SSK özelleşirse daha iyi hizmet etmez mi?

A -
A +

SSK'nın özelleştirilmesi ile Türkiye'nin dünyadaki itibarının artacağından hiç şüphem yoktur. Neden mi? 25 Mart 2001 tarihinde şiddetli bel ağrısı olan SSK'lı hastamızın iyi tedavi edilmesi için, SSK'nın alışılmış prosedürü gereği SSK - Samatya Hastanesinde çalışan fizik tedavi doktorunun özel muayenehanesine gittik. Hastamızda bel fıtığı ve dolayısı ile ameliyat olma durumu olabileceğini, bunun için acil MR çektirmemiz gerektiğini öğrendik, 30 milyon ücret ödeyip ayrıldık. Üç gün sonra MR sonucu ile aynı hekime kontrole gittik. Hekim bize "bel fıtıkları olduğunu, bir Beyin Cerrahı'na gitmemiz gerektiğini ve kendisinin bir şey yapamayacağını" belitti. Bize yine SSK'nın bir 'Beyin Cerrahı'nı tavsiye etmesini rica ettik. Kendisi aynı hastalığa yakalansa güvenerek gidebileceğini söylediği bir hekim ismi söyledi. "Size geldiğimiz için, Beyin Cerrahı'nın özel muayenehanesine gitmesek, SSK'nın polikliniğine gitsek olmaz mı?" şeklindeki sorumuza, "ben başka o başka, o bakımdan özel uğramanız gerekir" karşılığını aldık. Hastamızın durumu acil olduğu için, hemen kendi muayenehanesinden ikinci hekime telefon ederek, bizim için randevu aldı. Hasatamızı alarak, aynı gece ikinci hekime gittik. Gerekli muayene ve MR'ı inceledikten sonra, hastanın ayağının felç olma riski olduğunu ve en kısa zamanda ameliyat olması gerektiğini söyledi. G. Osmanpaşa Özel Hastanesi'nde anlaşmalı olarak çalıştığını ve paket fiyatı olarak 1.2 milyar TL. karşılığında yarın öğleden sonra ameliyat yapabileceğini belitti. Bizim SSK'lı olduğumuzu ve zaten bu zamanda o kadar parayı bulamayacağımızı belirtmemiz üzerine, SSK'da iki ay bekleyebileceğini, lüks bir otel olmadığını, araya daha acil(!) hastalar girebileceğini vs. SSK'yı mümkün olabildiğince kötüleyerek, yine de kararın bizim olduğunu belirterek, paralı ameliyata karar verirsek kendisini cep tel. ve evinden arayabileceğimizi de ilave ederek her iki telefon numarasını verdi. 50 milyon TL. faturasız vizite ücreti ödeyerek düşünmek üzere ayrıldık. Ertesi gün SSK'da ameliyat öncesi tahlillere başladık. 15 gün sonra sonucu çıkacak kan tahlilini ve hastaneden telefon edilmesini beklemek için hasta, eve gönderildi. 15 gün sonra hastayı yatırdılar. Ameliyattan iki saat önce evrakları kontrol eden doktor, hepatit tahlilini beğenmediğini ve dahiliyecinin görmesi gerektiğini belirterek sonraki güne erteledi. Ertesi gün dahiliye uzmanı bu sonucun ameliyatı etkilemeyeceğini ama yine de yeniden kan tahlili yapılmasının iyi olacağını belirtince, durumu acil olan hastamız, ikinci 15 günü beklemek için eve gönderildi. İki hafta sonra hastanede tahlil sonucunun bulunamadığı belirtilerek, üçüncü tahlil için tekrar kan alındı. Bu arada bizim hasta stres ve bunalıma girerek, ameliyat olmaktan vazgeçti. Biz sabretmesi ve mutlaka ameliyat olmasını önererek tekrar doktora gitmesini sağladık. Bu sefer doktor "Sen iyisin , ameliyat olsan bundan daha mı iyi olacaksın, şimdi git, durumun daha kötü olursa tekrar gelirsin" diyerek hastayı tekrar eve gönderdi. Yarından tezi yok, "Bir milyar iki yüz milyon lirayı vererek hemen ameliyat ol, yoksa ayağın düşer" denilen SSK'lı hasta, 45 gün sonra "iyisin" denerek eve gönderildi. Şimdi soruyorum size; halkın tabiri ile "sağlam gidenin hasta olarak geri geldiği", "insanın hasta olduğuna da olacağına da pişman olduğu" ve "hiçbir insanın (hasta, ziyaretçi ve hatta çalışan doktor dahil) memnun olmadığı bir kurumun olmasından olmaması daha iyi değil mi? Bu gidişle sağlam giden ölü olarak çıkacak. ¥ SSK'ya prim ödeyenler adına Kadir Yanık Zor günlerden geçiyoruz Milletçe çok zor günlerden geçiyoruz. El açmış, uçan kuştan bile para dilenir olduk. Şanlı bir geçmişe sahip olan Türkiye'nin düştüğü bu durumlara üzülmemek elde değil. Birkaç milyar dolar uğruna; bizim için ve dünya için çok önemli yere sahip olan bor rezervlerinin satılmak istenmesine mi yanarsın; yoksa, bundan 10 yıl önce 30 milyar dolar değer biçilen Telekom'un 2-3 milyar dolara elden çıkarılmasına mı? Ya da Avrupa ve Amerika'nın elindeki şeker ve tütün stoklarını eritmek için çıkartılmak istenen yasalara mı? Çiftçinin, esnafın, memurun durumu da içler acısı... Kurtuluş için Avrupa ve Amerika'dan medet uman Türkiye, beceriksiz idarecilerimiz sayesinde acaba daha ne badireler atlatacak, ne bedeller ödeyecek? ¥ Kayseri'den bir okuyucu

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.