Sözleşmeliler olarak sadece mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz

A -
A +

Siz değerli Türkiye Gazetesi çalışanlarının, Belediye ve İl Özel İdare Sözleşmelilerinin uğradığı mağduriyet sürecinde, her zaman yanımızda olduğunuzu biliyor ve sizleri bu vesileyle gıyabınızda tanımaktan çok memnun olduğumu iletmek istiyorum. Bildiğiniz üzere, 4 Haziran 2011 tarihinden beri, önemli bir mücadele vererek, mağduriyetimizi kamuoyuna sizlerin de vesilesiyle duyurmaya çalışmaktayız. Bu dönemde, bizler ile ilgili yanlış ve eksik bilinen birçok konuda açıklamalar yapmak için çaba sarf ediyoruz. Belediye ve İl Özel İdarelerinde Sözleşmeli Personel İstihdam Edilmesi Hakkındaki Kanun, 2005 yılında yürürlüğe girmiş olup, bu tarihten itibaren, günümüzde çalışan yaklaşık 18.000 kişiyi kapsamaktadır. Peki, Merkezî Atama ile (Meşhur adıyla bilinen KPSS ile) personel alım yapılması mümkün iken, neden böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmuştur? Dahası, Kanun Koyucu, istihdam şart ve usullerini, hangi gerekçeleri dikkate alarak düzenlemiş ve kanunlaştırmıştır? Bilindiği üzere KPSS, özellikle teknik (Mühendislik, Hukuk, Veteriner Hekim, Tekniker vs.) konularda bilgi seviyesini ölçen bir sınav değildir. Ayrıca Merkezî Atama şartlarında, Kamunun ihtiyacı olan herhangi bir konuda, iş tecrübesine sahip personelin istihdam edilmesine ilişkin şart öne sürülememektedir. Bu durumda, özellikle hizmet ve yatırım üretmek zorunda olan Kamu kurumlarının ihtiyaç duyduğu, Özel Sektörde İhtiyaç duyulan konuda iş tecrübesine sahip ve Uzman personelin kamuda istihdam edilmesi mümkün olamamaktadır. Bu sebeple, çoğu yeni mezun ve iş tecrübesi olmayan üniversite mezunu gençlerin, merkezî atama ile istihdam edilmesi hususuyla, Belediyelerde Sözleşmeli Personel İstihdamı hususları birbirinden farklıdır. Bizler, Kamuda Sözleşmeli çalışan; istihdam edildiğimiz iş konusu ile ilgili ortalama özel sektörde minimum 3 yıl iş tecrübesi olan, mesleki uzmanlığa sahip, nitelikli ve tecrübeli personelleriz. İşe ilk girişimizde ise, bir komisyon tarafından, çalışacağımız iş konusu ile ilgili mülakatla, teknik yeterliliğimiz dikkate alınarak, kanun usul ve şartlarına uygun şekilde istihdam edilmekteyiz. İşin özeti; 5393 ve 5302 sayılı kanunda, sözleşmeli personel istihdamının amacı; "Yerel Yönetimlerde ihtiyaç duyulan ve merkezi atama ile aranamayan tecrübe ve nitelik şartlarına haiz, teknik personel" ihtiyacının karşılanmasıdır. Bu tip sözleşmeli personel istihdam düzenlemesi ile, tecrübeli ve nitelikli Teknik Personelin Yerel Yönetimlerde istihdamına fırsat sağlanmıştır. Bizler, kanunda da belirtildiği gibi 4/B'li personelleriz. 4 Haziran 2011 tarihinde, 205 bin Sözleşmeli Personel, 632 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile, İlk İstihdam Şartlarına bakılmaksızın, kadrolu yapılmıştır. Mesela, 4924 Sayılı Kanuna Bağlı Sağlık çalışanları, ilk işlerine girişlerinde KPSS merkezi atama şartı olmaksızın istihdam edilmiş olmalarına rağmen, 4 Haziran'da kadrolu atanmışlardır. Benzer olarak KPSS ataması olmadan, binlerce Vekil İmam, Vekil Ebe, Kızılay İşçileri, Tarım Bakanlığındaki Tarım danışmanları, Çaykur Geçici İşçileri vb.'leri de kadrolu atanmışlardır. Bu sözleşmeliler de KPSS sınavına girmeden kadro almışlardır. Mahalli İdarelerde çalışan tam zamanlı teknik sözleşmeli personeller olarak, norm kadro karşılığı ihdas edilen kadrolarda çalışıyoruz ve kadrolarımıza asaleten atanmak istiyoruz. Üstelik, bizler asaleten kadrolarımıza atanmasak bile, yerimize başka bir personelin istihdam edilmesi de mümkün olmadığı halde, bizlere yapılan bu çekememezliği anlamakta zorlanıyoruz ve üzülüyoruz. Bizler, 4 Haziran 2011 sonrası, Sayın Başbakanımızın bizlere verdiği, bu mağduriyetin giderileceği yönündeki sözlerini dikkate alarak, hakkımızı arıyoruz. Sayın Çalışma Bakanımız da gerekli yasal düzenlemelerin yapılacağı müjdesini nihayet vermişlerdir. Bu konuda kamuoyunda yanlış bilinen ve birilerinin hakkını aldığımız gibi asılsız iddiaların bilgi eksikliği ve yanlış yönlendirme neticesinde olduğunu düşünüyoruz. Belediye ve İl Özel İdare Sözleşmeli Çalışanları adına İstanbul Polisi "Terör Tazminatı" istiyor Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim Şahin'e sesleniyoruz!.. İstanbul, öğretmene "şark hizmeti" sayılırken, neden polise "şark" sayılmıyor? 340 lira "terör tazminatı" alan ve "şark" sayılan Erzurum gibi, yıllık suç oranı İstanbul'un aylık suç oranına ulaşamayan illerde çalışan polisler şanslı iken, İstanbul'da çalışan polisler ne para alıyor ne de şark hizmetinden muaf tutuluyor.. Erzurum'da terör var da, İstanbul'da terör yok mu? İstanbul'da görevli polislerin terörle nasıl mücadele ettikleri, bu uğurda şehit ve gazi verdikleri herkes tarafından bilinmektedir.. Her yıl 1 Mayıs ve Nevruz kutlamaları sebebiyle, alınacak emniyet tedbirleri uyarınca, İstanbul Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli bütün polisler, bir hafta boyunca 12/12 çalışma esasına göre, günde 15-17 saat mesai yapıyorlar. Bu mesainin karşılığında hiçbir ek ücret almıyorlar. Her yıl Nevruz, 1 Mayıs gibi geniş katılımlı birçok açık alan toplantısının yapıldığı megakent İstanbul'da çalışan polisler, vatandaşların huzur ve sükununu sağlamak için, gece-gündüz, hafta sonu ayırt etmeksizin canla başla görev yapıyorlar.. Buna rağmen, İstanbul polisine neden terör tazminatı ödenmiyor? İstanbul'da görevli polislere yapılan bu haksızlığın, adaletsizliğin ve eşitsizliğin acilen giderilmesini talep ediyoruz.. Megakent İstanbul'un şark hizmetinden sayılmasını ve İstanbul'da görevli bütün polislere istisnasız terör tazminatı ödenmesini istiyoruz.. Sayın Devlet büyüklerimizden 10 Nisan Polis Bayramı öncesi müjde bekliyoruz.. İstanbul'da görevli bir grup Polis Memurları > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.