Bu hükümetin sadece sağlık alanında getirdiği yenilikler bile başlı başına bir devrimdir. SSK'lı, Bağ-Kur'lu vatandaşların da sevksiz olarak diledikleri sağlık kuruluşuna gidip tedavi olabileceklerini, ilaçlarını istedikleri eczaneden alabileceklerini birkaç yıl önce kaç kişi hayal edebiliyordu? Nüfusun üçte ikisinden fazlasını ihtiva eden Bağ-Kur'lu ve SSK'lı vatandaşların hastane kapılarında çektikleri çileyi, bunlar dışındakilerin anlaması mümkün mü? Sadece bu köşeye yansıyan bununla ilgili dramları bile toplasam kitap olur. Büyük bir kesim için çok az sayıda hastane ayrılmıştı, hastaneler miting alanlarından bile daha kalabalıktı, randevu almak, tedavi olmak için mutlaka hatırlı birilerini araya koymak gerekiyordu. Ağrısına, sızısına rağmen, sırf tedavi olmak için battaniyesiyle hastane kapılarında gecelerce sabahlayan vatandaşlar unutuldu mu? Hele ilaç almak için çekilen çileler, anlatılır gibi değildi... Bütün bu problemleri ortadan kaldırmakla görevli hükümetler, bakanlar hep şovla, günü kurtarmakla, vatandaşın gözünü boyamakla vakit geçirdiler. Şimdiki hükümetin kararlı tutumu ve özellikle Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu'nun kararlı tutumları, gayretleri sayesinde bu günlere gelindi, devrim niteliğindeki adımlar atıldı. Bu reformlar esnasında ne direnişlerin olduğunu ibretle gördük. Rahatları bozulacağı, ellerindeki iltimasların kaçacağı endişesine kapılan bazı ilgililer, 50 milyon vatandaşın çilesini, ıstırabını görmezden geldiler; bu hayırlı adımın atılmaması için sonuna kadar direndiler. Bütün bu direnişlerine de mesleki, bilimsel kılıflar uydurdular... Şimdi atılan son adımla, bu reformun çok önemli safhaları tamamlanmıştır. Elbette bazı aksamalar da olacak, eksiklikler bulunacaktır. Ama bunları da zaman içinde elbirliğiyle gidermek, tamamlamak zor olmayacaktır. Doğru olan, bütün vatandaşların insanca muamelelere tabi tutulması, herkesin çağdaş bir sağlık hizmetine kavuşturulması değil mi? Bunun için ülkedeki bütün sağlık tesisleri seferber edilmeli, atıl kapasiteler değerlendirilmelidir. Bu reformla yapılmak istenen de bu... Kitleşmiş, bazılarının nemalanmasına yarayan, bazı kesimlere arpalık görevi gören tesislerin bu yapılarını korumak için mücadele veren meslek mensuplarına da şaşmamak mümkün değil. Sadece tuzukuruların iyi sağlık hizmeti alması, bunların rahatını kaçırmamak için büyük kitlelerin sıkıntılarıyla baş başa bırakılması vicdanlara da sığmaz. > Güzellikleri de yazmak gerekir Ülkemizin her tarafı güzel. Ama bazı yerler daha şirin, daha büyüleyici, daha dinlendirici. İstanbul'un kalabalığından sıkıldığımız zaman kendimizi attığımız böyle şirin bir belde var; Balıkesir'in Edremit ilçesine bağlı Güre Beldesi... Belde kadar, o beldeyi yönetenler de önemli. Güre Belediye Başkanı Kamil Saka da tam bu şirin beldeye yakışır bir başkan. Kamil Bey başkan olduktan sonra beldenin çehresi değişti, daha da güzelleşti. Vatandaşla çok iyi diyalog kurabilen, herkesin derdiyle birebir ilgilenen, hayır işlerine el uzatan, beldeye daha iyi hizmet için kendinden veren, fedakarlık gösteren... Yurdun her köşesine böyle başkanlar lazım... > Şükriye Özer > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00