Sağlık Bakanlığı'na birkaç soru

A -
A +

Okuyucumuz Ali Kaleli, Sağlık Bakanlığı'nda yaşanan yanlış uygulamaları bize yazmış. Umarız Bakanlık bu konularda gerekli açıklamayı yaparak çalışanlarını rahatlatır. İşte iddilar: 1- Bakanlık, birimlerinde norm kadro uygulaması başlatıyor. Ancak kendi uygulamalarını kendileri yok sayıyor. Nevşehir Devlet Hastanesi'nde bir müdür, iki müdür yardımcısı kadrosu olmasına rağmen, birilerinin ceplerine döner sermayeden paralar girmesi için birilerinin himayesinde ondan hastanede tam 9 adet ne işe yaradığı, ne iş yaptığı bilinmeyen müdür yardımcısı var. (Hastane 150 yataklı) 2- Başlangıçta hastalarca hizmet verenlere ödenen döner sermaye ücretleri daha sonra hastane çalışanlarının tamamına ödenmeye başlandı. Hastanede çalışan memur ile bakanlığın diğer birimlerinde çalışan arasında ne fark var. Bu işin doğrusu otomasyon sistemi ile tek elde toplanarak personel ayırımı yapılmaksızın adaletlice dağıtımdır. Veya ihtiyacı olan birimlere yatırım amacıyla geri dönmesidir. Yani; ya adalet ya da yatırım. 3- Sağlık Bakanlığı lojmanlarında birkaç kişinin babadan kalma ev mirası gibi, birçok çalışanın hakkını çiğneyerek devamlı oturması ve bu kişilere ne Müdürlüğün ne de Bakanlığın hiçbir işlem yapmamasıdır. Lütfen ya adaletlice dağıtımını yapın ya da satın. Oturmak için sıra bekleyenlerin umutlarını köreltmeyin, yazıktır. 4- Tüm bakanlıklar için, birilerinin kaprisleri yüzünden başka illere gönderilen ve Danıştay kararıyla eski görevlerine dönen kişilere ödenen yollukların hesabını devlet hiç yaptı mı? Sağlık Bakanlığı'nda "dayısı" olan atama yaptırıyor, iki ayı raporla geçirip, tekrar atama ile aynı ile dönüyor. Bu arada aldığı iki milyara yakın para kimin cebinden çıkıyor acaba? Yazık bu ülkeyi yöneterek, bahsedilen bu haksızlık ve adaletsizliklere seyirci kalanlara. > Ali Kaleli Akıbetimiz ne olacak? Öncelikle Türkiye Gazetesi'ndeki köşeniz için size binlerce kez teşekkür ediyorum. Ben bir yıl önce Sağlık Meslek Lisesi'nden mezun oldum ve bu yıl üniversite sınavına girdim. Ama üniversitede şansım yok denecek kadar az. Sınavsız geçiş hakkı tanıdık diyorlar. Benim bölümümde (Ambulans ve Acil Bakım Teknikerliği) alacakları kişi sayısı en fazla 300 ve hemen hemen her ilçede 1 sağlık merkez lisesi var ve 3 yıldır mezun veriyor. Kendi bölümünden başka bir bölüm tercih edemiyorum. Çünkü puanımı kırıyorlar. Bu da yetmezmiş gibi yapılan KPSS'ye bizi alamadılar. Bütün meslek liseleri girebilirken biz giremedik. Bir dahaki sınav hakkında hiçbir bilgi verilmiyor. Her kurum bir başka kurumun üzerine atıyor. Arada, olan bize oluyor. Bir şeyi daha belirtmek istiyorum. Benim çocukluk hayallerim arasında polis olmak vardı ama sanırım hep hayal olarak kalacak. Polis Akademisi şartlarında şöyle diyor: Türkiye Cumhuriyet vatandaşı olmak fakat sağlık meslek çıkışlı olmamak. Sizce ben TC vatandaşı değil miyim? Benim vatanım neresi. Ben Osmanlının torunu değil miyim. Atatürk'ün bu ülkeyi emanet ettiği genç nesil biz değil miyiz? Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Bize ne olacağı hakkında bilgi versinler. Bize konuşma hakkı tanıdığınız için teşekkür ediyorum. > Z.Ç. Konya / Ereğli Seyahat rezaleti Malatya'dan Konya'ya ziyaretime gelen 60 yaşındaki kayınvalidem ve kızının bir firmaya ait otobüste yaşadıkları rezaleti bir ibret vesikası olarak ve ilgilileri duyarlı olmaya çağırmak gayesiyle anlatmak istiyorum. Misafirlerimiz, 24.07.2002 tarihinde Firmanın 19.00'da hareket eden "Malatya-İzmir" otobüsüne biniyorlar. Konya'ya ertesi gün 05.00'te gelecek olan otobüsü Otogar'da karşılayacağımızı söylediğimiz için, misafirlerimiz de araç sürücüsüne Otogar'da inmek istediklerini söylüyorlar. Araç sürücüsü, Otogara giriş ücreti ödememek için tüm ısrarlara rağmen Otogar'a giriş yapmıyor ve ancak çevre yolunda yolcuları indirebileceğini söylüyor. İlerlemiş yaşı ve Konya'yı hiç bilmediği için Otogar'ın dışında indirilirse perişan olacağını söylemesine rağmen yolcuyu dinlemeyen sürücümüz, İzmir'e doğru yoluna devam ediyor. Gittikçe Konya'dan uzaklaştığını gören misafirimiz çaresiz şoförün uygun (!) gördüğü bir yerde inmek istediklerini söylüyor. Ve 60 yaşında bir kadın ve kızı Konya'nın 20 km dışında mesken olmayan bir bölgede yolun ortasında bırakılıveriyorlar. Bir iki saat sonra durumu öğreniyoruz ve özel bir araç tutarak yolcularımızı sağ-salim evimize getirebiliyoruz. Şimdi tüm ilgili ve yetkililere soruyorum: Bir otobüs, yolcularını Otogar'da yolcu indirme peronunda indirmesi gerekmiyor mu? Çevre yolunda yolcu indirmek suç değil mi? Sayın firma yetkilileri, 60 yaşında ve yüksek tansiyon hastalığı olan bir kadıncağızın ve yanında bir genç kızı günün henüz ağarmadığı bir saate, mesken olmayan bir bölgede yol artasına atıp giden bu sürücünüze hesap sormayacak mısınız? Bir tüketici olarak yakanızı bırakmayacağım. > Yusuf Batar

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.