Sayın Başbakan'ın dikkatine; Yıllardır kanayan bir yaraya dikkat çekmek istiyorum. Suruç'ta hayatını çiftçilikle kazanan 60 bin aile, "sulama suyu"nun tarlalarına gelmesini bekliyor. İlçe nüfusu ekmeğini çiftçilikten kazanıyor. Bir zamanlar nar bahçeleriyle ünlü Suruç, düz bir ova üzerine kurulu, toprağı da tarıma çok elverişli. Ancak su olmayınca, ne yazık ki hayat da olmuyor. Suruç'ta eskiden ileri düzeyde tarım yapılmakta idi. İlçe; kilim, halı, seccade gibi yünlü dokumaların yanı sıra, kuyumculuk ve iyi cins atları ile tanınıyor. Ancak su kaynaklarının tükenmesiyle, önce ekip biçilen tarım ürünlerinin cinsi değişiyor, onu büyük kentlere göçler izliyor. Hatta gençlerin bazıları iş, para veya Avrupa macerası yalanlarıyla kandırılıp, zorla "yasa dışı örgütlerin" kamplarına götürülmüş. Sesimizi duyuramıyoruz, kimse bizi dinlemiyor. Lütfen sesimize kulak verin. Lütfen Suruç'ta hayatını çiftçilikle sürdüren 60 bin ailenin sesini duyun. Sizden çok şey istemiyoruz, sadese "sulama suyu"nu istiyoruz... * Faruk Yüksel-Suruç/ŞANLIURFA >> Mesleki eğitim için gerekenleri yapın Üniversite mezunu olmamıza rağmen, hiçbir yerde üniversite mezunu muamelesi görmememiz, Meslek Yüksek Okulu mezunları olarak bizleri bunaltıyor. Ne işe alınmada, ne askerlik hizmetinde ne de diğer resmi kurumlarda hak ettiğimiz değer veriliyor. Halbuki ne pembe hayallerle bu okullara girmiş, okumuş, mezun olmuştuk... Yetkililer her fırsatta mesleki eğitimin ne kadar önemli olduğunu söylüyor. Bizim hâlimiz ortada iken bu sözlere kim itibar eder? Lütfen YÖK, Milli Eğitim Bakanlığı ve diğer yetkililer olarak bir araya gelin; bizim mağduriyetimizi giderici kararlar alın, mevzuatı düzeltin, gerekirse yeni yasaların çıkarılmasını sağlayın... Eğer ülke kalkınmasında bizim katkımızın önemine inanıyorsanız bunları bir an önce yapın, 1.5 milyonu aşan Meslek Yüksek Okulu Mezununu sevindirin. Eğer durum böyle değilse, bu okulları bir daha gözden geçirin de yeni mağdurlar ortaya çıkmasın... * Bir grup Meslek Yüksek Okulu mezunu >> 521 öğrencisi olan bilim merkezi bina bekliyor Milli Eğitim Bakanlığı'na ve Ankara Valiliği'ne; Yasemin Karakaya Bilim ve Sanat Merkezi binası uygun ve yeterli olmadığı için, 2008-2009 öğretim yılında Çankaya, Yenimahalle, Etimesgut, Sincan, Gölbaşı ilçelerindeki üstün veya özel yetenekli öğrencilerin belirlenmesi ve merkeze kayıtlarının yapılması işlemleri ne yazık ki gerçekleştirilemeyecektir. Mevcut şartlarda, 2008-2009 öğretim yılı için beş ilçemizde üstün veya özel yetenekli öğrencilerin belirlenmesi yapılamayacağı, ayrıca mevcut öğrencilerin hem de gelecek öğrencilerin mağdur olacağı değerlendirilmektedir. Bu olumsuz durumların giderilebilmesi amacı ile Yasemin Karakaya Bilim ve Sanat Merkezi velileri olarak daha önce Sayın Valimizle yaptığımız görüşmeye istinaden, Valilik makamına sunulmak üzere uygun okul araştırması yaptık. Ulaştığımız bilgilere göre, İlköğretim müfettişlerinin yaptığı inceleme sonucunda; 2008-2009 öğretim yılında Ümitköy sınırları içinde bulunan Ümit İlköğretim Okulunun kapatılmasına