Saddam bunu yapmalı!

A -
A +

Burnumuzun dibinde bir savaş geldi kapıya dayandı. Bundan kurtulmanın, Irak'ın imha olmamasının, bu ülke insanlarının ölmemesinin, biz komşuların mağdur olmamasının tek bir yolu var: Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in Irak'ı terketmesi... Başka türlü savaş belasından kurtuluşumuzun olmadığı görülüyor. Devlet adamları, ülkesini seven liderler böyle zamanlarda belli olur. Binlerce Iraklı'nın ölmesi, büyük tahribatın olması her bakımdan bir felaket olur. Bu felaket bölge ülkeleri olarak bütün komşularda derin tahribatlara yolaçar. Bunun müsebbibleri, bu ağır vebalden yakalarını iki cihanda kurtaramaz. Hazır bu arzu bütün dünyada kabul görmüş, dillendirilirken, Saddam Hüseyin vakit kaybetmeden halkını ve ülkesini sevdiğini göstermeli; sonu belli olan bir macerayla Irak'a kıymamalıdır. Bilindiği gibi, her nerede olursa olsun savaşın, arkasında kan, gözyaşı, huzursuzluk, kin ve nefretten başka bir şey bırakması mümkün değil. Saddam'ın Irak'ın başında durması halinde bu problem büyüyerek devam edecek. Komşu ülkeler olarak bizler de istikrarsızlıktan kurtulamayacağız, huzurumuz hep kaçacak. 8 yıl komşusu İran'la savaşmış, bir başka komşu ülkesi Kuveyt'i işgal etmiş, Sayın Akbulut'un Başbakanlığı sırasında Türkiye'yi bile tehdit etme cüretinde bulunmuş bir liderle bölgeye barışın gelmesi mümkün değil. Bir kişi yüzünden bir bütün bölgede gözyaşı ve kan durmamıştır. Artık aklı selim sahibi herkes üzerine düşeni yapmalı; Saddam Hüseyin ve yakınları güvenli bir şekilde Irak'ı terketmeli ve Irak'ta yeni bir yönetim işbaşına gelmelidir. Kuru kuruya "savaşı istemeyiz" lafları yerine, bu yönde bir gelişme için devreye girilmeli. Bu durumda Amerika'nın da savaş niyetinden vazgeçeceği görülmektedir. Hiçbir güç bütün insanları karşısına alma cesaretini gösteremez. Çok zengin olabilecekken, sefalet içinde yüzen bu zengin kaynaklı ülkeye ve vatandaşlarına yapılacak en büyük iyilik bu olmalı. Artık hiçbirimiz ne zalimleri-diktatörleri, ne de savaşları istemiyoruz... > Necdet Akman - İSTANBUL Bu maliyetler düşünülmüyor mu? Ben emekli bir vatandaşım. Kaynak yokluğundan geçineceğimiz kadar maaş verilmediği için çoğumuz sürünüyoruz. Öbür taraftan da verdiğimiz vergiler israf ediliyor, saçılıyor... Sık sık dile getirilen bir yağma biçimi var, kaldırım taşları. İstanbul'da yaşayanlar bilir, canı isteyen yetkili bunların değiştirilmesi için birilerine ihale verir. Önceki o canım kaldırım taşları hiç gereği yokken sökülür, yenileri döşenir. İstanbul'un birçok köşesinde bu tür uygulamalar yıllardır yapılıyor, hiçbir merci de önleyemiyor. Bizden kesilen vergiler çar-çur ediliyor, birileri abad ediliyor... Bazı yerlerde de işin ehli olmayanlara bu işler veriliyor. Daha yeni döşenmiş taşlar teker teker sökülüyor. Zeytinburnu Veliefendi Mahallesi 75. Sokaktaki kaldırımlar da böyle... Yazık değil mi? Bari bu taşlar doğru-dürüst döşensin... Ayrıca, bozulan asfaltın yerine, yol ortasına gelişigüzel taşların döşenmesini de anlayamıyorum. Arabamızla gitmekten korkuyoruz, sanki her an bu taşlar fırlayacak da facialara yolaçacak gibi. Lütfen bu işler ehil insanlara bırakılsın... > Duyarlı bir vatandaş - İSTANBUL Çalışmadığım halde maaşımdan kesinti yapılıyor Bağ-Kur Genel Müdürlüğü'ne; 0115203448 Bağ-Kur numaralı, 2/0029082 sicilli Mehmet Şahinler'im. 31.12.1987 tarihinde emekliliğe hak kazandım ve emekli oldum. Bu tarihten sonra da ticari faaliyetlerime son verdim. 1999 yılında çıkarılan bir kanuna göre, faaliyete devam eden veya daha sonra çalışmaya başlayanların aylıklarından %10 Sosyal Güvenlik Destek Primi kesiliyor. Ben ticari faaliyette bulunmadığım halde, ticari faaliyette bulunanlar statüsüne tabi tutuldum; 123.722.910 TL. ana para, 343.784.992 TL de ceza tahakkuk ettirilmiş, her ay maaşımdan 39.300.000 TL kesilmektedir. Bu mağduriyetimin giderilmesini istiyorum... > Mehmet Şahinler - İSTANBUL Biz gençlere yazık değil mi? Ben 16 yaşında, Lise 2. sınıf öğrencisi, gelecekten beklentileri olan bir genç kızım. Hayattan o kadar güzel beklentilerim var ki... Daha doğrusu vardı. Ama bu savaş ihtimali bütün beklentilerimi, hayallerimi kararttı. Artık her saniyem, savaş çıktı çıkacak korkusuyla geçiyor. Daha16 yaşındayım ve bütün hayallerim yok oldu. Bunun ne demek olduğunu biliyor musunuz? Lütfen Başbakanım; biz savaş istemiyoruz. Hayallerimizi geri istiyoruz. Savaş konusunu kapatın, bu ihtimali ortadan kaldırın. Hayatımız zehir olmasın, biz gençlere yazık etmeyin... > Rumuz: Gözyaşı - TİRE

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.