Sosyal Güvenlik Reformu zararlı mıydı?

A -
A +

Bilindiği gibi, Sosyal Güvenlik Sistemimiz üç kurumdan oluşuyor; Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK), Bağ-Kur ve Emekli Sandığı... İşçi kesimi SSK bünyesinde toplanıyor, esnaf kesimi de Bağ-Kur'lu. Üreten, hem kendi sosyal kurumlarını, hem de verdikleri vergilerle devlet hazinesini ayakta tutan bu iki kesim, yaklaşık olarak vatandaşların %82'sini oluşturuyor. Devleti yönetenler, devlette söz sahibi olanlar, yani memurlar da Emekli Sandığı bünyesinde toplanmış. Bu yapılanma şekli birçok eşitsizliği ve tartışmayı da beraberinde getirmiş. Karar vericiler hep kendilerini kayırmış, diğerleri üvey evlat muamelesi görmüş. Mesela, devlete ait sağlık tesislerinin tamamı ve üniversite hastaneleri Emekli Sandığı mensuplarına açık iken, SSK mensubu vatandaşlar (ki bu kesim toplumun %50'sinden fazla) çok az sayıdaki SSK Hastanesinde sürünmek zorunda bırakılmış. Miting meydanını andıran SSK Hastanelerinde dramlar birbirini izliyordu. Bu kesimlerin vergileriyle yapılmış çok sayıdaki devlet hastanelerine SSK'lı vatandaş kolay kolay gidemezdi... Diğer kesimler her eczaneden istedikleri ilaçları alabiliyor iken, yine SSK'lı vatandaşlar günlerce ilaç kuyruklarında süründürülüyordu. Şimdiki Hükümet bu haksızlığa ve zulme son vererek, bütün hastaneleri diğer kesimlere de açtı, ilaç alımındaki saçmalık da bitirildi, gariban vatandaşın hayır duasını aldı. Eşitsizlikler bununla bitmiyor; alınan maaşlarda da uçuk farklar bulunmakta. Aslan payı yine Emekli Sandığı mensuplarına verilmiş. Sosyal güvenlik açığı da günden güne artıyor, ürkütücü noktalara tırmanıyor. Hazineden karşılanmak zorunda kalan bu kurumların 2006 yılındaki açığı 17 milyar YTL iken, 2007 yılı için bu açığın 23.3 milyar YTL olacağı hesaplanıyor. Bunun da 9 milyar 503 milyon YTL'lik kısmı, mensupları toplumun %18'lik kesimini oluşturan Emekli Sandığı'na; 8 milyar 690 milyonluk kısım da toplumun %50'den fazlasını bünyesinde barındıran SSK'ya gidecek... Bütün bu açığın, bu eşitsizliklerin şimdiki sistemle giderilmesi mümkün olmayınca, yeni bir yapılanma, "Sosyal Güvenlikte Reform" ihtiyacı duyuldu. Devletin bütün kesimleriyle, bu işin ilgilileri, tarafları ve uzmanlarıyla uzun bir çalışma yapıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu'nun da sıkı takibiyle sonuca varıldı. Bu üç sosyal güvenlik kurumunun tek çatı altında toplanması, emeklilik yaşının büyütülmesi ve başka bir dizi reformu içine alan kanun Meclis'ten geçirilerek Cumhurbaşkanı'na gönderildi. Cumhurbaşkanı da bu kanunun bazı maddelerini iptal edilmesi istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne gönderdi. Mahkeme de kararını verdi, işçilerle ilgili tedbirleri yerinde gördü ama memurları ilgilendiren bazı kısımları iptal etti... Günlerdir arayan birçok vatandaş soruyor; "memurlar lehine olan eşitsizlikler hep devam mı edecek; memur 40 yaşında, işçi 60 yaşında mı emekli olacak; Anayasanın eşitlik ilkesi unutuldu mu" diye... Devletin hazineden aktardığı oranlar da gözönünde bulundurulunca, bütün fedakârlığın bazı kesimlere yüklenir görünmesi vatandaşı hiç memnun etmiyor... > Teşekkürler Vestel Yaklaşık 2 yıl önce aldığım Vestel marka buzdolabımda bir süredir yaşadığımız mağduriyetimiz, dolabın yenisi ile değiştirilmesi suretiyle giderildi. Müşteri memnuniyetindeki hassasiyetleri sebebiyle Vestel yetkililerine teşekkür ediyorum. > Hüseyin Türkoğlu - YENİBOSNA > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.