"Sigarayı nasıl bıraktım?"

A -
A +

Gençlerin sigara, içki ve uyuşturucuya başlama yaşlarının hayli düştüğü söyleniyor. Özellikle uyuşturucu alışkanlığının korkunç boyutlara geldiği belirtiliyor. Kötü alışkanlıklarla mücadele için kurulmuş Yeşilay Cemiyeti'nin, bu nazik dönemde bir silkiniş göstermesi biraz teselli verse de, bu tehlikeli gidişe engel olmak için herkesin mücadele etmesi gerektiği ortadadır. Gençleri kötü alışkanlıklardan vazgeçirmenin de çeşitli yolları bulunmakta. Okuyucumuz H. Hilmi Levent'in bizzat yaşadığı ise en etkileyici örnek olsa gerek: "Okulu bitirir bitirmez arkadaşlarım, elime bir sigara tutuşturarak 'Yak yahu bir taneden ne olacak, tadına bakarsın...' demesiyle sigaraya başladım. Yirmi küsur sene içerisinde içmediğim marka sigara, bir ara pipo da dahil olmak üzere kalmadı. Günde iki paket benim için vız geliyordu. 1967 senesi... İzmit'te görevimi yapmaktayım. Yazıişlerini yürütebilecek becerikli Necip Erkuran isminde bir çavuşumuz vardı, onu bu işe vermiştik. Bütün yazışmalar tarafımdan yapıldığı için aynı büroda çalışan iki kişi gibiydik. Bir gün sabahleyin yazıhaneye girdiğimde, Necip'in müthiş bir öksürükle sarsıldığını gördüm. Baktım masada bir paket asker sigarası ve üzerinde o zaman meşhur olan bir muhtar çakmağı. 'Necip, şu zıkkımı biraz az içsen olmaz mı evladım?' dedim. Bana bir tokat gibi; 'Ama komutanım siz de içiyorsunuz' demez mi? Nereden geldi nasıl oldu aklıma, posta olarak görevli er Mehmet'e seslenerek çağırdım. İçeri girdi, masada duran Necip'in sigarasıyla çakmağını aldım, cebimden de kendi sigaramla çakmağımı çıkararak bunları almasını istedim. 'Bizim için sigaraları iç, çakmakları da kullan' dedim. Necip'le biz bu andan itibaren sigarayı bıraktık... Tayinim dolayısıyla ancak onunla bir iki ay kalabildim. O müddet içerisinde ne ben içtim ne de Necip Çavuş. Tayin olduğum yerden, arkadaşlardan gelen mektuplardan, terhis oluncaya kadar Necip'in de sigara içmediğini öğrendim. Hâlâ etkisini gördüğüm sigarayı tam zamanında bırakmış olduğumu doktorlar söylüyor. İnşallah Necip de bir daha ağzına almamıştır. Nefsini yenen şeytanı yener. Gelin benim gibi nefsinize gem vurun. İnanın ondan sonra her bakımdan otuz beş yaşına indim. Bugün 81 yaşındayım çok şükür." Bazı zararlı alışkanlıklardan kurtulmanın en iyi yolu, tecrübelerden gerekli dersleri almak ve onları uygulamaktır. Umarım gençler bunu kullanır... > Trafik kazalarını önlemenin yolu Bir polis, ne zemen milletvekili veya bakanlara, yaptıkları yanlışlardan dolayı ceza yazarsa; adam kayırma biterse, sarhoş sürücünün ehliyetine el konursa, devamlı çizgide araç sollayanın ve kırmızı ışıkta geçenin ehliyeti en az bir ay alınırsa o zaman trafik kazaları azalır. Karda, yağmurda, puslu havada, rüzgarda nasıl araç kullanılacağını bilmeden, cezalar ne kadar artırılırsa artırılsın, trafik kazalarını önleyemeyiz. Almanya'da hız limiti 50 olan yolda 81 km ile gittim diye; ehliyetime bir ay el kondu, 150 euro da ceza verdik. Ülkemizde hız limiti 50 olan yollarda 50 km ile giden hiç var mı? Trafik kazalarını önlemek için başka şeye gerek yok, sadece kanunları tatbik edelim, kurallara uyalım, bu iş için gereken eğitimi verelim yeter... > Günay İnsaf-ORDU > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.