Şehirlerdeki "bomba"lara dikkat!

A -
A +

İstanbul Maslak'ta bulunan bir akaryakıt istasyonundaki patlama, birçok vatandaşımızı tedirgin etti. Bilindiği gibi, akaryakıt istasyonları konutlarla iç içe, yan yana kurulmuş. Geçmişte yaşanmış acı kazalar da bu işin ıslah edilmesine yetmemiş. Para kazanma hırsı bu alanda da insan hayatını hiçe saymaya sebep olmuş... Yönetmeliklere, yasaklamalara rağmen birileri her zaman işini yürütmeyi bilmiş. İnsanları canından bezdiren, uyutmayan gürültüler bir yana; şimdi bomba kâbusları da başladı. İnsan hayatını hiçe sayan teröristler, sorumsuz kişilerin kurdukları istasyonları hedef alırsa büyük facialar yaşanabilir. Kaldı ki küçük bir dikkatsizlik bile buraların bomba gibi patlamasına yetebiliyor. İsminin belirtilmesini istemeyen vatandaşın şu söylediklerini dinledikçe hayret etmemek, korkuya kapılmamak mümkün mü? "Ümraniye Mithatpaşa Caddesi'nde oturmakta olan emekli bir vatandaşım. Caddemizde, 200 metrelik mesafe içinde 3 adet akaryakıt istasyonu bulunmakta. Çok katlı binalar, hemen yanıbaşlarında, en ufak bir dikkatsizlikle ya da terörist saldırısıyla infilak edebilecek, birçok insanın hayatına mal olabilecek istasyonlar... Sabaha kadar çıkarılan gürültülerden, iptidai bir şekilde araç yıkandığı için verilen rahatsızlıktan uyuyamaz olduk. Şehir içinde, konutların hemen yanında bunlar olur mu? Bir tane de değil, üç tane olur mu? Bunlara ruhsat verilmiş mi, verilmişse hangi mantıkla, kim vermiş? Bizim hayatımız, birilerinin para kazanma hırsından daha mı az kıymetli? Lütfen yetkililer görevlerini layıkıyla yapsın!" Zaten benzer durumlar ve şikayetler şehrin birçok köşesinde görülebiliyor. Ama terörün büyük tehdit oluşturduğu bir zamanda. bir facia yaşanmadan, bu bombalar konutlardan uzaklaştırılmalı ve gerekli tedbirler alınmalıdır... Ne günlere kaldık! Pazar günü ramazan dolayısıyla dini mekanlarımızı ailece ziyarete çıktık. Önce Topkapı'daki Merkez Efendi türbesini, oradan Süleymaniye Camii'ne gittik, Kanuni Sultan Süleyman Hanın türbesini ziyaret ettik. Buradan da Eminönü'ndeki Yeni Cami'ye gittik. Vakit ilerlemişti. İftarı burada açarak, ramazana has bir güzellik yaşayacağımızı düşündük. İftarlıklarımızı aldık ve iftar vaktini beklemeye koyulduk. Arabada beklerken, dışarıda bir seyyar satıcı gözüme ilişti. Bilirsiniz, Eminönü işportacı kaynar. "Muz 1.50 YTL" yazmış. Baktım muzlar çok iyi ve ucuz. Arabadan indim ve kardeşimle birlikte seyyar satıcının arabasının yanına gittik. Adam ortadarda olmadığından biz muzları seçtik. Tartıya koyduğumda, 5 tane muzun 2 kg.'dan fazla çektiğini gördüm. Şaşırdık. (Çünkü her zaman alırım ve 5 tanesi bir kg gelir, eğer çok büyükse 4 tanesi 1 kg gelir). Hemen daralara baktım ama birerden 2 kg duruyordu bir problem yoktu. Tekrar baktım, sonuç aynı. Bu sırada seyyar satıcı geldi. "Abi kaç kilo alacaksın?" diye sordu. "2 kg alacağım, ama 5 tanesi 2 kilogramı geçti dedim. Bu sırada aklım hâlâ tartıdaydı. Tartıya koyduğum muzları geri alıp tekrar tartıya bıraktım. Tartıda bir tutukluk varsa düzelmesi için aldığımda, yere bir demir parçası düşmesiyle kendime geldim. Adam tartının altına tartı ile aynı renkte bir demir parçası koymuş. Kefeyi elime aldığımda, bir parça da arabanın içine düştü. Şaşırmıştık. Demek ki 5 adet muz bu şekilde 2 kilogramdan fazla çekebiliyordu.. "Abi gel yeniden tartalım"dedi. Ancak ben bedava da verse o adamdan alış veriş yapamazdım artık. Tiksinmiştim yaptığından. Adama dönüp. "Bu demir parcaları ne?!. Utanmıyorsun değil mi?. Bir de ramazan. O parayı nasıl yiyeceksin?" diye söylendim. Adamın, yüzsüzun biri olduğu halinden belli. Arkamı döndüm oradan uzaklaşmaya başladım. Sahtekâr adam arkamdan hâlâ laf sayıyordu. > Taylan Tavacı-İSTANBUL ------ Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.