Sefaköy, köy iken alınan tapu, nasıl Hazine'ye geçti?

A -
A +

Sefaköy'ün köy olduğu; tarlalarında soğan yetiştirildiği; ahırlarında inek beslendiği, kırlarında koyun-keçi yayıldığı yıllar. E-5 Karayolu da henüz yapılmamış. Kocası vefat eden Resmiye Dündar, iki küçük kızıyla geçim derdine düşüyor. Sefaköy'de eski bir Rum evine yerleşen Resmiye Hanım, iki kızını da yanına alarak soğan tarlalarında çalışıyor, günlük nafakasını kazanıyordu. Geçim sıkıntısı, çocukların eğitimini daha ilkokul 3'te bitirmişti. Eş-dostun tavsiyesi üzerine, 1953 senesinde, Resmiye Hanım yanına iki kızını da alarak Üsküdar Bağlarbaşı'nda bulunan Toprak Tevzi Merkezine gidip, durumunu anlatıyor. Yetkililer inandırıcı buluyor, bir kağıt veriliyor, kağıdın Sefaköy Muhtarına verilmesi söyleniyor. İstenen yapılıyor, 2 dönüm Sefaköy'e girerken, 16 dönüm şimdiki havaalanı yerinden, 12 dönüm de Papaz Köprüsü mevkiinden arazi veriliyor. Epey zaman oraları anne Resmiye Dündar ve iki kızı işletiyor, soğan ekiliyor. Bu arada tapuları da Bakırköy Tapu Dairesi tarafından bir bedel karşılığı veriliyor. 20 yıl satılmama, kiraya vermeme şartı da getiriliyor. E-5 Karayolu yapılırken, bu arazinin 5 dönümü (kamulaştırılıyor), 11.700 metrekare kalıyor. 38 bin küsur tutan kamulaştırma bedelinin 20 bini Şerefiye Parası adı altında kesiliyor, avukat paraları da alınıyor. Kamulaştırma bedeli kuşa çevriliyor... Sonra kalan kısma da Havaalanı için el konuyor. Hiçbir bedel ödenmiyor. Arazinin bir kısmının satıldığı gerekçesiyle, hepsine hazinece el konuyor. Halbuki 20 yılı geçeli çok olmuş, Sefaköy de artık köy değil, belediyelik olmuş, tarlalar bitmiş, hayvancılık kalmamış, yasaklanmış... Her taraf parsellenmiş. Tarlaları ekemeyenler geçinmek için mecburen ellerindeki toprağı parça parça satıyormuş. Üstelik bu yasalmış ve herkes yapıyormuş. Kaldı ki komşu arazi sahipleri kamulaştırma bedellerini almışlar. Güçlülerin, adamı olanların tapularına kimse dokunamamış, servetleri katlanmış. Mahkemeye gidiliyor, Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2/11/1976 tarih ve 1976/329 esas, 1980/417 karar numarası ile Resmiye Hanım, 8 pafta, 244 parsel, 16 pafta 482 parsel araziyle ilgili davayı kazanıyor. Hazinenin el koyması mahkemece haksız bulunuyor... Hazine, kararı temyiz edip, Yargıtay'a götürüyor. Yoksul Resmiye Hanım ile iki kızının uğraşacak ne maddi güçleri, ne de donanımları var. Ankara'ya gidemiyorlar, takip edemiyorlar, karar aleyhlerine çıkıyor. Yani, güçlü devlet, zayıf vatandaşa, yaşlı bir kadın ve üç kızına galip gelmiş, tapulu mallarını ellerinden almış... Resmiye Dündar, bunca yıllık birikimine, emeklerine, hayallerine haksızca el konmasına daha fazla dayanamıyor, üzüntüsünden ölüyor... E-5 Karayolunun Havaalanı kavşağından geçerken, Havaalanına bakarken, binalarla dolmuş Sefaköy'ü görürken, kimsenin aklına, tapulu arazisi haksızca alınmış Resmiye Dündar ve kızları Neriman ile Nigar geliyor mu acaba? Geçerken mutlaka düşünün yaşlı bir kadın ile iki kızının ağlarkenki halini... Geçenlerin aklına gelmiyorsa da, Neriman Hanım ile Nigar Hanım hâlâ unutmamışlar kendilerine yapılan bu haksızlığı. Analarının kederli hali hâlâ gözlerinin önünde. Ve hâlâ , devletin bir gün yaptığı yanlışı düzelterek, haklarını iade edeceğini, kul hakkının, hele dul-yetim hakkının devlete bile ağır geleceğini ve bunu fark edecek yetkililerin bir gün mutlaka ilgili makamlara oturacağını düşünüyor, onunla teselli buluyorlar... > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.