Şehitlerimizin kemikleri sızlamasın

A -
A +

İsmini vermek istemeyen bir okurumuz Avrupa Birliği tartışmaları ile eş zamanlı olarak Türkiye politikasını son zamanlarda yakından ilgilendiren bir konuda hassasiyetini dile getirmiş. Türk halkının göğsünü kabartan Milli Futbol Takımı'mızın başarılarının çok önemli olduğunu belirten okurumuz, ancak bu başarının terör örgütü PKK'ya karşı verilen mücadelede şehit düşen ve gazi olan Mehmetçiklerin başarısını gölgelemesinden rahatsız. Özellikle futbolcularımıza Devlet Üstün Madalyası verilmesi gündeme gelince şehit askerlerimizin kemiklerinin sızladığını düşünen okurumuz duygularını şu kelimelerle ifade ediyor: "Şehitler ve geride kalan bu yaralı ve acılı insanlar neden hatırlanmıyor. Binlerce gazimiz var. Kiminin kolu, bacağı yok, kiminin de gözleri... Şehitlerimizi toprağa verirken yalandan bir tören, havaya dört kurşun... iş bitti. Avutucu sözler ve üç ayda bir verilen maaşlar şehit çocuklarının okul masraflarını bile karşılamaya yetmiyor. Sayın Tansu Çiller'in Başbakanlık döneminde bir kanun çıkıyor. Şehit ailelerinin kira bedelleri 20 yıl süre ile devlet tarafından ödenmesi deniliyor. Gidip müracaat ediyorsun rütbe soruyorlar normal onbaşı veya er dediğinde hayır size yok. Bu şehit yavrularımız bizim evlatlarımız değiller mi? Konut kredisi diye birşey var. Ne imiş bir defaya mahsus kullanma hakkı varmış. Şehit ailelerimizin ikinci defa kredi kullanabilmesi için hükümetimiz bu konuya olumlu yaklaşacağına inanıyoruz. Bir ev almak ve yapmak için ne kadar para gerekmektedir. Hükümetimiz tarafından da bilinmektedir. Bir köylü vatandaşımızın oğlu şehit olmuş kimin umurunda. Türkiyemizin il ve ilçelerinde ve köylerinde şehidimiz bulunmaktadır. Yetkililerce bir ziyaret edilip hasta mısın bir sorunun veya bir sıkıntın var mı diye sorulmuş mu? Hayır maalesef. Türkiye Cumhuriyetimizin Sayın Başbakanımız Bülent Ecevit ve yardımcıları Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçelinin bu konularla ilgileneceklerine inanıyorum." Demirköy'de polis halk el ele Kırklareli'nden yazan Türkan Hanım, Demirköy ilçesinde polisi karalama kampanyası başlatıldığını ileri sürerek, bu çabaların halk ve polis bütünleşmesiyle engellendiğini söylüyor. İddialara göre Demirköy'de polis iyi görev yapmıyor ve her geçen gün soygunlar artıyor. Ancak okurumuz, karalama kampanyalarına inat, insanların huzurla işlerine gittiklerini, gece 3.00'te bile sokaklarda rahatlıkla gezebildiği, sıcak havalarda camları açık vaziyette uyuyabildiğini belirtiyor. Gerisini Türkan hanımdan dinleyelim: "28.06.2002'de gerçekleşen huzur toplantısında halkımızla bir araya gelen polisimiz halkın şikayetçi olup olmadıklarını sormasıyla gerçek gün yüzüne çıktı. Hiç kimsenin şikayetinin olmaması ve sorunlarını polisle rahat bir şekilde konuşuyor olabilmeleri, bu küçük kasaba sorunların olmadığının en büyük kanıtıdır. Asparagas haberlere inat huzur toplantısı sona erdiğinde polis ve halk en güzel cevabı vermiş bulunmaktadır." Sağlık Bakanı'ndan ricamız... Bizler DMS sonuçlarına göre 5. grup atanan Bakanlığımızın Döner Sermaye kaynaklı hemşireleriyiz. Bizlerin yeni atanmış olduğu ilçelerin çoğunda eşlerimizin çalıştığı kurumların boş kadrosu bulunmamaktadır. Bu yüzden girişimde bulunduğumuz eş durum tayin dilekçelerimiz "Personel Genel Müdürlüğü"nüzde beklemektedir. Yapılan açıklama ise özlük haklarımızın alt yapısının tayine (eş durumu tayin) uygun olmadığı yönündedir. Sizlerden ricamız, bakanlığınız döneminde takdire şayan görülen hızlı çalışmalarınıza bu mağduriyetlerimizi gidererek devam etmeniz. Biz hemşireler severek yapmış olduğumuz mesleğimize daha sadakatle bağlanacağımızı bilmenizi isteriz. > Vefakar hemşireler Tarım ve Köyişleri Bakanı'nın dikkatine Sayın Bakanım, bizler Manisa ili Selendi ilçesine kayıtlı bir grup çiftçi ailesi olarak şu nedenlerden dolayı mağdur edilmekteyiz: Bizler doğrudan destekleme kapsamında tarlalarımızın miktarını ve ekeceğimiz ürünleri İlçemiz Tarım Müdürlüğü'ne bildirdik. Ancak burada internetteki kimlik bilgileri gibi nedenlerle memur hatası nedeniyel yanlışlık yapıldığı belirtilerek 2001-2002 döneminde ödenmesi gereken ilk taksiti alamamaktayız. Dilekçe ile yeniden başvurmamıza rağmen aradan geçen 6 ay zarfında ne paramızı alabildik, ne de yapılan yanlışlıklar düzeltildi. Tamamen idare hatası olan bu sebeple mağdur edilmekteyiz. Bu nedenle tarlalarımızı ekmekte ve ektiğimiz ürünleri kaldırmakta zorlanmaktayız. Gübre-ilaç gibi maddelerin paralarını ödeyemememiz nedeniyle hacizlerle karşılaşmaktayız. Tarım Bakanımız Sayın Hüsnü Ziya Gökalp'in ilgi ve alakalarını göstereceğini ümit ediyoruz. > Selendi İlçesi mağdur çiftçileri

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.