Sorumlu kimse ödesin

Ben küçük bir esnafım. 17 Ağustos depreminden sonra bağlı olduğum kuruluştan Halk Bankası kanalı ile kredi aldım. Bu ana kadar borç taksitlerimi aksatmadan zamanında ödedim. Kuruluşum ve bankam ile hiçbir problemim olmadı. Şimdi problem yaşanacak duruma getirildim. Depremden sonra zorla ayakta tutunmaktayım, esnafın çoğu da aynı durumdadır. Aldığımız malı satamadığımız gibi, çek ve senetlerimizi de ödeyemez duruma geldik. Bu durumdan rahatsızlık duyuyorum. Çünkü işyeri masrafları ve vergiler yeteri kadar belimizi büküyor. Bunlar azmış gibi banka faizleri de %40'lardan %250'lere çıkarılıyor. Ay sonuna kadar alınan kredinin tamamı ödenmezse %250 oranında faiz uygulanacağı belirtiliyor. Bu hangi adalet ilkesiyle bağdaşıyor, anlamakta güçlük çekiyoruz. Çünkü bu ekonomik çöküntünün muhatabı ve sorumlusu ben ve benim gibiler değildir. Dış ülkelerden alınan krediler ülkenin refahı için kullanılmalıydı. Zaten bunun için alınmadı mı? Üretimi arttırmak, işsizliği önlemek, ekonomiyi düze çıkarmak için değil miydi? Ne oldu da üretim durdu, işsizlik arttı, ekonomi dibe vurdu? Sonra yükü bize çıkardınız. Bankaları biz batırmadık, hazinenin parasını biz almadık, alanlara ve batıranlara da kefil olmadık ki onlardan doğacak borçları ödeyelim. Anayasanın hangi maddesinde "hırsız ve vurguncuların borcunu namuslu ve dürüst vatandaş öder" diye yazıyor? Yetkililere sesleniyorum, vicdanınızın sesini dinleyip durumu düzeltin, adaleti yerine getirin. "Adalet mülkün temelidir" sözü nerede kaldı? Böyle giderse adalet de mülk de zarar görecektir. Bu işlerin sorumluları her kim ise bu borçları ödeyip, ülkeyi rahatlatsın. Bu bir vicdan borcudur. Bana gelince, benim kefil olmadığım bir borcu dolaylı olarak benden almak adalet ilkeleriyle bağdaşmaz. Ben borcunu bilen, sadık bir vatandaşım. Zamanı gelince, önceki taksitlerim kadar ödeme yapacağım. Banka almazsa, gerisini kendileri düşünsün. Çünkü hakkımı ülke içinde yargı yoluyla arayacağım, olmazsa ülke sınırları dışında yargı yoluyla hakkımı arayacağım. Yetkililerin bu işle yakından ilgilenerek, durumu düzelteceklerini umuyorum. ¥ Nizamettin Cevindil - Sapanca Ülkemiz kan kaybetmiştir Uygulanan yanlış politikalar, üst üste gelen sıkandallar yüzünden ülkemiz kan kaybetti, gerilere gittik. Paramız %50 değer kaybetmiştir. Vergileri ve piyasadaki pahalılığı arttırmak marifet zannediliyor. Vergi kaçıranlar, sigorta primlerini yatırmayanlar Amerika ve İngiltere'de yaşıyor. Bunu bilen üst bürokratlar ellerini bile kıpırdatmıyor. Vergiler çok arttırıldı, iflaslar çoğaldı, ünlü firmalar bile zor duruma düşürüldü. 11 senedir Yumurtalık Boru Hattı kapalıdır, bu yüzden trilyonlara varan zarar, gün geçtikçe büyüyor. Bir an evvel ambargoyu desteklemekten vazgeçilmeli, ya da tazminat alınmalıdır. Faturayı bizlere yansıtmaktan vazgeçilmelidir. Beyler artık kendinize gelin. Sizler bu politikaya devam ettiğiniz sürece zenginin ekmeğine yağ sürüyorsunuz. Bugün dolar ne kadar biliyor musunuz? Bir de sizin koalisyon hükümetinize güvenmemizi istiyorsunuz, hayır bu böyle devam edemez, çünkü olan tarım ürünlerini bile ithal ettiniz. Üstelik "tasarruf edin" diyorsunuz, sizin milletvekilleri Küba'ya, Başbakan Kıbrıs'a gider, ceremesini bizler çekeriz. Bırakın onu, Başbakanlığın arkasında 500'e yakın lüks araba vardır, bizler ekonomik sıkıntıyı yaşarken sizler lüks otellerde keyif yapıyorsunuz, hiç canınız sıkılmıyor mu? Sizlerin hatalarınızı bizler ödedik, nasıl mı? İşten çıkarılarak. Yatırımlar da durmuştur. Olan fabrikalar bile kapanma durumuna geldi. Avrupa ülkelerinde gıdaya zam yapılmaz, işte Fransa'da ekmeğe zam yapıldığında ayaklanma olmuştur. Çiftçiler ayaklandı, burada ise gıdadan bile ağır vergi alınır. Hiç olmazsa bizlerden alınan vergileri azaltın. En çok vergi alınan ülke Türkiye'dir. Dünyanın hiçbir yerinde bu görülmemiştir.¥ Ahsen Demirtaş NOT: Bütün okuyucularımın Kurban Bayramlarını tebrik eder, bayramın bizler ve Türkiye için yeni bir başlangıç olmasını dilerim...