Şansımıza mı küselim?

A -
A +

Önceki nesille bizim yüzümüz bir türlü gülmedi. Aslında onlardan önceki nesil de farklı değildi. Dünya savaşları, kıtlıklar zaten kırıp geçmişti. Dünya savaşları bitince de yüzler gülmedi. Sürekli ihtilaller, sıkıyönetimler, olağanüstü haller, terör, ekonomik ve siyasi krizler... Son 50 yıl hep böyle... Tam istikrarlı bir hükümet geliyor, ekonomi rayına oturuyor, insanlar iş bulmaya başlıyor, dünya sıralamasındaki yerimiz iyileşiyor derken; nereden geldiğini bilemediğimiz bir dalga her şeyi altüst edebiliyor. Aynı durum 50'lerde oldu, 70'lerde oldu, 90'larda oldu ve hâlâ oluyor. Bir tetikçi çıkıyor rahmetli Özal'ı kurşunluyor, bir başkası Demirel'i öldürmeye teşebbüs ediyor, bir diğeri Tayyip Erdoğan'a suikast teşebbüsünde bulunuyor; savcılar, iş adamları, bürokratlar, yazarlar, gazeteciler, paşalar vuruluyor. Her defasında karanlık maksatlı odaklar ortaya çıkıyor, onlara tetikçilik yapan meczuplar, teröristler de eksik olmuyor! Hatta bazen işi kitleye yayacak kadar gözleri ve yürekleri kararabiliyor. Ama ne hikmetse o karanlık odaklara bir türlü ulaşılamıyor, her defasında tetikçilik yapan meczuplarla yetiniliyor. Karanlık odak da bir sonraki eylem için daha profesyonelce hazırlanmak için işe koyuluyor. Yöneticiler, politikacılar da o karanlık odakların çizdiği planları aynen uyguluyor. Hiç mi ders alınmaz, hiç mi eski olaylar hatırlanmaz diye hayret etmemek mümkün değil. Danıştay'a yapılan son saldırı da farklı değil. Yine Uğur Mumcu cinayetinde yaşananların benzerleri oldu. Tepkiler bir kesime gösterildi, asıl suçluların ise ellerini keyifle oğuşturduklarına eminim; belki slogan atanların arasında onlar da vardı, kim bilir!.. Yine katil, belki birkaç destekçisi de yargılanacak; ama asıl suçlulara ulaşılacağı şüpheli. Geçmişteki olaylarda hep böyle oldu, yapanların yanında kâr kaldı. Biz de millet olarak, ülke olarak krizlerden, sıkıntılardan başımızı kaldıramadık. Ders de almadık. Bizim neslin yaşadığı şanssızlığı çocuklarımız yaşamasın. Onun için, geçmiş olaylardan ve senaryolardan da ders alınmalı, o karanlık odaklara mutlaka ulaşılmalıdır... Yine de iyimserim, Türkiye'nin ve dünyanın çok değiştiğini düşünüyorum. O karanlık odaklar bu defa başaramayacaklar... > İslam kelimesinin kime ne zararı var? İçişleri Bakanlığı'na; Kimlik kartlarında din hanesi kaldırılıyormuş. Biz Türk Milleti olarak, Müslüman geldik, öyle gidiyoruz, öyle biliniyoruz. Şimdiye kadar bu kelimeyi kimliklerimizde şerefle taşıdık. Bugüne kadar gelen yetkililer de bu kutsal kelimeye dokunmadılar. Bize güç, kuvvet, şuur veren bu mübarek kelimenin kime ne zararı var? Kimliğimizde bu kelimenin bulunması kime zarar verir? Bununla büyüdük, bununla ölmek istiyoruz. Kimliklerimizde İslam kelimesinin bulunması, adımız, soyadımız kadar, hatta daha da çok önemlidir. Hangi milletten, hangi dinden olduğumuzu belli etmeyen bir kimlik mi taşımamız isteniyor? Bu tavrı ve davranışı hazmedemiyor ve kabul etmiyorum. Kimliğimizde, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da İslam ibaresinin bulunmasını ve bunun hep kalmasını istiyorum. Dini duyguları ve hassasiyetleri kuvvetli olan insanların buna alet olmamalarını canı gönülden diliyorum. > Reşat Çavuş > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.