ve öğrencilerinin çevre okullara dağıtılmasına karar verilmiş olduğunu öğrendik. Adı geçen okulun 2007-2008 öğretim yılında (velilerin müracaat etmemesinden dolayı) kayıt almadığını ve ana sınıfı hariç 7 şubesinde bulunan toplam öğrenci sayısının ise 60'tan az olduğunu tespit ettik (Birinci sınıf mevcudu yoktur.) Bölgede bulunan ilköğretim okullarının sınıf ortalaması ise 25 kişinin altındadır. Okul aile birliği olarak yeni yapılacak bilim ve sanat merkezi inşaatı bitinceye kadar, Ümit İlköğretim Okulunun bu yıl öğleden sonraları ve gelecek yıldan itibaren tamamen Bilim ve Sanat Merkezine tahsis edilebilmesi için gerekli resmi işlemlerin 2007-2008 öğretim yılı yarıyıl başlangıcına kadar (onay-imza aşaması hariç) yapılmış olmasına rağmen, halen tahsis ve taşınma işleminin yapılamaması tüm öğrenci velilerinin üzüntüsüne sebep olmaktadır. Yasemin Karakaya Bilim ve Sanat Merkezi Okul Aile Birliği olarak veliler adına, bir an önce onay işlemlerinin tamamlanarak, taşınma işleminin yapılmasını istiyoruz. * Yasemin Karakaya BİLSEM Velileri ve Okul Aile Birliği >> Apartman içinde sanayi sitesi! İş yerlerinde yaşanan kazalar, can ve mal kayıpları medyada sık sık yer alır. Her defasında da alınması gereken tedbirler sıralanır. Ama o iş yerlerinin çoğunun ilgili mercilerden gereken izinleri aldıkları da unutulur. Tıpkı Necati Beyin aşağıda yazdıkları gibi: "Oturduğumuz apartman dairesi zemin kat, üzerimizde ise dört tane dükkan var. Bu dükkanların biri fırın, biri matbaa atölyesi, biri oto elektrikçisi, diğeri de araba tamiri yapan sözde aksesuarcı. Sabahın erken saatlerinde başlayan gürültü ve sesler gece yarısına kadar devam etmekte, sabaha doğru da fırıncıların mesaisi... Ne cumartesi var, ne de pazar, bayram falan da dinledikleri yok. 24 saat boyunca tepemizde ayak sesleri ve gürültü. Oto tamirci, matkaptan tutun da krikoya kadar yüksek ses çıkartan her türlü iş malzemesini tepemizde kullanmakta. Evde çocuk var ve çocuk korkudan uykusundan fırlamaktadır... Bu iş yerlerinin kapatılmasına yönelik apartman yönetimi tarafından alınmış kararlar var; ancak dükkan sahibi aşırı paragöz biri ve şikayetleri umursamadığı gibi, alınan kararları dahi tanımıyor. Hatta en son alınan kararı, karar defterinden yırtmış, kendisini de (birkaç komşunun imzasıyla) başkan seçtirmiş... Konuyu belediyeye kadar taşıdım, onlar da ihtar etmekten öteye gidemiyorlar, Nihayetinde ruhsatları var (ruhsat aksesuar satışı üzerine, ama bu iş yerinde araba tamiratı yapılıyor), yapabileceğimiz bir şey yok diyorlar. Tüm bu gürültü patırtının ötesinde, apartmana girişimiz de kolay olmuyor. Kapı önüne kuyruk olmuş arabaların arasından geçmek zorunda kalıyoruz. Apartmana giren kadın ve kızlarımız var, hepsi de çirkin bakışlardan son derece rahatsız ve sıkıntılı... Konu çok açık ve resim ortada, apartmanımızın orta yerinde OSTİM Sanayi Sitesini aratmayan bir görüntü yaşanıyor." Birileri işi kitabına uydurup, her türlü kanunsuzluğu işliyor, vatandaş mağduriyetiyle kalıyor, yetkililer de seyrediyor... Burası Türkiye deniyor ya...