Sosyal Güvenlik Tam Otomasyon Projesi

A -
A +

Bağ-Kur Genel Müdürlüğü, 10 Ağustos 2001 tarihli gazetemizin bu köşesinde "Bu parayı vermek zorunda mıyım?" başlığı altında yayınlanan okuyucu mektubu ile ilgili olarak bir açıklama gönderdi. Genel Müdür Av. Ferhan Kaptan imzasıyla gönderilen açıklama şöyle: Bağ-Kur sigortalılarının nüfus, adres ve diğer bilgilerinin güncelleştirilmesi bugüne kadar mümkün olamamış, bu konuda gösterilen tüm çabalar sonuçsuz kalmıştır. Bu durum, sigortalıların bilgilendirilmesi amacıyla yapılan tebligatların, ilgililerin eline geçmemesine, dolayısıyla sigortalı ve hak sahiplerinin hak kayıplarına neden olmaktadır. Ayrıca, sigortalıların kayıt ve tescil, sağlık sigortası ve emeklilik işlemlerinde nüfus müdürlüklerinden, diğer sosyal güvenlik kurumlarından, vergi daireleri ve meslek kuruluşlarından yasal zorunluluk gereği sürekli belge istenilmekte, bu nedenle de sigortalı ve hak sahiplerine sunulacak hizmetlerin gecikmesi ve ilgililerin zaman kaybı da söz konusu olmaktadır. Yukarıda ifade edilen olumsuzlukların bertaraf edilebilmesini teminen başlatılan bu çalışmaların amacı, Bağ-Kur sigortalıları ve emeklileri ile bunların aile fertlerinin kurumumuz ile ilişkilerini kolaylaştıracak olan "Sosyal Güvenlik Tam Otomasyon Projesi" çerçevesinde bilgisayarda kayıtlı bulunan ve dosyalarda mevcut olan bilgilerin güncelleştirilmesine yöneliktir. Söz konusu proje çerçevesinde, sigortalı ve hak sahiplerinin, emeklilerin eksik ya da yanlış olan nüfus, adres, sosyal güvenlik kurumları ile ilişki, fiziksel engelli veya malullük durumu gibi temel bilgilerine ulaşılmış olunacaktır. Böylece sağlık karnesi almak veya mevcut sağlık karnesini vize yaptırmak isteyen hak sahiplerinden vukuatlı nüfus kayıt örneği, yine ölüm aylığı alan hak sahiplerinden yılda bir defa vukuatlı nüfus kayıt örneği, öğrenci belgesi, ikametgah ilmühaberi gibi belgelerin istenilmesine gerek kalmayacak ve bu formlar aracılığıyla derlenen bilgiler, bilgisayar ortamında sürekli güncelleştirilerek iş ve işlem kolaylığı sağlanmış ve sigortalı mağduriyetleri de asgariye indirilmiş olacaktır. Bu uygulamanın başarılı olabilmesi için yazınızda adı geçen sigortalımız da dahil olmak üzere tüm sigortalılarımız tarafından bu formların alınarak dikkatle doldurulduktan sonra kuruma iade edilmesi gerekmektedir. Devlet, ne zaman bize sahip çıkacak? Bizler, devletin birçok kademelerinde görev yapan "Yüksek okul mezunu" memurlarız. Maaşlarımız değil bir aileyi geçindirmek, tek bir kişiyi idare etmeye dahi yetmemektedir. 2/3. derecede bir memur olarak aldığımız maaş 267.700.000 TL.'dır. Devlet memurları bu kadar düşük maaş almamalı, maaşlar dengeli ve adaletli olmalı; sadece derece, kademe ve kıdem esas alınmalı. Devlet memurları olarak çok zor durumdayız. Borçlarımızı ödeyemiyoruz. Döviz bazından yaptığımız borçlar ve kredi kartlarımızdan yaptığımız harcamaların altından kalkamaz hale geldik. Mağdur ve perişan hale düştük. Geçmişteki hükümetler zaman zaman memurları rahatlatıcı kararlar alırlardı, şimdi ise bir işaret görülmüyor. Aile yardımı, çocuk yardımı, kira yardımı çok gülünç rakkamlara düştü. Söz gelimi, kira yardımı 200 bin TL'dır. Vergi iadesi de cazip olmaktan çoktan çıktı. Memurlar olarak ne yapacağımızı şaşırdık. Hiç mi bir çözüm arayışı olmayacak? Zorunlu tasarruflar ödenmeyecek mi? Boğuluyoruz, bir nefes alma imkanı sağlanmayacak mı? ¥ İsmi mahfuz bir memur - EREĞLİ Bizleri oyalamanın ne anlamı var? Sağlık Bakanlığı'na; Yıllardır "hemşire ihtiyacımız var" deyip de bizleri oyalamanın ne anlamı var, bilemiyorum. Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü mezunuyum. "En iyi üniversiteye gideyim ve bu bölümden mezun olayım ki açıkta kalmayayım" diye büyük hayallerle bitirdiğim bu bölümde de hayal kırıklığı yaşıyorum, bunu da anlayamıyorum. "Ödenek yok" deniyor; fakat nasıl oluyor da Eğitim'e ödenek verilebiliyor? Lütfen Sayın Durmuş, bu konunun üzerine gidin. "Sınav" diyorsanız, o da tamam, nasılsa her şeye alıştık... O zamanlar öğrenci olduğum için DMS'ye giremedim ki girenlerin çoğu hâlâ açıkta. KMS çıktı, her ne kadar bizi ilgilendirmiyorsa da, ne olur ne olmaz diyerek ona da girdik. Artık bir kesinlik olsun, çevremize iş konusunda açıklama yapmaktan bıktık, dayanacak gücümüz kalmadı. Artık bir açıklama yapılsın, ne yapılacaksa yapılsın... ¥ Fakülte Mezunu Hemşire - HATAY

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.