Son faciayla ortaya çıkan gerçekler

A -
A +

Son yıllarda yaşadığımız büyük depremlerden, felaketlerden birçok bakımdan ders çıkardığımız ve hazırlıklı hale geldiğimiz söylenmişti. Artık arama-kurtarma ekiplerimiz hazır ve en kısa zamanda müdahale edebiliyordu, her ilde felaketler için hazırlıklı görevliler belirlenmişti... İnşaatlar da depremden alınan derslerle bir daha gözden geçirilmişti. Bunlar ve benzerleri defalarca anlatıldı... Ama Konya'da çöken bir binayla hayal âleminden uyandık. Fazla bir hazırlığın yapılmadığı, bu işle görevli ekiplerin hantallıktan kurtulmadığı, onca yılı boşa geçirdiğimizi acıyla öğrendik. Sadece işin makyajıyla uğraşıldığı, temellere inilmediği gün yüzüne çıktı... Tüketiciler Birliği Konya Şubesi Başkanı Kemal Özer'in belirttiklerine katılmamak mümkün mü? "Konya'nın merkez ilçesi Selçulu'da yöneticilerin ve insanların vurdumduymaylığı nedeniyle meydana gelen facia sonrasında skandallar yaşanmaya başlandı. Olay sonrasında Tarım Bakanı Konya Valisi, Büyükşehir Belediye Başkanı ve Selçuklu Belediye Başkanı olay yerine hemen intikal ettiler. İntikal ettiler de ne oldu? Karayolu ile 2 saat helikopterle 30 dakika olan Ankara'dan ancak 5-6 saat sonra ekipler gelebildi. 19-20 saat sonra binanın sadece 3-4 katına ulaşılabilmişti... Kısaca belirtecek olursak; Koordinasyonsuzluk hat safhadaydı. Ekipman yetersizliği açıkça ortadaydı. Kriz masası zamanında kurulamadı. Çevre illerden gelen Acil Kurtarma Ekipleri zamanında ve hızlı olarak olay mahalline ulaştırılamadı. Konya'da "Acil Kurtarma" ekibinin olmaması büyük bir ihmal olarak gözler önüne serildi. Olay yeri zamanında aydınlatılamadı, elektrik kurumunun ve itfaiyenin ne denli yetersiz ve donanımsız olduğu bir kez daha gözler önüne serildi. İnsanların olay mahalline kolayca girebiliyor olması yeni facialara davetiiye çıkardı. Denetimlerin yetersizliği ortaya çıktı. Karakollarda ve Muhtarda bulunan hatta Türk Telekom telefon kayıtlarında dahi bulunan bina sakinlerinin listesine onca zaman ulaşılamaması ve daha bir sürü eksiklik..." Hâlâ köklü tedbirler alınamadı. Vatandaşı canından bezdiren bürokratik formalitelere rağmen; vatandaşa can güvenliği sağlayacak noktaya gelinemedi. Binanın bütün formalitelerinin tamam olduğuna emin olabilirsiniz, bütün imzalar ve onaylar eksiksizdir. Buna rağmen eksik kullanılan çimento, demir, kalitesiz ve eksik diğer malzemeler görülmemiştir. Sorumsuzluklar zinciri onca canımıza mal olmuştur. Yine her zamanki gibi, yetkililerden 'cek'li 'cak'lı nutuklar, her şeyi yaptıklarını belirten açıklamalar duyduk, duyacağız. Çöken bir binayla baş edemedik, altında kaldık; Allah büyük felaketlerden korusun... Hakemlerimiz çok hata yapıyor 72 yaşındayım. Çocukluğumdan beri sporseverim. 35 sene Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde işçi olarak çalıştım. O zamanlarda da Türk sporunu takip etmeyi ihmal etmedim. Hakemlerimize yurt dışında gerektiği gibi görev verilmiyor. Belçika'da ayda bir yayınlanan Foto Spor dergisi var. Bu dergi Avrupa'daki bütün sporu inceler, oyuncuları ele alır. Bu dergide hemen hemen her hafta Türk hakemlerinin yaptıkları hatalara yer verilir. Bu eleştirilere hak vermemek mümkün değil... Türk futboluna bunca zarar veren bazı hakemlere Avrupa'da görev verilirse gülünç duruma düşeriz. Hakemlerimiz, spor yazarları adeta söz birliği etmişçesine üç büyükler için çalışır. Anadolu takımları yok sayılır... Bu anlayışın Türk sporuna büyük zarar verdiğine ve birçok başarıyı engellediğine inanıyorum... Ahmet Koç-MALATYA

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.