Öğrenim hayatımı Bursa'da tamamladım. İlaç firmalarında çalıştım, iş hayatında deneyim kazandım. Yurtdışında en ünlü cerrahlarla çalışma fırsatını bularak, Biomekanik dalında uzmanlaştım. Çalıştığım ilaç firmasındaki yöneticilikten ayrılıp kendi şirketimi kurdum. Tecrübelerime dayanarak, faydalı olacağını umduğum bazı hususları belirtmek isterim. Ülkemizde sağlık ve eğitim devlet ağırlıklıdır. Sosyal güvenlik kapsamında olan insanlarımız devletin güvencesindedir. Ama bu güvenceler eşit bir şekilde sağlanmamaktadır. Mesela SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı mensuplarına, Yeşil Kart sahiplerine, dul ve yetimlere verilen hizmetlerde farklılıklar vardır. Hastayı iyileştirici ürünlerin %10-%20'sinin hastadan talep edilmesi, bazı ameliyatlar için gerekli tıbbi malzemelerin verilmemesi gibi büyük farklılıklar bulunmaktadır. Bu eşitsizliklerin kaldırılarak, devlet güvencesinin herkese eşit bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Sağlıkta karmaşık bir yapı var, çeşitli statülerde sağlık kuruluşları bulunmakta. Sağlık Bakanlığı'nın bunların hepsinin hizmet kalitesini uygun hale getirmesi mümkün değil. Gerekli olan şudur; hasta, hangi sosyal güvenlik şemsiyesi altında bulunursa bulunsun, tedavisi için istediği sağlık kuruluşunu seçme hakkına sahip olmalıdır. Bu sağlık kurumları arasında standart bir kalite ve fiyat politikası uygulanmalı. Gerek bu kurumların hastaneleri, gerekse özel sağlık kuruluşlarının yaptıkları her türlü tahlil, tedavi, ameliyat gibi işlemler rekabet kanununa uygun bir şekilde fiyatlandırılmalı, bu işlemler için ilgili kurumların komisyonları çalışmalıdır. Hekimler fiyat endeksleri üzerine çalışmamalı, bütün enerjilerini sağlık hizmeti için harcamalıdır. Geçmişte yapılan hatalar ülkemizi büyük bir ekonomik krize sokmuştur. Protokol statüsü veya barajı, sağlık sektöründe hizmet edenlerin önünde önemli bir engeldir. Çünkü sabit fiyat endeksiyle döviz bazında yapılan protokol fiyatları, bugüne kadar ucuz olduğu gözlense de, gelecekte pahalı olacağı ispatlanmıştır. Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı'nın oluşturacakları inceleme komisyonları 1997 ve 1999'da yapılan iyileştirici nitelikteki ürünlerle ilgili yapılan protokolü, 2002 yılında hastaneler bazında yapılan ihale fiyatlarıyla değerlendirmeye almalı, ne kadarlık bir fiyat farkının ortaya çıktığı değerlendirilmelidir. > Ragıp Akbaş (Ram Medikal Ltd. Şti.) - BURSA Sağlık Bakanı'na teşekkürler! 35 yaşındayım, kuyumculukla uğraşıyorum. 2 çocuk babasıyım. Maddi durumum iyidir. Yıllardır devletime vergimi ödüyorum, yanımda çalıştırdığım 5 kişi var. Onların da vergilerini ödeyerek ülkemin ekonomisine katkı sağlıyorum. Ancak, gözümün biri görmediği için Türkiye'de ehliyet alamıyorum. Daha önceleri Amerika Birleşik Devletleri'nden sürücü belgesi alıp Türkiye'de yasal olarak taşıt kullanıyordum. Pasaportumun süresi bitti, bu nedenle sürücü belgem geçerliliğini yitirdi. İşyerimden çok geç saatlerde çıktığım için, kendi aracımı kullanmak zorundayım. Amerika'ya gidip sürücü belgemi yeniden almak istediğim şu günlerde, Sağlık Bakanlığı'nın, MONDER Derneğinin isteği üzerine 11 Üniversitemiz Tıp Fakültesinin olumlu görüşünü de dikkate alarak, tek gözü görmeyenlere sürücü belgesi vermek için bir komisyon kurduğunu sevinçle öğrendim. Artık ben de ülkemde, ülkemin sürücü belgesi ile araba kullanacağım. Bu mutlu günü sabırsızlıkla beklerken, başta Sağlık Bakanı Recep Akdağ olmak üzere, emeği geçen herkese teşekkürlerimi bildiririm. > Soner Yıldız - ANKARA Önceki yanlışlarda ısrar etmeyin! Sağlık Bakanlığı'na; Ben, Sağlık Meslek Lisesini, ardından da mecburi olarak kendi bölümüm olan Ambulans ve Acil Bakım'ı bitirdim (mecburi diyorum, çünkü YÖK'ün yanlış uygulaması sonucu, 185 puanla iki yıllık bölüme ancak girebildik). 2000 yılında DIS'a girdim, 85 aldım. Bu sene de KPSS-SB'ye girdim, 77 puan aldım, hâlâ atanamadım. Ben ve benim gibiler "doğal afetlerde nasıl davranılır, nasıl hareket edilir ve hangi tedavi uygulanır" gibi eğitimi aldık. Acil servisler için yetiştirildik, 112 servisleri için eğitildik; ama hâlâ görev alamadık. Bize bunca ihtiyaç varken neden alınmıyoruz? Sağlık Bakanlığı'na sesleniyorum; neden her sağlık personeli kendi alanında çalıştırılmıyor, neden hâlâ acil servislerde ebeler, hemşireler çalışıyor? Ebeler doğum evlerinde, hemşireler yataklı servislerde, sağlık memurları köylerde, biz de ambulans ve acil servislerde çalıştırılırsak; hem insanlarımız daha iyi hizmet alır, hem de aldığımız eğitimi halkın hizmetine sunarız. Böylece sağlıkta dünya standartlarına ulaşmamız kolay olur. 17 Ağustosları ve burada yapılan yanlışları en aza indiririz. Lütfen önceki dönemlerde yapılan yanlışları bari siz yapmayın. Yanlışlardan bıktık... > İsmi mahfuz Hırsızlığın önü alınsın Ben Manisa ili Demirci ilçesinde ikamet eden bir vatandaşım. İlçemiz 30 bin nüfuslu bir yerdir. İlçemizde son yıllara kadar asayişle ilgili bir problem yaşanmamaktaydı. Ama son 2-3 yıldan beri bir takım hırsızlık olayları artış göstermeye başladı. Ve ne yazık ki bu olaylar bir türlü aydınlanamadı. Her geçen gün de artmaya başladı. Allah korusun, gevşeklik olursa çok kişinin canı yanacak. İlgililerin daha hassas olmalarını ve suçlulara göz açtırmamalarını istiyoruz. > İsmi mahfuz - DEMİRCİ