YÖK Başkanlığı'na; Kendimi bildim bileli sınava giriyorum. Düz lise mezunuyum. Zaten 3 yıl sınıf geçmek için uğraşıyorsun. Boş dersleri doldurmak için gönderilen emekli öğretmenler (en az 60 yaş), verilmeye veya öğrenci tarafından öğrenilmeye çalışılan önemli ya da önemsiz bilgiler... Lise bitiyor, bir meslek yok. ÖSS'ye girip üniversite kazanman için gerekli puanı alıyorsun, YÖK tarafından yerleştiriliyorsun. Temel yok, ezbere dayanan eğitim sistemiyle ancak 2 yıllık bir bölüm kazandım, o da özel dersanenin katkısıyla... Üniversiteye başladım, KTÜ İşletmecilik Bölümü 2001-2002 yılı mezunuyum. Onur öğrencisi olarak bitirdim üniversiteyi. 4 yıllığa geçmek istiyordum. Önceden okulun başarılı öğrencileri sınavsız geçiyordu. Fakat artık o da sınavla. Sınav sistemi de çok enteresan. 2 yıl boyunca bölüm derslerini görüyorsun, DGS'ye (Dikey Geçiş Sınavı) ise, tekrar lise bilgileri soruluyor. Yine Ahmet'in parasının bilmem kaçtan kaçı, ya da dolan-boşalan havuzlar... Zaten bunlar ÖSS'de sorulmamış mıydı? Bunları bilmeyen ÖSS'de elenmiyor muydu? DGS'de tekrar bunları sormanın anlamı ne? Zaten bu işlerde torpil çok dönüyor. 5 yıl önce mezun olanlar bu sınava girebiliyor. Herkesin 3 defa bu sınava girme hakkı var. DGS'de 2 yıldır gördüğümüz alan derslerinden sorsunlar, başarılı öğrencilere sınavsız geçiş hakkı versinler ya da istifa etmeyi öğrensinler... 4 yıllığı bitirdiğimizde de iş imkanı yok. Tekrar işçilik veya memurluk sınavlarını bekleyeceğiz. Girip kazansak da yerleştirilmeyi bekleyeceğiz. Eğer gençlere, beyin gücüne değer verilmeyecekse, biz de başka ülkelere gidelim. > Sezen Özen - İSTANBUL Olan yine vatandaşa oluyor İçişleri Bakanlığı'na; Önceleri, Kaymakam Vekilliği'ne, o ilçede bulunan diğer daire amirleri bakıyordu. Şimdi ise komşu ilçe kaymakamları bakıyor. Bu uygulama yüzünden acil işler aksıyor. Bazen bir kaymakamın 3 ilçeye birden baktığı da oluyor, acil yazılar da beklemede. Vatandaş ilaç alacak, bekliyor; Yeşil Kart alacak, bekliyor... Diğer daire amirlerinin direkt yazı yazma yetkileri yok. İşler aksıyor, yığılıp kalıyor. İlçeler arası mesafe bazen 100 kilometreyi geçiyor. Harcanan benzine, yolluğa yazık değil mi? Bir imza için ilçeye gelen köylü vatandaş, günlerce Kaymakam'ın gelmesini bekliyor. Otel parası, diğer masraflar bu yoksul halk için zulüm değil mi? Bir hasta günlerce Kaymakam bekler mi? Daire amirleri ilçeyi iyi tanıyor, bu avantaj da vatandaşın işlerinin kolaylaşmasına yolaçıyor. Eski uygulamanın olmasını istiyoruz. 3 ilçeyi dolaşmakla bu iş yürümüyor... > Mağdur olan vatandaşlar Bu kadar kesinti vicdanınıza sığıyor mu? Bağ-Kur Genel Müdürlüğü'ne; Ben bir Bağ-Kur emeklisiyim. Günümüz şartlarında çok komik denebilecek bir maaş, 150 milyon alıyorum. Ama yetkililer bunu da çok görüyorlar anlaşılan ki, geçen ay 102 milyon maaş verdiler. Maaşın üçte birini ne için kestiler, anlamış değilim. Biz emekliler, üç-beş kuruş zam beklerken, neredeyse maaşlarımızın hepsine el konacak. Bu tür uygulamalar vicdanları rahatsız etmiyor mu? > İbrahim Mercan - İSTANBUL Ne olacak şimdi bize? Milli Eğitim Bakanlığı'na; Sürücü Kursları Sınavları Milli Eğitim Bakanlığı'nın uhdesine alındı. Herşey yerellere devredilirken, bu merkeziyetçilik merakı neden? Bizler teorik dersleri gördük, direksiyon dersi gördük, kurs parası verdik, harçlar yattı... Bu iş için ödediğimiz toplam 300 milyon civarında paramız yandı. Çünkü bir kısmımız belirtilen yeni tarihte bu sınava giremeyeceğiz. Bir kısmımız yazın memleketimizde bu kursa katıldık, 5 Ekimdeki sınava da memleketimizde girecek şekilde kendimizi ayarlamıştık. Sonra bazılarımız askerlik görevi için, kimimiz de üniversite öğrenimimiz için Van'a, Hakkari'ye, Erzurum'a veya yurdun başka uzak köşelerine gittik. 19 Ekim'de Edirne, Çanakkale veya başka uzak illerde yapılacak sınava girmemiz mümkün mü? Şartlar uygunsa bile onca masrafı kaçımız karşılayabilir? Bizim mağduriyetimiz ne olacak? Bakanlığın göndereceği bir yazıyla sınavları ertelemek o kadar mı kolay? Gerekçe de ilginç; yetişmemiş. İki ayda bir Türkiye genelinde yapılan sınavı Ankara'da idare ederseniz tabii ki yetişmez. 100 bin kişi başvurmuş, hani toplanan paralar (15 bin x100 bin)? Önümüzdeki Aralık sınavı, sonraki Şubat sınavı da böyle olacak. Ocak'tan sonra tüm vergi ve harçlar belki de %100 zamlanacak. Yine biz vatandaşlar soyulacağız. Bakanlığın taşrada kolları yok mu? Onlar bu işi başaramıyor mu, üniversite sınavı değil ki, senede bir defa olsun. Yine 15 milyonumuzu siz alın, ama bizi mağdur etmeyin. Herşeyi merkeze bağlamakla, işleri merkezden idare etmekle mi Avrupa Birliği'ne gireceğiz? Mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz! > Mağdur Kursiyerler