Siyanürle altın üretmek tehlikeli mi?

A -
A +

Dünyada bugün en yaygın kullanılan altın üretimi tekniği siyanürlü tekniktir. Zira diğer tekniklerden, cevherin ihtiva ettiği altının en çok % 75'i kazanılabilir. Bu teknik 1890 sonrası G. Afrika'da geliştirilmiş ve altın üretiminde devrim niteliğinde olmuştur. Cevherin ihtiva ettiği bütün altını kayıpsız kazanmak için, halen siyanür tekniğinden daha iyi bir teknik geliştirilememiştir. Siyanür asidinin 50 miligramı, sodyum siyanürün 100 miligramı insanı öldürebilir. Atık sular, litresinde 0.1 miligram üzerinde siyanür ihtiva ederse, balıkları ve çoğu su canlılarını öldürdüğü bilindiğinden, çoğu çevreci kuruluşlar ve kamuoyu siyanürlü altın üretimine karşıdır. Bu tepki ve hassasiyet haksız değildir. Ancak dünyanın her yerinde, özellikle G. Afrika Cumhuriyeti'nin 5 milyon nüfuslu Johannesburg şehrinin şehir merkezinde onlarca altın üretim tesisi, siyanür tekniği ile altın üretmektedir. Altın üretim tesislerinde, kuru cevher kırma ve mekanik ayıklamadan sonra, yaklaşık % 20'ye indirilen altın cevherinin kuru tonu başına 1 kilogram sönmemiş kireç (kalsiyum oksit) eklenir. Suyla ıslak öğütülerek, 100 mikrometre altına indirildikten sonra çalkalayıcı ile işlem sonucu çamurdaki katı cevherin de % 50'si atıldır. Sulu çamurdaki altını bağlamak için kuru ton cevher başına 150 gram sodyum siyanür katılır. Çevre kirliliği ve muhtemel bir depremde, yer altı sularına karışmasından korkulursa, tekrar çevrime göndermek amacıyla, içinde kalan çamur çinko ve kurşunun çökmesi için, özel havuzlarda bekletilen siyanürlü çözeltideki bütün siyanür, yine ucuz olan sodyum hipokloritin (bildiğimiz çamaşır suyu) biraz fazlasının eklenmesi ile azot haline çevrilerek, zararsız hale getirilebilir. Siyanürlenmiş çamurlu cevher atığı, bazik kaldığı sürece siyanür asidini çevreye salmaz. Bu kuşkudan kurtulmak için de, atığa çamaşır suyu veya sodyum sülfit eklenebilir. Daha korkulursa, ozon veya hidrojen peroksitle de siyanür parçalanarak uzaklaştırılabilir. Ülkemizde genellikle ton başına 3-5 gram altın ihtiva eden birçok altın maden alanı tespit edilmiş ve rezervleri belirlenmiştir. Gümüş üretimi de bir tesisimizde yıllardan beri siyanür tekniği ile yapılmaktadır. Altın ülkemizde ziynet olarak çok satın alınan tek metaldir. Döviz sıkıntısında bile döviz ödeyerek, ithal ediyoruz. Kendi altınımız maden yatağında atıl beklerken, biz ekonomik krizler yaşıyoruz. Yukarıdaki bilimsel gerçeklere rağmen, sözde kendini bilim adamı sayan profesörlerimiz "siyanürle altın üretimi tehlikelidir" diye rapor verebiliyor ve bu raporlar ışığında bazı hakim ve mahkemelerimiz "üretim durdurulsun" diye karar verebiliyor. Sonra da kimimiz çıkıyor ve " yabancı vakıflar altın üretimimizi engelliyor" diye ahkam kesiyor. Hiç kimseyi suçlamadan ülkemiz kaynaklarını en iyi ve verimli şekilde değerlendirmeliyiz. Ülkemiz petrol ve doğalgaz fakiridir. Umut Işıklı Vatandaşın parasına ne hakla el koyarlar? Bankacılık kanununa göre, 10 yıl işlem görmemiş hesaplardaki paralara unutulmuş paralar gözüyle bakılıyor ve TMSF tarafından el konuyor. Zaman aşımı gerekçe gösteriliyor. Bunun için haberler çıktı, ilan edildi. Vatandaşın parasına el koymak hukukla bağdaşmaz. Bu paraların size ne zararı var? Köyde olan, yurt dışında olan, hasta olan vatandaşlar olabilir. En azından adreslerine tebligat yapılması gerekmez mi? 249 bin 455 hesaptaki el konacak paranın miktarını da övünürcesine söylüyorlar. Hukukla bağdaşmayan bu tasarrufa son verilmelidir. Bankalarda unutulan paranın sorgulanabildiği, TMSF'ye ait bir link vardı. Süre bitimine 4 gün kala bu link kapatıldı. İlgili yönetmeliğin 8. maddesi gerekçe gösteriliyor. Nereden bakarsanız bakın, hukukla, çağımızın anlayışıyla bağdaşmayan bir tasarruf... Bir vatandaş Suriye'de Türkmen aydınlarının tamamı tutuklandı Suriye'de 15/03/2011 tarihinde başlayan ve bugüne kadar şiddetlenerek devam eden olaylarda, biz Lazkiye Türkleri olarak tarafsızlığımızı korumuştuk ve muhalefetle hareke etmedik. Ülkenin çıkarlarını göz önünde tutarak, olaylara karışmamaya çalıştık. Ancak ateş bize de sıçrayınca, kendimizi savunmak maksadıyla 7/05/2011 tarihinde kendi mahallemizde gösteri yapmaya çalıştık. Çete kılığına girmiş istihbaratçılar eylemimizi bastılar ve bizi korkutmak maksadıyla, havaya ateş açtılar. Gösteri dağıldıktan sonra, ertesi gün yaklaşık 130 kişi tutuklandı. 10.05.2011 günü itibariyle, Suriye'de üniversite mezunu ne kadar aydınımız varsa, hepsi tutuklandı. Tabii ki Türk Mahallesi'nde tutuklandılar. O kişiler şu an sorgu altında, çeşitli işkenceler görmektedirler. Sıkı yönetim kalktıktan sonra tutuklama şu şekilde yapılıyor; Sorgulanan kişi 3 gün güya soruşturma amaçlı nezarethanede tutuluyor. Daha sonra yalancı iki şahit bulunarak istedikleri cezayı veriyorlar. Bunun için, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Halkının arkamızda durmasını bekliyoruz. Bir an önce katliamın durdurulması ve tutukluların serbest bırakılması için müdahale etmenizi bekliyoruz. Humus'ta da, Türklerin yaşadığı mahalleye tanklar ve helikopterler ile askerî müdahale yapıldığı ve yaralılar olduğu haberi geldi, ondan sonrada haber alınamadı. Suriyeli bir Türkmen > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.