Eşim bundan 1.5 ay önce mide kanaması geçirdi. Önce Bakırköy Devlet Hastanesi'ne, sonra Vakıf Guraba Hastanesi'ne ve oradan da İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürdüm. Dahiliye acilde gerekli muayene ve tetkiklerini yaptıktan sonra, "mide üst gist kanaması" teşhisiyle hastamızı yatırmamızı söylediler. Gece saat 01:00 olmuştu. Sigortalı olduğumu ve sabaha kadar bir tehlikesi yoksa, devlet hastanelerinin birinde tedavisini yaptırmak istediğimi söyledim ve çıkardım. Ertesi gün devlet hastanesinde tekrar tahliller ve atroskopiden sonra, ülser ve gastrit teşhisi kondu, ilaçlarını aldık, tedavisine başladık. Buraya kadar her şey normal. Yaptığımız masrafları alabilmemiz için Çapa'da, hastanın durumunun acil olduğunu belirtir bir yazı verildi. Önce Bakırköy SSK Müdürlüğü'ne gittim. İl Müdürlüğü'ne gitmem gerektiği söylendi. İl Müdürlüğü'ne gittim. Çapa'nın verdiği yazıyı bir devlet hastanesinde onaylatmam gerektiği bildirildi. Çapa'nın raporu gerersiz sayılıyormuş. Yakınında bulunan bir devlet hastanesine gittim, 3 günde işimi bitiremeden çıktım. İlgili makama olan yazıyı 3. günde Başhekim Yardımcısı imzaladı. Ancak, mühür vuracak olan Başhekim Muavini, "ayakta tedavi olan hastalara SSK ödeme yapmıyor" diyerek onaylamadı. Ben gazeteciyim ve muhabirim. Bizler ki; hem kendi hakkını arayan hem de aksaklıkları kamuya duyuran kişileriz. Biz de hakkımızı alamıyorsak, vay vatandaşın haline! Sayın Sağlık Bakanım; sizin çabalarınızı biliyoruz, takdir de ediyoruz. Görev verdiğiniz insanların da aynı çabaları göstermeleri gerekir ki; işler yürüsün. Tebdili kıyafet edip bu hastanelerden birine gitseniz de vatandaşın neler çektiğini görseniz... Hastanelerden önce kafaların düzelmesi gerekmez mi? > Mustafa Karagöl Onlar altın, biz tunç muyuz? İlgililerden beklediği ilgi-destek ve takdiri alamamış 20 bin Devlet Denetim Elemanından biri olarak, ben de halk ozanının dizelerine benzeterek, "Bizi hor görme ey Hükümet, Sayıştay Denetçileri altın da biz tunç muyuz? Hepimiz aynı Devlet'e çalışırız, Mülkiye Müfettişi gümüş de biz sac mıyız?" diye sesleniyorum. Bu seslenişimin nedeni, TBMM'nin Temmuz ayında tatile girmeden hemen önce, peş peşe çıkarılan iki ayrı yasa ile, Sayıştay Denetçileri ile Mülkiye Müfettişleri'nin maaşlarında astronomik artışlar meydana getirilmesidir. Bu artışlar basında da yer aldı. Sayıştay Denetçileri ile Mülkiye Müfettişleri'nin yüzleri güldü. Böyle bir artışı bu denetim elemanları da beklemiyorlardı. Bir müddet rüya sananlar bile olmuştur. Neyse, Allah, bu Denetim Elemanlarına bu artışları güle güle yemelerini nasip eylesin. Gözümüz yok. Fakat, yetkililere sözümüz var. Mülkiye Müfettişleri ile Sayıştay Denetçileri'nin maaşlarında derece ve kıdeme göre ortalama 1 milyar ile 2 milyar arasında değişen artışlar yaptınız. Birinci derecedeki bir Mülkiye Müfettişi ile Sayıştay Denetçisinin maaşlarını 3500 YTL civarına çıkarttınız. Diğer 20 bin Devlet Denetim Elemanı bu maaşın 1 milyar eksiğine bile razı. Bu sese kulak verirseniz ne ala. Aksi halde, Maliye Müfettişinden, Vergi Denetmenine, Bakanlık Müfettişinden Genel Müdürlük Kontrolörüne kadar 20 bin denetim elemanı, hep bir ağızdan yukarıda dile getirdiğim dizeleri sokaklarda seslendirmeye devam edeceğiz. > E. B. (Denetim Elemanı) > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00