Tabii kaynaklarımızı değerlendirmeyelim mi?

A -
A +

Çevrecilerin, yeryüzündeki ormanlar ayakta kaldıysa, bunu madencilere borçlu olduklarını unutmamaları gerekir. Doğal kaynaklarını değerlendirmeyen bir ülke var mı? Bu ülkenin tabii kaynaklarını toplumun ve ekonominin hizmetine sunmak için değerlendirmeyelim mi? Başta enerji kaynakları petrol, doğalgaz, kömür olmak üzere; demiri, bakırı, alüminyumu, altını, kurşunu, çimentoyu kısacası modern hayatın ihtiyacı olan madenleri ithal mi edelim? Biz yerbilimciler, bu ülkede uzmanlık alanımızın dışındaki alanlarda uzmanmış gibi yalan yanlış beyanatlarda bulunuyor muyuz? Başka disiplinlerin de bilmedikleri, uzman olmadıkları alanlarda bilgi kirlenmesi oluşturmalarına seyirci kalamayız. "Madenciler dünyadaki enerjinin %10'unu tüketiyor!" diyorlar. Peki dünyadaki enerji üretiminin yüzde kaçı kömür, doğalgaz ve nükleer enerjiden sağlanıyor, bir bilginiz var mı? "Madenciler dünyada el değmemiş ormanların %40'ını tehdit ediyorlar!" imiş... Madenciler yerkabuğundaki petrolü, doğalgazı, kömürü, uranyumu keşfedip bulundukları yerden çıkarmasalardı, yeryüzünde tek bir ağaç kalır mıydı? İnsanlar ısınma ihtiyaçlarını nasıl karşılarlardı? "Her gün ortalama 40 madenci ölüyor! Gayri Safi Hasılanın ancak %1'i kadar bir ekonomik değer oluşturuyor! Atmosfere 19 milyon ton sülfür dioksit yayıyorlar!" deniyor. Madenciler, yerin yüzlerce metre altındaki madenleri, hayatlarını riske atarak yeryüzüne kimin için çıkarıyor? Çıkarılan madenleri kim kullanıyor? Niye bir mağarada oturmuyoruz? Niye otomobil, uçak, gemi, tren, otobüs vb. kullanıyoruz? Niye buzdolabınız, çamaşır makineniz, televizyonunuz, bilgisayarınız, telefonunuz var. Hem bunları kullanıp, hem de bu araç gereçlerin yapılması için elzem olan madenciliğe, madenlerin çıkarılması ve işlenmesine karşı olabilir miyiz? ABD'de 2006 yılında 64 milyar dolarlık yeni işlenmemiş maden çıkarıldığını, çıkarılan bu madenlerin işlenmesi ile 542 milyar dolarlık bir katma değer oluştuğunu, bunların nihai ürünlere dönüştürülmesiyle de 2.1 trilyon dolarlık bir ekonomik değer oluştuğu görülüyor. İşte madenciliğin gerçeği burada yatmaktadır. Bazı çevreler madencilik zaten GSMH'nın %1'ini karşılıyor, yapılmasa da olur mantığı ile yaklaşarak ne kadar bilgisiz olduklarını ortaya koymaktadırlar. Üretmeyen hiçbir toplum ayakta kalamaz.Çevre değerlerini kimse kendi tekelinde görme yanlışı içinde olmamalı, bilmedikleri, uzman olmadıkları konularda uzmanmış gibi hareket ederek bilgi kirliliği oluşturmaya kalkmamalıdır. Dr. Muhterem Köse (Maden Yük. Mühendisi) >> Öğretmenlik yapmak isteyen öğretmenler Bilgi Teknoloji Sınıfları'nın işleyebilmesini ve okulların bilgi teknolojilerine eğitim amaçlı adaptasyonunu sağlamak amaçlı olarak, Bilişim Teknoloji Öğretmenlerine Milli Eğitim Bakanlığı tarafından verilen yeni görevler, öğretmenler tarafından tepki ile karşılandı. Bu yeni görevle birlikte, haftalık 6-10 saat arasında derse girecekler. Diğer zamanlarda bilgi teknoloji sınıflarında bekleyecekler. Görevin zorla verilmesi tepkilerin başında geliyor. Okullarındaki diğer branş öğretmenlerinden çok daha fazla çalışmalarına (08:00-17:00) rağmen, onlardan daha az ücret almaya başladılar. Bilişim Teknolojileri Öğretmenleri; 1992 yılından beri okullardaki Bilgi Teknoloji sınıflarını ayakta tutmak ve okulların Bilişim teknolojilerine adaptasyonu konusunda çalıştıklarını, fakat sürekli olarak görevlendirmelerle bu işi sürdürmekte olduklarını ifade ettiler. Diğer öğretmenlerin sürekli olarak siz ne iş yaparsınız ithamlarına maruz kaldıklarını, hatta öğrencilerin "hocam siz öğretmen misiniz?" sorularına bile muhatap olarak, okulların Bilişim Teknolojileri ile bütünleşmesi yönünde emek vermeye çalıştıklarını ifade ettiler. Bakanlık; eğitim kurumlarının Bilgi Teknolojileri ile bütünleşmesi için azımsanmayacak kaynaklar aktarmış, çok büyük miktarda paralar harcayarak Bilgi Teknoloji Sınıfları kurdu. Çeşitli firmalarla anlaşmalar imzalayarak (Cisco, İntel, Adobe, Microsoft sadece birkaç örnek) birçok projenin planlamasını yaptı. Fakat aradan geçen 16 senede meydana gelen bu kadar teknolojik gelişmeye rağmen, tüm bu yatırımları eğitim sahasında hayata geçirecek olan Bilişim Teknoloji Öğretmenleri görevlerini tanımlamaya, problemlerini çözmeye dair çalışmaların yetersiz kaldığını söylediler. Rehber öğretmenler gibi, hem sabahçı gruba, hem de öğlenci gruba rehberlik edecek şekilde, 09:00-15:00 saatleri arasında mesai yapmak istiyorlar. Dersimizin karneye geçmemesi ve dersin seçmeli olması sebebiyle, sınıf disiplini konusunda zorluk yaşanıyor. > Hakan Yandım >> Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00 Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna / İSTANBUL

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.