Seçim yaklaştıkça, bazı politikacıların vaatleri de iyice uçuk olmaya başladı. Herkese maaş mı dersin, vergilerin kaldırılması mı, bütün gençlere üniversite ve iş mi, akaryakıtın neredeyse bedava yapılması mı, terör dahil bütün problemlerin birkaç gün içinde çözülmesi mi... Bu zatlara fazla şaşırmıyorum, belli ki meclise girebilmek için akıl ve mantığı bir kenara koymuşlar. Ama onları ciddiye alıp dinlemeye giden ve hatta oy verebileceğini de açık açık söyleyen onca insana ne demeli? Hiç mi işin kaynağı sorulmaz, nasıl yapacaklarını anlatmaları istenmez? Anlatılanlar akıl ve mantık süzgecinden geçirilmez, daha önce benzer bezirganların ülkeyi nasıl batma noktasına getirdikleri hatırlanmaz... Hafızamız ne kadar zayıfladı? Hani birisi, "kim tütüne ne kadar verirse benden 5 lira fazla" diyerek oy istemişti, emeklilik yaşını indirerek sosyal güvenlik kurumlarımızın batmasına zemin hazırlamıştı, ödünç oy istemişti... Sonra ne oldu, ülke batma noktasına geldi, 90'lı yıllar kaybedildi... O politika bezirganları yine maaşlarını aldılar, ahkam kesmeye devam ettiler. Ama seçmen dükkanını kapattı, iflas etti, işini kaybetti... Kandırılanlar ağır bir bedel ödemişti. Hâlâ mı aynı yalanlarla oy istenecek? Hâlâ onlara kanacak mıyız? > Emniyet Genel Müdürlüğü'nden "yolluk" açıklaması 14 Haziran 2007 tarihli gazetemizin bu köşesinde, "Neden yolluklarımız bu kadar gecikiyor?" başlığı altında, görev yolluklarının çok geç ödendiğini belirten, Karabük'te çalışan bazı polis memurlarının şikayetine yer verilmişti. Konu ile ilgili olarak, Emniyet Genel Müdürlüğü'nden gelen açıklama şöyle: "6245 sayılı Harcırah Kanunu çerçevesinde, personelimize geçici görev yollukları ödenmektedir. Söz konusu haberde belirtilen yollukların geç ödenmesi ile ilgili olarak; Maliye Bakanlığı yolluk ödeneklerini serbest bıraktığı zaman ödenekler, illerimize derhal gönderilmektedir." > Okul müdürleri isyan ediyor Yetkililerin gerçekleri saptıran beyanları yüzünden, Okul müdürü Hayrettin Beştaş'ın şahsında tüm okul yöneticilerine, kapkaççı ve soyguncu muamelesi yapılmaktadır. Karne parası vermeyin, isteyen okul müdürlerini de bizlere ifşa ve şikayet edin, diyen yetkililerin, zorunlu ve vazgeçilmez okul harcamalarını karşılaması gerekir. Yakıt, elektrik, telefon, boya badana, çevre düzenlemesi, bekçi ve personel giderleri bakanlık tarafından karşılanmayan bir okul müdürünün velilerden kayıt ve karne parası gibi adlarla para toplamaktan başka çaresi yoktur. Okul idarecileriyle velileri karşı karşıya getiren bu gibi olaylarda asıl suçlu öğretmen ve idareciler değil, okullara gerekli ödenekleri göndermeyen yetkililerdir. İstanbul Esenyurt Merkez İlköğretim Okulu Müdürü Hayrettin Beştaş haksız ve hukuksuz yere suçlu gibi gösterildi. Anayasa'nın 42. maddesi, devletin parasız eğitim vermesini emrediyor, yasalara göre ilköğretim zorunlu ve parasız, Yönetmeliklerde de para toplamayla ilgili bir hüküm bulunmuyor. Ancak, bunların gereği yerine getirilmiyor. Eğitim, devlet okullarında adeta paralı hale gelmiş ve hem okul idarecileri hem de öğrenci velileri yanmıştır. "Paran varsa oku, paran kadar oku" politikası güdülmeye devam etmektedir. Gülten Akyürek (Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Sekreteri) > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00