Türkiye'nin imkanları sınırlı, bütçeden ayrılacak para da belli. Ama bu para, hakkeden vatandaşlara adaletli bir şekilde dağıtılmalı. Sesi çok çıkanları kayırıp, sessiz kalanları görmezden gelmek olacak şey mi? Geçmişte sesi çok çıkan, pazarlık masasına oturan, işi durdurmakla tehdit eden sendikalar iyi para aldılar. Aynı işi yapan, ama sesi çıkmayan memurları kat kat geçtiler. Şimdi aynı yolu memurlar da takip ediyor. Sesi çok çıkan, örgütlü olan, gücünü oya çevirebilen üreticiler de istediklerini alabiliyor. Peki sesi çıkmayan, örgütlü olmayan kesimler ne yapsın? Emeklilerin suskunluğu bu şekilde mi karşılık bulmalı? "Ben emekli bir ilaç pazarlamacısıyım. Öncekilerin gitmesini, hak-hukuk-adalet getireceğine inandığım yeni ekibin gelmesini çok istedim, bunun için çalıştım. Ama bakıyorum da, yine sesi çok çıkanlar kayrılıyor, sessiz kalanlara aynı özen gösterilmiyor. Memurlara zam yapıldı, ilave olarak 160 YTL verildi, sonra tekrar 40+40 verildi. Ama emeklinin TÜFE farkı mahkemelik oldu. Mahkemeye giden vatandaşlar aldı. Yüksek yargıya gidildi, karar emeklinin lehine geldi, ama yine temyiz edildi, yine ödenecek dendi. Kaç ay geçti, ses seda yok... Vergi iadesi uygulaması kaldırıldı. Ben vergi iadesi olarak senede 274 YTL alıyordum. Aylığa bölündü, %4 olarak ilan edildi; benim maaşım 500 YTL, bu hesaba göre aldığım para 240 YTL oluyor. Peki bana daha önce ödenen 34 YTL ne oldu? Bize %3 zam vererek bir daha üzdünüz. 500 YTL ile nasıl geçindiğimizi hiç düşündünüz mü? Kira mı verelim; su, elektrik, doğalgaz, telefon parasını mı ödeyelim? Hayatımızı nasıl idame ettirelim? Sayın Bakan kimsenin hakkını yedirmeyeceğini söylemişti. Emeklinin bu hakkı ne olacak? Hakkımızı almak için biz de sokaklara mı dökülelim?" Birçok emekliden benzer şikayetler ve tepkiler gelmekte. Bu büyük kitle, sesleri çıkmıyor diye diğer kesimlerden farklı tutulmamalı. Sesi çıkanlara bütçeden aktarılan imkanların aynısı bu vatandaşlara da verilmelidir. Kimsesizlerin kimsesi, sessizlerin sesi, mağdurların savunucusu olmak gerekir. Özellikle sefalet içinde yaşayan insanlara karşı biraz daha duyarlı olmak ve el atmak gerekmez mi? > Eğitimi kolaylaştıramaz mısınız? Milli Eğitim Bakanlığı'na; Kızım 1. sınıfa yeni başladı. Müfredatta yapılan değişiklik gereği, el yazısıyla yazıyorlar. Çocuk yapamıyor, eve geliyor bizden yardım istiyor. Ben de el yazısı bilmiyorum ki çocuğa yardımcı olayım. Ailesi olarak bizler yardımcı olamadığımızdan dolayı çocuğun psikolojisi bozuluyor. Bu durum da daha şimdiden çocuğun başarısını etkilemiş durumda. Bu konuya mutlaka bir çözüm bulunmalıdır.Ayrıca, birinci sınıflarda ders saati beşe indirilemez mi? Miniklere bu kadar yüklenmek doğru mu? > Bir veli > Teşekkürler Büyükşehir Belediyesi... Okulların açılması ile birlikte İstanbul'da alınan olağanüstü trafik tedbirleri için Büyükşehir Belediyesi'ne ve bu konuda aktif görev alan bütün ilgililere teşekkür ediyorum. E-5'te trafik sıkışıklığı olmadı. Özellikle duraklarda görev yapan zabıta elemanları sayesinde duraklar minibüsler tarafından işgal edilmedi. Dolayısıyla trafik akışı iyi idi. Daha da önemlisi, durakta beklerken minibüs klaksonları ile rahatsız edilmedik. Bu uygulamanın sürekli devam etmesini istiyoruz. > H. Türkoğlu - Bahçelievler > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00