Sadece sorumluluklarımız için hatırlanmak istemiyoruz

Şu anda, DMS'yi kazanan yüzbinlerce kişi mağdur edilmiş bir durumdalar. Ben de kendim ve tüm DMS mağdurları adına yetkililere sormak istiyorum; bizlere bu hakkı niçin verdiler, gaspetmek için mi, yoksa yüzbinlerce kişiyi umutlandırıp bir oy potansiyeli olarak kullanmak için mi? Ancak, şunu iyi bilmeliler ki, artık bizler bu ülkede sadece oy istenirken, vergi alınırken, ya da askere çağrılırken hatırlanmak istemiyoruz. Bizler bu ülkede, haklarımızın verilmesi gerektiği konularda da hatırlanmak istiyoruz... DMS konusunda iletmek istediğim bir konu da, devlet memuru olmada askerlik yönündeki hükümlerdir; bu hükümler DMS'yi kazanmış, ancak henüz askerliğini yapmamış adaylar için engelleyici kısıtlayıcı ve mahrum edici bir unsur olarak çıkarıldı. Ben 22 Kasım 2001'den sonra asker olacağım ve bu tarihten sonra yapılabilecek memur atamalarına müracaat edemeyeceğim, aynı zamanda bu hakkımı tümüyle kaybedeceğim. Ben bu hakkımı kaybetmek istemiyorum; bu yüzden, tüm yetkililerden ricam, yapılabilecek memur atamalarında DMS'yi kazananlar için gerekli kolaylıkların sağlanmasıdır. Özellikle askerliğin engel olmaması gerekir. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal şartları göz önünde bulundurduğumuzda, bizler de askerliğimizi bitirdikten sonra işsiz, sosyal güvencesiz ve yoksul biri olarak yaşamak istemiyoruz. Elimizde bir fırsat var ve bu fırsattan askerlik gibi bir nedenden dolayı yoksun bırakılmak istemiyoruz. İlgili tüm kurumlardan, bizim bu gerçeğimize karşı biraz duyarlı olmalarını ve devlet memuru olmada askerliğin bir engel taşımaması için gerekli kolaylıkların sağlanmasını bekliyoruz. ¥ Naim Kaygalak - İZMİR Emekli Sandığı gerektiği zaman açıklama yapsa... Bizler emekli memurlarız. Ne zaman maaşımıza zam yapılsa, maaş farklarımızı alacağımız zamanı öğrenmek için telefonlara sarılıyoruz, "acaba yatırdılar mı?" diye banka kuyruklarına giriyoruz... Böyle durumlarda Emekli Sandığı erkenden bir açıklama yapacak olursa, bizler rahat ve memnun oluruz... ¥ Orhan Mert - ANKARA Helal kazanç... Bizler TEDAŞ'ın Ankara'daki aboneleriyiz. Fatura oyunlarıyla alınan haklı paralar zaman zaman "Okuyucu Köşesi"nde dile getiriliyor. Bu tür uygulamalar yeni değil, eskiden de vardı. Zaman zaman biz tüketiciler yanıltılarak zamlı tarifeden elektrik parası alınıyor. Biz dargelirliler artık elektrik parasını ödeyemez hale geldik. Medyadan öğrendiğimiz kadarıyla, bu paraları ödeyemeyen çok sayıda vatandaş var. Bu tür hesaplar yapılacağına, normal tarife ve zamanında gönderilecek faturalarla daha çok vatandaş borcunu öder diye düşünüyoruz. Bu şekilde TEDAŞ'ın kaybı da daha az olur. Kaldı ki, helal para kazanmaları da işin cabası... Tüketici dernekleri de, kendi asli görevleri gereği, bu gibi durumlarda biz tüketicileri daha iyi bir şekilde savunabilmeliler... ¥ Dargelirli vatandaşlar - ANKARA TV'ler daha duyarlı olamaz mı? Bir televizyon kanalındaki bir programda, pişmemiş yumurtaları kırarak, pişmiş yumurtayı bulma yarışmasından dolayı bu programı düzenleyenleri ve o kanalı kınıyorum. Bugün ülkemiz birçok sıkıntılardan geçmektedir. Milyonlarca aç insanımız var. Onlar da milyonlarca insanın önünde, onlarca yumurtayı hobi uğruna kırarak kendilerine komiklik yapmaya çalışıyorlar.. Başka tür yarışmalar da düzenlenebilir. Böyle dönemlerde daha dikkatli olunamaz mı? ¥ Rıfat Bilgin TRT'nin tarafsızlığı Ben Almanya'da devamlı TRT İNT'in haberlerini izlerim. Haber spikerleri devamlı olarak, TRT'nin Türkiye'nin en tarafsız TV kurumu olduğunu söylerler; tabii ki ben de bu sözlere güler geçerim... Böyle olmadığını biliyorum; işte ispatım: 19 Ekim 2001 Cuma akşamı saat 20'deki haber bülteni; tam 27 dakika boyunca Hükümet, Bakanlar ve Meclis Başkanı'nın demeçlerine yer verdi. Tam sıra Ana muhalefet sözcüsü Ufuk Söylemez'e geldi, hemen bir arıza meydana geldi ve ekran karardı. Söylemez'in demeci biter bitmez ekran normale döndü. TRT'yi tarafsızlığından dolayı tebrik ediyor(!), takdirini millete bırakıyorum. ¥ Naim Altınordu - ALMANYA