gerek var mı? Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı, Kültür-Turizm - Çevre Bakanlığı, Tarım-Orman ve Köyişleri Bakanlığı, Maliye-Gümrük ve Tekel Bakanlığı gibi birleştirmelerle bakanlık sayısı aşağıya çekilebilir ve böylece her bakımdan büyük tasarruf yapılabilir. Vekil sayısı 400'e indirilerek, 150 Milletvekili ve onların sekreter, çaycı, odacı, danışmanları da azalınca enaz 600 kişilik fazlalık biter, diğer masraflar da hesaba katılınca büyük bir tasarruf yapılmış olur. Küçük belediyeler acilen birleştirilmeli. Siyasi kararlarla adım başı minik minik belediyelerin kurulduğu herkesin malumudur. Kıyı ve sahillerde bunlar daha da çoktur. Bu tür belediyeler bir an önce birleştirilmeli, güçleri bir araya getirilmelidir. Küçük belediyeler hizmet üretemiyor, saltanata ve debdebeye kayıyor. Siyasi parti ayırımı yapılmaksızın, bu birleştirmeler gerçekleştirilmeli, bu sayede de büyük bir tasarruf yapılmalıdır. Devlet İhale Kanunu değiştirilerek, şeffaflaştırılmalı ve işler hale getirilmeli. Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Sistemi acilen değiştirilmeli, ardından da hemen seçime gidilerek kaybolan güven tesis edilmelidir. Tepeden inme listeler yerine, vatandaşın önüne tüm adaylar konmalı, vatandaş tercihini ona göre yapmalıdır. Bu sayede seçilen kişilerden hesap sorma dönemi de başlayacaktır.... Bu ülkeyi seviyorsak, devletimizin bölünmez bütünlüğünü düşünüyorsak, gelecek nesilleri düşünüyorsak, ilk etapta bu kararları almalı ve hemen uygulamalıyız... ¥Mustafa Göktaş (İktisatçı) - MERSİN Ne hale getirdiniz? 28 yıl devletine, milletine hizmet edip emekli olmuş bir devlet memuru olarak sesleniyorum. Her gün yeni zamlar yaparak, bizleri inim inim inleten ne yerli, ne de ithal yöneticilere ihtiyacımız vardır. Daha düne kadar Türk vatandaşı olmaktan gurur duyan bir vatandaş iken, içine düşürüldüğümüz durum yüzünden, gidebileceğim bir ülke arar duruma geldim. Meclisimiz aldığı bir kararla Hükümete yurtdışına asker gönderme yetkisini vermiştir. Bizler yoksulluktan inim inim inlerken, bizim çocuklarımız nereye gidecek? ¥ Selahattin Özenalp - ZİLE YÖK, sesimizi duysun! Bizler Azerbaycan Spor Akademisi'nden mezun olmuş gençleriz. Diplomalarımıza denklik belgesi almak için YÖK'e başvuruda bulunduk. 2 ay geçmesine rağmen olumlu, ya da olumsuz hiçbir haber alamadığımız gibi, verilen telefonlara da cevap verilmiyor. Elimizde ne diplomamız, ne de denklik belgemiz var. Bu yüzden ne öğretmenlik, ne de askerlik için başvuruda bulunabiliyoruz. Sonuçta, bilinmez bir beklemedeyiz. YÖK yetkililerinin sesimizi duymasını, olumlu, ya da olumsuz bir cevap verilmesini istiyoruz. ¥ Akademi Mezunları - ERZİN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.