RTÜK bunları görmüyor mu?

A -
A +

Bendeniz ev hanımı bir bayanım. Benim gibi düşünen birçok arkadaşım adına bu mektubu yazıyorum. Bizler RTÜK'ten şikayetçiyiz. İşlerinin gereğini tam manasıyla yerine getiremediğini düşünüyoruz. Televizyon kanalları aile kavramını bilmiyorlar, ya da biliyorlar da reklam, kazanç uğruna bizleri yok sayıyorlar... Hangi kanalı açsak, mutlaka ailece izleyemeyeceğimiz, utanacağımız film, dizi, reklam, program ya da kliple karşılaşıyoruz. Sürekli kanal taraması yaparak, izlediğimiz hiçbir şeyden zevk almıyoruz. RTÜK bunları görmüyor da, onun-bunun söylediği sözlere takılıp kanal kapatıyor. O sözleri duyanlar, edepsizlikleri neden görmezden geliyorlar? Türkiye'de sadece erkekler mi yaşıyor? Erkeklerin anneleri, eşleri, kardeşleri, kızları yok mu da yayınlar hep erkeklere özel yapılıyor? Reklamı yapanlar, filmleri yönetenler, klip çekenler neden hep kızlarımızı kasaplarda sergilenen et gibi gösteriyorlar? Bu kızlarımız neden kendilerini bu hale düşürüyorlar? Bunlara dur diyecek bir yetkili yok mu? Mankenlerimiz ve modacılarımız, sokakta giyilemeyecek kıyafetleri sunmaktan utanmıyorlar mı? Sokakta iç çamaşırı tanıtımını kime yapıyorlar, bizlere mi? Komik olmasınlar. Onların sergiledikleri sadece vücutları, çünkü onları izleyenler sadece erkekler... Bu ahlaksızlık, bu edepsizlik varken RTÜK yetkilileri nasıl rahat uyuyabiliyor, anlayabilmiş değiliz. Gazinolara küçük çocukları götürmek suçmuş, götürmeye gerek yok, çocuklar televizyonlarda alasını görüyor! Son zamanlarda TRT'ye de bir haller oldu. Güpegündüz dansöz oynatıyorlar. Gözlerimize inanamadık. Filmlerde sansür kaldırılmış görünüyor ki uygunsuz sahnelere şaştık kaldık. Suçlu biziz galiba, TV izlemeyip, radyo izlemeliyiz... > F. Y. - YALOVA Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan açıklama 16.11.2002 tarihli gazetemizin bu köşesinde, Kamil Kılıç'ın "İmam atamaları neye göre yapıldı" başlıklı mektubuna yer vermiştim. Konuyla ilgili olarak, Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan gelen açıklama şöyle: "Söz konusu yazıda, adı geçen; İlahiyat Fakültesi mezunu olduğunu, DMS ve KPS'ye girip kazandığını, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 1 yıl içinde açıktan atama yolu ile 4 bin imam aldığını, Giresun İl Müftülüğü'nün kafasına göre komisyon kurup, sözlü sınavlarda iltimas yaptığı bu nedenle de kendisinin görev alamadığını iddia etmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı'na açıktan atama yoluyla görevli alımı, bütün kamu kurumlarında olduğu gibi merkezi sistemle yapılmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda Devlet Personel Başkanlığı tarafından açılan sınavda başarılı olan İlahiyat Fakültesi mezunları, ilgili kurumlardan atama izni alınan 1249 kadroya atanacaktır. Bu atamalar için ÖSYM Başkanlığı'nın ilanı beklenmektedir. Giresun ilinde açık bulunan imam-hatip kadrolarına, açıktan vekil imam-hatip ataması yapılabilmesi için; 12.10.2001 tarihinde 16, 22.05.2002 tarihinde 10 ve 17.10.2002 tarihinde de 16 olmak üzere toplam 42 adet vekil imam-hatip atama izni verilmiştir. Bu kadrolara atanacak personelin seçimi için İl Müftülüğü bünyesindeki "Sınav ve Değerlendirme Kurulu"nda gerekli sınavlar yapılmıştır. Kasım 2001'de yapılan vekil imam-hatip atamalarında iddia edildiği gibi bir usulsüzlük söz konusu değildir. Bu kadrolara İl Müftülüğü'nce açılan ve 1 yıl devam eden "İmam-hatipliliğe Hazırlama Kursu"nu başarı ile bitirenler atanmışlardır. 04.11.2002 tarihinde Giresun İl Müftülüğü'nde vekil imam-hatip kadroları için yapılan sınava, İlahiyat Fakültesi mezunu 22 kişi müracaat etmiştir. Bunlardan 3 kişi sınava katılmamış, sınava katılan 19 kişinin tamamı başarılı olmuş ve bilahare 5 kişinin de kendi isteğiyle görev almaktan vazgeçmesi üzerine boş kalan 2 kadro için yeniden sınav ilanı verilmiştir. Sonuç olarak, Giresun İl Müftülüğü'ne vekil imam-hatip olarak atanmak için müracaatı bulunmayan Kamil Kılıç'ın suçlamaları asılsızdır." Bu mübarek mekana yakışır mı? Eyüp-Akşemsettin semtinde oturmaktayız. Semtimizde Eshab-ı Kiram'dan Halid bin Zeyd Eba Eyyüb-el Ensari (Eyüp Sultan) Hazretlerinin medfun bulunmasından dolayı çok mutluyuz. Ramazan ayının gelmesi dolayısıyla ziyaretler daha da çoğalır, dualar edilir. Güzel bir manevi hava oluşur. Lakin ilk akşam gittiğimizde, her sene olduğu gibi şaşkına döndük. İstanbul'un manevi fatihi olan o mübarek zatın türbesinin hemen yakınında bir çadır kurulmuş; çadırda eğlence, konser gibi sosyal faaliyetlerde bulunuluyor, gürültüsü yükseliyor. Bu tür faaliyetler Feshane'de yapılabilirken, bu mübarek zatın türbesinin yakınında yapılmasının maksadını anlamış değilim. Eyüp Belediyesi'nin bu işe el atmasını bekliyoruz... > İsmail Bulut (Akşemsettin Merkez Camii İmam-hatibi) Eyüp / İSTANBUL

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.